İngiltere’nin eski Dışişleri Bakanı Jack Straw,siyasi gözlemleriyle ilgili kaleme aldığı kitapta Türkiye'ye de değindi.
Straw’un, İngiltere’de "Last Man Standing: Memoirs of a Political Survivor" isimli yeni anı kitabı yayımlandı. Jack Straw, yaklaşık 600 sayfalık kitabının 18. bölümünü Avrupa Birliği ve Türkiye’ye ayırdı. "Hasta Adam Karşılık
Veriyor: Avrupa ve Türkiye" başlıklı bölümde Straw, Avrupa Birliği’ne ve Türkiye’nin üyeliğine ilişkin görüşlerini anlattı.
1960’lı ve 70’li yıllarda ülkesinin "Ortak Pazarda" olmasına karşı çıktığını yazan Straw, günümüzde Avrupa ile ilgili görüşünü ise "AB süreçleri sıkıcı olsa da AB asil bir kuruluştur. AB, Avrupa ülkeleri arasındaki sorunların
çözümünde, siyasi bir yöntem sağlar" ifadesiyle açıkladı.
Türkiye’nin AB ile müzakere sürecine değinmeden önce AK Parti ile ilgili düşüncelerini anlatan Straw, kitabında şu ifadelere yer verdi:
'TONY, ERDOĞAN'I İKNA ETTİ'
Türkiye’nin AB ile üyelik müzakerelerine başladığı 3 Ekim 2005’te, İngiltere’nin AB dönem başkanlığını yürüttüğünü ve kendisinin de Dışişleri Bakanı olduğunu anımsatan Jack Straw, müzakere süreci başlamadan önce yaşanan yoğun
diplomasi trafiğinden de kitabında bahsetti.
3 Ekim günü, Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamasıyla ilgili anlaşma sağlanmadan önce, Güney Kıbrıs’ın NATO gibi uluslararası kuruluşlara üyeliğine ilişkin bir paragraf konusunda Türkiye’nin itirazı olduğunu
ifade eden Straw, şunları kaydetti:
"25 üye ülke imzalamaya hazırdı ancak şimdi de Türkiye konuyu deşiyordu. Abdullah Gül’e farklı kelimeler ve anlatım biçimiyle konuyu önerdim olmadı, bir daha kelimeleri değiştirerek önerdim yine olmadı. Condeleezza Rice telefon trafiğini yürütüyordu. Son olarak, Londra’da olan Tony’den (Blair) Erdoğan’ı aramasını istedim. Tony, Erdoğan’ı ikna etti. Erdoğan, Abdullah’ın (Gül) kabul
etmediği anlatım biçimindeki halini kabul etmişti. Ama işin doğrusu, zaten önerilen anlatım biçimleri arasında çok da fark yoktu."
Anlaşma sağlanmasının ardından, Abdullah Gül’ün Lüksemburg’a gitmek üzere uçağa bindiğini anlatan Straw, Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakerelerine başlamasını "tarihi bir an" olarak değerlendirerek, "Dışişleri Bakanı olduğum
dönemde en çok gurur duyduğum kişisel başarımdı ve bu, Türkiye’ye olan kalıcı ve sürekli ilgimi sağladı" diye yazdı.
'KAYBEDECEK OLAN TÜRKİYE DEĞİL'
Müzakere sürecinin başlamasından bu yana, Angela Merkel, Nicolas Sarkozy gibi Avrupalı siyasetçilerin Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıktığını anımsatan Jack Straw, kitabında şunları kaydetti:
"33 müzakere başlığının, 17’si engellenmiş durumda. Hiçbir aday ülkeye böyle davranılmamıştır. Acil sorun Kıbrıs’tır. Bu sorun, Fransa, Almanya ve İngiltere tek ses olursa çözülebilir.
Türkiye’nin AB üyeliğinin engellenmesinin arkasındaki asıl tatsız neden, Müslüman bir ülke olmasıdır. Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ’Avrupa’nın kendisine sınır çizmesi gerektiğini’ söylediğinde, coğrafi sınırları kastetmemişti. Öyle olsaydı, Malta veya Güney Kıbrıs’ın alınmaması gerekirdi. Kastettiği dini sınırlardı.
Tüm bunda kaybedecek olan AB’dir, Türkiye değil. Türkiye’nin AB’ye duyduğu ihtiyaçtan çok, AB’nin Türkiye’ye şu anda ihtiyacı vardır."
ABDULLAH GÜL İLE FOTOĞRAF
Bu arada, anı kitabının bazı sayfalarında Straw’un çocukluğundan, gençliğinden, ailesinden ve siyasi hayatından fotoğraflar yer alıyor. Bu fotoğraflar arasında, Straw ile dönemin Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül’ün
2003 yılında, Yunanistan’ın AB dönem başkanlığı sırasında kahvaltıda bir araya geldiklerinde çekilen bir fotoğraf da bulunuyor.
1979 yılından bu yana İşçi Partisi’nin Blackburn milletvekili olan 66 yaşındaki Straw, 2010’da İngiltere’de yapılan genel seçimden önce partisinin 13 yıllık iktidarında üç bakanlık görevinde bulundu.
1997-2001 yıllarında İçişleri Bakanlığı, 2001-2006 yıllarında Dışişleri Bakanlığı, 2007-2010 yıllarında ise Adalet Bakanlığı yapan Jack Straw, 2003 yılında Irak’ın işgalinde dönemin İngiltere Başbakanı Tony Blair ile birlikte kilit isimlerden biriydi.
AKP'YE ÖZEL ÖNEM
Yorumlarında AKP'ye yönelik oldukça olumlu açıklamalarda bulunan Straw, "AKP'nin ruhunu anlamak için çok zaman harcadım. Bazıları, AK Parti’yi ’İslamcı’ olarak niteliyordu. Ama Erdoğan, Gül, Yaşar Yakış ve bu partiden tanıdığım daha yüzlerce kişi, nasıl Batılı siyasetçiler Ortaçağ haçlıları olmaktan uzaksa, onlar da İslamcı cihat yanlısı olmaktan uzaktı.
Bugün hala AK Parti’yi ’İslamcı’ olarak etiketlemeyi sevenler için kafa karıştıran çelişki şu; geleneksel Batılı ekonomik testlere göre, Erdoğan’ın hükümeti gelmiş geçmiş en başarılı savaş sonrası Türk hükümeti."
Haberin Devamı