‘28 sayfa’ krizinde son perde
11 Eylül saldırılarıyla ilgili raporda S.Arabistan rolünü ortaya koyduğu iddia edilen 28 sayfa Bush tarafından sansür edilmişti. Mahkeme ‘açıklayın’ kararı verdi. Suudiler tehdit etti. CIA Başkanı, ‘O bilgiler hatalı’ diyerek Riyad’ı korudu.
2977 kişinin hayatını kaybettiği 11 Eylül saldırılarıyla ilgili 2003 yılında yayınlanan raporun 28 sayfalık bölümü dönemin Başkanı Bush tarafından ulsal güvenlik gerekçeleriyle sansür edilmişti. Ancak yıllar süren hukuk mücadelesi sonunda ABD yargısı bu bölümün açıklanması gerektiğine hükmetti. Saldırılarla ilgili raporu hazırlayan isimlerden eski senatör Bob Graham, ‘Çoğu İngilizce bilmeyen, daha önce ABD’ye gelmeyen, lise eğitimi olmayan 19 kişinin böylesine karmaşık bir görevi ülke içinde destek almadan gerçekleştirmiş olabileceğinin mantıksız olduğunu düşünüyorum’ dedi. Graham, verdiği röportajda ‘Hava korsanlarına desteğin Suudi Arabistan’dan geldiğine mi inanıyorsunuz?’ sorusuna, ‘Büyük ölçüde’, ‘Suudilerle hükümeti ve ülkedeki zengin insanları ve hayır kurumlarını mı kastediyorsunuz?’ sorusuna ise ‘tepedekilerin hepsi’ yanıtını verince ortalık karıştı. Suudiler ABD’yi yatırımlarını geri çekmekle tehdit edince Obama rejimi de müttefiğini korumak için türlü yollara başvurmaya başladı. Son olarak CIA Başkanı John Brennan, ‘O sayfalarda yer alan bilgiler hatalı ve onaylanmamış veriler’ diyerek raporun sansürlü bölümünü itibarsızlaştırma açıklaması yaptı.
‘Çok şaşıracaksınız’
Saldırılarla ilgili olası istihbarat zafiyetiyle ilgili yapılan soruşturmada Bob Graham’la eşbaşkanlık görevini yürüten ve 2004-2006 arasında CIA Şefliği yapan Cumhuriyetçi Porter Goss, yaptığı görüşmelerde ‘28 Sayfa’nın raporda yer alması gerektiğini söylediğini, ancak FBI yetkililerinin ‘sert çıkarak’ “Şu anda açıklanamaz” dediğini aktardı. ABD’nin başkenti Washington’da ‘SCIF’ adlı bir tesiste saklanan belgeleri okuyan isimlerden, eski Amerikan Kongresi’nin Demokrat üyelerinden Tim Roemer, “28 Sayfa’ hakkındaki gizlilik kararının kaldırılması halinde okudukları insanları şaşırtacak mı?” sorusuna “Eminim ki şaşıracaksınız. Los Angeles’ta, San Diego’da neler olduğu, Suudi desteğinin ne olduğu hakkındaki cevapları görünce şaşıracaksınız” karşılığını verdi.
İngilizce bilmeden uçuş eğitimi aldılar
Birçok şaşırtıcı bilgi zaten 11 Eylül raporunun dipnotlarında ve eklerinde gizli. Bilinen kısımlardan satırbaşları şöyle:
- 2000’in Ocak ayında 19 hava korsanından ikisi Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da bir El Kaide zirvesine katıldıktan sonra Los Angeles’a indi. Suudi Arabistan vatandaşları Navaf el Hazmi ve Halid el Mihdar geldiğinde çok az İngilizce biliyordu ve Batı kültürüyle ilgili hiçbir tecrübeleri yoktu. Ancak akıl almaz bazı şartların bir araya gelmesiyle konut ihtiyacından uçuş derslerine kadar her şeyi elde etmeyi başardılar.
- Görgü tanıklarına göre iki saldırgan, Los Angeles’taki ilk günlerinde Kral Fahd Camisi’nde, Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda çalışan ve aşırıcı görüşlere sahip olduğu istihbarat raporlarına giren Fahad el Tumairi ile görüldü. 2003’te Tumairi’nin ABD’ye yeniden girişine terörizmle bağı olduğu şüphesiyle izin verilmemişti.
- Telefon kayıtları, Tumairi’nin hava korsanlarının en büyük yardımcısı olan gizemli Suudi Arabistan vatandaşı Ömer El Bayumi ile de düzenli olarak iletişim kurduğunu gösteriyor. Ömer El Bayumi, Los Angeles’ta Suudilere ait bir havacılık şirketinde hayali bir işe sahip ve maaşını Suudi hükümetinden alıyor.
Suudi ajanı iddiası
- Bob Graham, El Bayumi’nin Suudi ajanı olduğuna inanıyor. Graham bu düşüncesine dayanak olarak, El Bayumi’nin 11 Eylül öncesinde Suudi ajanı olarak FBI dosyalarına girmesini gösteriyor. 1 Şubat 2000’de, Bayumi, Tumairi’nin çalıştığı Suudi Arabistan Los Angeles Konsolosluğu’na gidiyor. Bayumi daha sonra öğlen yemeğinde o gün iki hava korsanının da bulunduğu bir restoranda yemek yiyor. Bayumi, bu restoranda iki hava korsanıyla ‘tesadüfen’ tanıştığını söylüyor.
- Bayumi, daha sonra San Diego’da hava korsanlarına kendi apartmanında bir ev veriyor, depozito için avans veriyor ve kira kontrat imzalıyor. Hatta Bayumi’nin iki saldırganı bir partiye götürdüğü ve burada onlara kimlik aldıracak, İngilizce kursuna kayıt ettirecek ve uçuş dersleri aldıracak diğer ‘Müslüman arkadaşlarla’ tanıştırdığı biliniyor. Bayumi ya da Tumairi’nin hava korsanlarının niyetinin ne olduğunu bilip bilmediğiyle ilgili bir delil yok.
- Saldırganları San Diego’da karşıladığı gün Bayumi, San Diego Camisi imamı Enver El Evlaki ile dört telefon görüşmesi gerçekleştiriyor. Bu süre zarfında saldırganların imamlığını da yapan Evlaki, Ocak 2001’de Virginia’ya taşınıyor. Aylar sonra, Hazmi ve Mihdar da Evlaki’yi takip ediyor. Evlaki ismi yeniden gündeme geldiğinde takvimler 30 Eylül 2011’i gösteriyor.
- ABD’de doğan Evlaki, 10 yıl sonra El Kaide’nin üst düzey isimlerinden biri olarak Yemen’de ortaya çıkıyor ve Amerikan İHA’ları tarafından vurularak öldürülüyor.