Ağlayarak özür diledi
Kanada Başbakanı Trudeau, ailelerinden zorla alınarak Katolik yatılı okullarında asimile edilen 150 bin yerli çocuk için gözyaşları içinde özür diledi
Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Mayıs ayında Vatikan’a yaptığı ziyarette ülkesindeki 150 bine yakın yerli çocuğun 100 yıl boyunca ailelerinden zorla alınarak eğitime tabi tutulduğu yatılı okulları Papa ile konuşmuştu. Bu okullarda cinsel, fiziksel ve psikolojik istismara maruz kalmış olmasında Katolik Kilisesi’nin rolünü Papa’yla tartışarak Papa’dan bu konuyla ilgili bir özür yayınlamasını istediğini söylemişti. Vatikan’dan geçen 6 ay içinde böyle bir açıklama gelmedi ancak Trudeau, yerlilerle bir araya geldiği bir toplandıda Kanada devleti adına gözyaşları içinde özür diledi. Kanada Başbakanı, ‘100 yıllık süreçte ailelerinden zorla aldığımız 150 bin çocuk bu okullarda akıl almaz muameleye ve işkenceye maruz kaldı. Kendi dillerini konuşmalarına da izin verilmedi’ dedi.
6 bin çocuk öldü
1840’tan başlayarak 1996 yılına kadar süren istismar olayları, Katolik, Presbiteryen ve Anglikanlar tarafından yönetilen, federal devletçe finanse edilen 140’a yakın okulda yaşanmıştı. Sonuncusu 1996 yılında kapanan bu okullardan 64’ü Katolik Kilisesi yönetimindeydi. İstismar vakalarını soruşturan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, 2015’te yayımladığı raporda, söz konusu çocukların ailelerinden ve kültürlerinden koparılarak bu okullara yerleştirildikleri, 6 bine yakın çocuğun da buralarda öldüğünü açıklamıştı. Bu çocukların çoğunun yetersiz beslenme ve hastalıklardan, bazı çocukların da deneylerde kullanıldıkları sırada öldükleri saptanmıştı.
‘Çocukken yok edin!’
6 ciltlik komisyon raporunda, “Eğitilecek diye anne-babalarının kollarından zorla alınan çocuklar, oyun bahçeleri yerine isimsiz mezarlara konuldular. Birçoğunun neden öldükleri, ölenlerin çoğununsa isimleri bile bilinmiyor.” ifadesi de yer almıştı. Bu okulların, 1883 yılında federal devletin “Yerlileri çocukken yok edin” prensibinin uygulama merkezleri haline geldiği öne sürülüyordu. 1920 yılında çıkarılan kanunla 7 ila 15 yaş arası tüm yerli çocukların bu okullara verilmesi zorunluluğu getirilmiş, okullara kaydedilen çocukların yüzde 24’ünün kısa süre sonra öldükleri belirlenmişti.