Almanya'dan sinsi Türkiye planı!
Türk düşmanlığının, iç siyasette seçim malzemesi yapıldığı Almanya yeni ajanlar arıyor. İstihbarata sürekli bilgi akışı sağlayacak ajan adaylarının iyi derecede Türkçe ve Kürtçe bilmesi gerekiyor.
Alman İç İstihbarat Teşkilatı (BfV), resmi internet sitesinden dikkat çekici bir ilan yayınladı. İstihbarat teşkilatına yeni ajanlar adaylarının arandığı bilgisi paylaşılan ilanda, başvuracak kişilerin Türkçe veya Kürtçe’nin Kurmanci ve Sorani lehçelerini çok iyi derecede bilmesi istendi.
Almanca'dan çevirecek
Ayrıca bu adayların gündelik siyaseti yakından takip etmeleri gerektiği ve Türkiye’yi yakından ilgilendiren konulara hakim olmaları vurgulandı. Yeni alınacak ajanlar Türkiye’deki tüm gelişmeleri an be an takip edecek. Özellikle terör örgütü PKK ile mücadele sırasında, örgütten gönderilen mesajların anında istihbarat servisine iletilmesinde rol üstlenecekler. Türk medyasında çıkan haberler, Almanca’ya çevrilerek yine kuruma teslim edilecek. Türkiye’deki siyasi konular hakkında da geniş bilgi sahibi olması istenen ajanlar, görevlerinde başarılı olurlarsa daha sonra memur statüsüne geçirilecek.
İstihbarata aktaracak
Başta Gezi Parkı olayları olmak üzere, Türkiye’de kaos oluşturmayı hedefleyen her türlü provokasyon girişiminde parmağı olduğu ortaya çıkan Almanya’nın bu hamlesi farklı iddialara neden oldu. Söz konusu personelin, günümüzde Alman medyasının yaptığı gibi Türkiye’deki gelişmeleri çarpıtarak sosyal medyada dolaşıma sokmak üzere görevlendirilebileceği ihtimali üzerinde duruluyor. Toplumsal hassasiyetin yüksek seviyelere ulaştığı günlerde devreye girecek olan ajan ekibinin, kitlesel tepkilere neden olacak şekilde provokasyonlara imza atabileceği ya da planlayabileceği değerlendiriliyor. Almanya’nın benzer politikası, ağaçları bahane ederek Türkiye’yi yangın yerine çeviren Gezi Parkı olayları sırasında deşifre olmuştu.
Bilindik senaryo sahnede
Başta Alman Parlamenter Cloudia Roth olmak üzere çok sayıda BND ajanı tarafından organize edilen provokatörler, sokaklara inerek vatandaşın malını talan etmişti. Bu sırada Alman medyası da dünyaya canlı yayın yaparak, Türkiye’de bir iç savaş olduğu izlenimini vermeye çalışmıştı. Provokatörler ‘masum gösterici’ olarak lanse edilirken, güvenlik güçlerinin müdahalesi ise ‘özgürlüklerin kısıtlanması’ şeklinde servis edilmişti.
(Kaynak: Güneş)