'ABD'nin yalanı ortaya çıktı!'
Arap basını, IŞİD'in Musul'u ele geçirmesini genel olarak Maliki yönetiminin hatalarının sonucu olarak gördü. Bazı yazarlar, "İşgal değil kurtuluş", "Skandal fırsata çevrilebilir" görüşünü dile getirdi.
Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün Musul'u ele geçirmesi ve Irak ordu güçlerinin hiçbir direniş göstermeksizin çekilmesi Arap basınında köşe yazarlarının öncelikli gündeminde yer aldı.
'IŞİD tsunamisi Musul'u silip süpürdü'
Londra'da Arapça yayın yapan Rayulyevm gazetesi genel yayın yönetmeni Abdulbari Atwan 'IŞİD tsunamisi Musul'u silip süpürdü' başlıklı makalesinde örgütün, sevenlerinden önce düşmanlarını şaşırtan en büyük zaferini elde ettiğini belirtiyor. Atwan'a göre Musul'un işgali sadece IŞİD'in gücünün bir göstergesi değil; aynı zamanda Irak devletinin, emniyet ve askeri kurumlarının kırılganlığını da gözler önüne serdi. Ninova eyaletinin Suriye sınırı ve Kürt bölgesine yakınlığı sebebiyle stratejik önemine dikkat çeken Atwan, Maliki'nin örgütle mücadelenin ABD, aşiret ve Peşmergelerden destek istemekle olamayacağının altını çiziyor:
'IŞİD'le mücadele ABD, aşiretler ve Peşmergeleri çağırmakla değil, birlikte yaşam ve ortaklık ilkesine inanan politikalarla olur. Maalesef Maliki ve Nuceyfi başta olmak üzere Iraklı Sünni ve Şii siyasi liderlerin çoğunluğunda bu tür temel vasıfların olduğunu düşünmüyoruz'.
Atwan ayrıca ABD'nin tüm bölgede yıkımın tohumlarını eken güç olduğuna işaret ederek Washington'un 'yaratıcı kaosundan', Libya, Irak, Suriye ve Yemen'de oluşturduğu başarısız devletlerden en fazla istifade eden gücün IŞİD olduğunu kaydediyor.
'İşgalin faturası'
Suudi sermayeli Şarkulevsat gazetesinden Bekir Uveyda ise Washington ve müttefiki Londra'nın, başta, ABD işgalinin hemen ardından Irak ordusunun dağıtılması olmak üzere Irak'ta pek çok hata yaptığını, ancak bu hataları itiraf etmelerinin gelinen noktayı değiştirmeyeceğini belirtiyor. Uveyda'ya göre Irak'ta yaşananların bir nedeni de ülkenin, bölgenin gerçeklerine dayalı ve akil isimlerinden istifade eden planlarının olmayışı. Bekir Uveyda, IŞİD'in yayılmasının önüne geçmek için bölgedeki etkin güçlerin, 'ateş kendilerini sarmadan olan biten üzerinde yeniden kafa yormaları gerektiğini' söylüyor.
Yine Şarkulevsat gazetesinden Abdurrahman Raşid de Maliki'nin 'terörle savaş' gerekçesiyle siyasi muhaliflerini ortadan kaldırmaya çalıştığını ancak esasında terör örgütleriyle savaşmadığını söylüyor. Maliki'nin bu yönteminin tüm muhalifleri ülkeden kaçırdığına ya da kendisine boyun eğmek zorunda bıraktığına dikkat çeken Raşid'e göre Irak'ta suların yakında durulması mümkün değil:
'Maliki başbakan olarak kalsın veya kalmasın terör örgütleriyle savaş uzun ve acı olacaktır. Maliki Anbar ve Ninova'daki sivil, askeri ve aşiret güçlerinin öfkesine bir çare bulmalı. Onlarla işbirliği yapmadığı takdirde Bağdat'a kadar gelecek olan IŞİD'le savaşta başarısız olacaktır.'
'Skandal, fırsata çevrilebilir'
El Hayat gazetesi genel yayın yönetmeni Gassan Şerbel 'IŞİD ve Musul skandalı' başlıklı makalesinde Ninova'nın IŞİD'in eline geçmesinin ordu ve hükümet için tam bir skandal olduğunu, Maliki'nin 'komplo' iddiasının olayın vahametini azaltmadığını ifade ediyor. Şerbel'e göre IŞİD yeni savaşların hazırlığını yaparken Maliki'nin Ninova'yı geri almak için yedek ordu düşüncesi, Sünniler ve Kürtlerce olumlu karşılanmayacak. Irak'ın siyaseti kurtaracak ve devleti ele geçirme oyununa son verecek tarihi bir çözüme ihtiyaç duyduğunu söyleyen Şerbel, 'Musul skandalının cehennem kapılarını ardına kadar açmak yerine fırsata çevrilebileceğini' kaydediyor.
'Maliki aşırı güçlere izin verdi'
Yine El Hayat gazetesinden Hassan Haydar da Maliki'nin Musul'daki ordusunun çöküşünün sebeplerini sorguladığı yazısında şu tespitlere yer veriyor:
'Maliki, ABD himayesiyle İran'dan döndüğünde sadece Saddam rejimine değil, Iraklı Sünnilere de galip geldiğini düşündü ve düşmanlarına karşı uzun soluklu ve kararlı intikam eylemlerine başladı. Sünnilerde huzursuzluk baş gösterince silaha başvurdu. Çok geçmeden tüm muhaliflerini terörist ve tekfirci gördüğü için 'aşırılar ve ılımlılar' oyununu oynamaya başladı. Güce başvurmasını meşrulaştırmak için bazı aşırıları cesaretlendirdi. Bölge halkını kendisi ile aşırılar arasında bir tercihe zorlamak, alternatifinin El Kaide olduğunu ve 'demokrasisini' reddetmeleri halinde 'İslam emirliğine' katlanmaları gerektiği mesajı vermek için aşırı güçlerin bazı bölgeleri kontrol altına almalarına izin verdi. Ardından Sahva güçlerini feshetme kararı alarak Irak ordusunu dağıtan Amerikalıların hatasını tekrarladı. Böylece ılımlı ve aşırı Sünnileri karşısında buldu. Ordusu Sünni bölgelerde IŞİD'le mücadele için konuşlandığında ulusal ordudan çok işgal gücü olarak görüldü. Bu bölgeler Irak toprağı değilmiş gibi davranan askerlerinin ve subaylarının kaçışı durumu özetliyor'.
'Musul'un düşüşü dönüm noktası'
Lübnan'da yayımlanan Nehar gazetesinden Hişam Mulhim 'Yeni Moğollar' başlıklı makalesinde Musul'un düşüşünün Amerikan işgali sonrası dönemde Irak'taki en önemli dönüm noktasına olacağını belirtiyor. Mulhim'e göre Irak'ın devlet olarak kırılganlığı ve ABD'nin Irak ordusuna eğitim ve koordinasyon desteğindeki başarısızlığı böylece gözler önüne serildi. Benzer bir başarısızlığın Yemen, Suriye, Lübnan ve Libya'da yaşandığına dikkat çeken Mulhim, 'Musul gibi büyük bir kentin IŞİD gibi muhaliflerini kesen ve kendi ilkel anlayışıyla İslam hilafetini getirmeyi hayal eden bir örgütün eline düşmesinin yeni Moğolları anımsattığını' ifade ediyor.
'ABD'nin yalanı ortaya çıktı'
Katar'daki Vatan gazetesinden Mazin Hammad da aynı noktaya değiniyor. Hammad'a göre IŞİD'in Felluce ve Ramadi'den sonra Musul'u ele geçirmesi ve Irak güçlerinin mevzilerini terk etmesi, ABD güçlerinin Irak'tan çekilmeden önce El Kaide örgütünü stratejik bir yenilgiye uğrattığı yönündeki iddialarının yalan olduğunu ortaya çıkardı. Washington'un askeri müdahalede bulunmayıp Maliki hükümetine silah vermekle yetineceğini düşündüğünü belirten Hamad, son gelişmelerin sadece Irak için değil, tüm bölge için büyük tehditler oluşturduğunu ifade ediyor.
'Irak ordusu kolay lokma'
İslami hareketler uzmanı Muhammed Ebu Rumman da Ürdün Ghad gazetesindeki makalesinde Irak ordusunun IŞİD karşısında son aylarda büyük kayıplar verdiğini ve kolay lokma haline geldiğini belirtiyor. IŞİD'in bugün Irak'a, kurucu lideri Ebu Musab Zerkavi dönemindeki altın çağından daha güçlü döndüğünü söyleyen Rumman, örgütün, Maliki'nin Sünnilere yönelik mezhepçi politikalarını tersinden iyi kullandığını ifade ediyor. Maliki'nin El Kaide'yi bile karşısına alan IŞİD'le baş edemeyeceğini belirten Ürdünlü yazar, bölge ülkelerindeki siyasi boşluğa dikkat çekiyor:
'Daha da önemlisi Irak, Suriye ve Lübnan'daki bu büyük siyasi boşluk, bu bölgelerdeki Sünnilerin uğradığı hayal kırıklığı, korku ve kimlik tehdidi altında oldukları hissi, örgütü kendileri için yeni siyasi adres haline getirecektir. Örgütün son aylardaki yükselişini ve yayılışını açıklayan temel sebep budur.'
'Musul'un işgali değil, kurtuluşu'
Katar'ın El Arab gazetesinde yazan Iraklı yazar İyad Duleymi'ye göre Iraklı silahlı grupların ülkenin ikinci büyük kentini ele geçirmesi, Irak'ın zor gerçeğine ve 2003 sonrası hükümetlerinin ülkenin uçuruma sürüklenmesinde önemli katkısının olduğuna işaret ediyor. Bugün yaşananların bir işgal değil, geçmiş dönemin verilerinin bir sonucu olduğunu söyleyen Duleymi, silahlı grupları olumlu karşılayan Musul halkının da kınanmaması gerektiğini kaydediyor:
'Musul'da yaşananlar işgal değil, kentin temizlenmesi ve 11 yıldır hükümet güçlerinin mezhepçi yaklaşımları sebebiyle kötü şartlar yaşayan kentin kurtarılmasıdır. Silahlı grupları olumlu karşıladıkları için Musul halkı kınanamaz ancak insanları bu aşama getirenler, disiplini, cömertliği ve kültürü ile bilinen kenti şüpheli duruma düşürenler kınanmalıdır. Bazıları hâlâ Musul eylemini yapanların IŞİD olduğunu sürekli tekrarlasa da temasa geçtiğimiz herkes bu örgütün Musul'un kurtuluş operasyonuna katılan gruplardan biri olduğunu teyit etmektedir. Dolayısıyla Musul'u kurtaranlar arasında IŞİD'e işaret etmek, Maliki ve arkasındaki İran ve ABD'nin planlarına hizmet edecektir.'
Derleme: Al Jazeera