Cameron bir adım önde
İngiltere, Avrupa Birliği üyeliğinin geleceğini belirleyecek tarihi referandum için sandık başına gitti. Son anketler, Brüksel yanlılarının, ayrılıkçılar karşısında az bir farkla önde olduğunu gösterdi.
İngilizler, aylardır hararetli tartışmalara sahne olan kampanya sürecinin ardından dün ülkelerinin Avrupa Birliği (AB) üyeliğinin geleceğini belirlemek için sandık başına gitti. 46.5 milyon kayıtlı seçmenin bulunduğu ülkede seçmenlere, “İngiltere AB üyesi olarak kalmalı mı, yoksa AB’den ayrılmalı mı?” sorusu yöneltildi. Referandum öncesi yapılan son kamuoyu anketlerine göre AB’de kalmak isteyenlerin oranı, ayrılıkçılardan 4 ila 10 puan önde görünüyordu. AB üyeliğinin devamından yana olan Başbakan David Cameron, haftalardır İngiliz seçmenleri, AB’den çıkmaları halinde büyük zarar görecekleri konusunda uyarıyordu. AB’den ayrılmayı destekleyen eski Londra Başkanı Boris Johnson ve Brüksel karşıtı UKIP Partisi’nin lideri Nigel Farage ise, Londra’nın eski güçlü günlerine dönmesi için seçmenlere ‘hayır’ oyu vermeleri çağrısında bulunmuştu.
Brüksel tedirgin
AB üyesi ülkelerin liderleri, haftalardır İngilizlere birlik üyeliğine destek vermeleri çağrısı yapıyordu. Referandumdan ‘hayır’ kararı çıkması halinde uzun vadede birlikten ayrılmak isteyecek başka üyeler olabileceği endişesi, AB kurumları içerisinde tedirginliğe yol açmıştı.
Başbakan Cameron ve eşi Samantha, dün sabah erken saatlerde oylarını kullandı.
Seçmeni etkilemek için son hamle
Referandum sabahında piyasaya çıkan İngiliz gazetelerinin tamamında, seçmenlerin oyunu etkilemeye dönük manşetler yer aldı. Ülkenin en yüksek tirajlı tabloid gazetesi The Sun, ‘Bağımsızlık Günü’ manşetiyle yayımlandı. Birinci Dünya Savaşı’nda asker toplamak için kullanılan bir posteri referanduma uyarlayan Daily Express, Birleşik Krallık bayrağı üzerinde büyük puntolarla “Ülkenin sana ihtiyacı var. Ayrılma yönünde oy kullan!” çağrısına yer verdi. Daily Mail gazetesi ise “En büyük dört AB yalanını ifşa ediyoruz” manşetiyle çıkarken, AB’de kalınmasından yana yürütülen kampanyayı eleştirmeyi tercih etti.
The Guardian gazetesi, “Avrupa’da kalmak için son bir hamle” manşetiyle yayımlanırken, Avrupa’nın uydu fotoğrafına yer verdiği sürmanşetinde de “Kim olmak istiyoruz?” sorusunu sordu. Birinci sayfasını Avrupa’nın uydu fotoğrafıyla kaplayan The Times gazetesi de “Hesaplaşma günü” manşetini atarken, ülkenin kaderinin bıçak sırtında olduğunu yazdı.
Kariyerini ortaya koydu
Eski Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, AB karşıtı kampanyaya desteğini açıklamadan önce Cameron’ın ardından Muhafazakar Parti’nin başına ve başbakanlık koltuğuna oturacak isim olarak gösteriliyordu. Siyasi analistler, Johnson’ın sonucu bu kadar bıçak sırtında olan bir konuda politik kariyerini riske ederek büyük bir kumar oynadığı yorumunu yapmıştı.
Son günde bile suçlama
The Times gazetesi, referandum gününde çıkan baskısında, Başbakan Cameron’ın Türkiye’nin AB üyeliğine destek verme konusunda yalan söylemekle suçladı. AB karşıtları, Türkiye’nin İngiltere’nin desteğiyle AB üyesi olacağını, bu durumda da milyonlarca Türk vatandaşının İngiltere’ye akın edeceğini iddia ediyordu.
Referandum neden yapıldı?
İngiltere’de Mayıs 2015’te gerçekleştirilen genel seçimler öncesinde AB karşıtları güç kazanmaktaydı. Lideri olduğu Muhafazakar Parti içerisinde bile büyük bir AB muhalefeti ile karşılaşan Cameron da, seçim vaatlerinin başına, AB üyeliğini referanduma götürmeyi koymuştu. Cameron referandum vaadi sayesinde, AB karşıtı UKIP’e karşı zafer kazanırken, Brüksel ile yürüttüğü pazarlıkların ardından birlik üyeliğinin devamı yönünde karar çıkması için kampanya başlatmıştı.
Kim neyi savundu?
Brüksel karşıtları, İngiltere’nin birlikten ayrılması halinde, AB bütçesine Londra’nın yaptığı yardımların devlet kasasında kalacağını, göçmen politikalarını yeniden İngiliz hükümetinin belirleyeceğini ve ulusal egemenliğin yeniden kurulacağını savundu. AB taraftarları ise, ayrılık kararı çıkması halinde Brüksel’in sağladığı vergi ve gümrük avantajlarının kaybedileceği, ekonominin kötüye gideceği, ayrıca Londra’nın prestij ve güç kaybedeceği uyarılarında bulundu.
Bild’den esprili teklif
İngiltere’nin AB’de kalması için çağrı yapan Alman Bild gazetesi, “Sevgili İngiltere AB’de kalırsanız, Wembley’deki golü bile geçerli sayarız” manşetiyle çıktı. İngiltere ile Batı Almanya arasında Wembley’de oynanan 1992 Dünya Kupası finalinin normal süresi 2-2 bitmiş, uzatmalara giden maçı, 101’inci dakika tartışmalı bir gol atan İngiltere 4-2 kazanmıştı. Almanya, şampiyonanın üzerinden 24 yıl geçmesine rağmen Geoff Hurst’ün attığı golü halen kabul etmiş değil.