168 yıldır sırrı çözülemiyor! 'Şeytanın izleri' kasabalıları dehşete düşürdü
1855 yılında günlük işlerini halletmek için sabah dışarı çıkan kasabalıların gördüğü şey herkesi dehşete düşürdü. Kasabalılara 'şeytan cehennemden çıktı' dedirten bu olayın 168 yıldır gizemi çözülemedi ve hala bir sır. İşte karda hiç durmadan dümdüz ilerleyen ve evlerin çatılarından geçen 'bilinmeyenin' hikayesi...
Derleyen: Özge Seren Doğu
İngiltere'de şimdiye kadar görülmüş en soğuk kışlardan biriydi. Tarihler 1855 yılının şubat ayını gösteriyordu. Sıcaklıklar eksi 5 dereceye kadar inmişti ve 3 ay boyunca devam etmişti. Bu süre boyunca şiddetli kar fırtınaları yaşanmıştı.
8 Şubat 1855’te İngiltere'nin Orta Devon bölgesindeki sıradan bir kasabada yaşayan insanlar, yine fırtınalı bir gece geçirmiş ve dondurucu bir sabaha uyanmışlardı. Ancak evlerinden çıktıklarında, o günün hiç de sıradan olmadığını fark etmişlerdi.
GÖRÜNCE DEHŞETE DÜŞTÜLER
Çünkü karşılarında gördükleri şey köyün bir ucundan diğer ucuna kadar ilerleyen garip ayak izleriydi.
Kasabalılar gördükleri karşısında şaşkına döndü. Telaşla ellerine tırpan ve balta gibi aletleri alıp kasabanın merkezine gittiler. Merkezde büyük gürültü olmaya başladı. Bunu duyan bir polis memuru gürültünün sebebini öğrenmek için oraya doğru hızla gitti.
'İZLERİN OLDUĞU YERE GİT' DEDİLER
Merkeze vardığında kasabalılar telaş içindeydi. Ancak bunun sebebini ilk başta anlayamadı. Çünkü ilk incelemede ayak izleri toynaklı bir hayvanın bıraktığı sıradan bir ayak izi gibiydi. Kasabalılara yönelip onlara neden bu kadar telaşlı olduklarını sordu. Kasabalılar polis memurunu itekleyerek ona izlerin gittiği yöne doğru gitmesini söyledi.
HİÇ DURMADAN DÜMDÜZ İLERLEYEN 'ŞEY'
Takip ettiğinde ise kasabalıların neden korktuğunu anlamıştı. Çünkü takip ettiği ayak izleri herhangi bir engelle karşılaşsa bile hiç durmadan dümdüz ilerliyordu. İzler bir binanın duvarına yaklaştığında binanın hemen diğer tarafından kesintisiz şekilde dümdüz devam ediyordu.
Ayak izlerinin binanın içinden nasıl geçtiğini bir türlü çözememişti. Memur, çevredekilerden merdiven istedi ve tek katlı evin çatısına çıkmaya başladı.
ÇATIDA GÖRÜNCE KORKUDAN PANİKLEDİ
Ancak çatıda gördüğü şey onu dehşete düşürdü. Aşağıya indiğinde toplanan kalabalık, polis memurunun tıpkı hayalet görmüş gibi korktuğunu gördüler. Bir süre sessiz kaldı ve kalabalığa döndü.
Kasabalılara ayak izlerinin evin çatısı boyunca ilerlediğini, bu izlere sebep olan şeyin yoldaki tezgahlardan yük arabalarına kadar yolunun üzerindeki çoğu şeyin üzerinden yürüdüğünü anlattı.
GARİP İHBARLAR GELMEYE BAŞLADI
Görünüşe göre doğa üstü bir şeyler gece bu kasabada dolaşmış ve arkasında bu izleri bırakmıştı. 1855 yılının ilk birkaç ayı o kadar soğuktu ki yollar kapanmıştı, insanlar evlerinden bile çıkamıyordu. 9 Şubat'ta polis merkezine garip ihbarlar gelmeye başlamıştı. Devon bölgesindeki kasabalarda açıklanamayan olaylar yaşanıyordu.
160 KİLOMETRELİK ALANA YAYILDIĞI BELİRLENDİ
Başka bir bölgede yine gizemli ayak izi durumu da ihbar edilmişti. Ekipler inceleme yaptı. Bu izler 160 kilometrelik bir alana yayılmıştı. İzler 30 farklı bölgeden geçmişti. Kasabada görülen izler 6 cm boyutundaydı ve toynağa benziyordu. Ama atların ya da diğer hayvanlarınki gibi değildi. Bu şeyin 2 ayağı vardı ve her bir ayak izinin arasında 20 cm'lik bir boşluk bulunuyordu. İki ayağın birbirine uzaklığı ise yaklaşık 15 cm'di.
HİÇBİR ŞEY İLERLEMESİNE ENGEL OLAMIYOR
Ama bunlardan daha ilginç olan bir şey de vardı. O da bu şeyin yürüme şekliydi... Ayak izlerinin sahibi evlerin, ahırların ve çeşitli boyutlardaki yapıların çatılarında bile yürümüştü. Hiçbir şey onun ilerlemesini engellemiyordu. Hiçbir mülke de zarar vermeden üstlerinden geçiyordu.
Tanık ifadeleri alınsa da karın erimesi sebebiyle soruşturma ilerleyemiyordu.
'ŞEYTAN CEHENNEMDEN ÇIKTI'
Bu olaydan etkilenen insanların sadece tek bir makul açıklaması vardı. O da şeytanın cehennemden çıktığı ve insanlar uyurken etrafta dolaştığı idi. Şeytanın ateşli toynaklarının karın üzerinde kalıcı bir iz bıraktığını söyleyen Devon halkı, bunun Lucifer'ın Devon'a yaptığı ilk ziyaret olmadığını da söylüyordu.
İLK ZİYARETİ DEĞİLDİ: 385 YIL ÖNCE...
Çünkü 385 yıl önce, Ekim 1638'in soğuk bir pazar sabahında kilisede vaaz veriliyordu. Cemaat de oradaydı. Kilise aniden yanık kokusuyla doldu. Çatısından bir şey büyük bir gürültüyle çatıyı kırıp içeri daldı. Çatıdan düşen parçalardan ziyade daha korkutucu olan bir şey vardı. Kilisenin içinde kör edici parlaklıkta gizemli bir ışık topu...
Kalabalığın arasında hızla dolaşıyordu. Yaşlı bir kadını yere fırlatmıştı. Işık topunun kadının çarptığı yeri yaktığı anlaşıldı. Ayrıca bu şekilde iki adam da ölümcül şekilde yaralanmıştı. Ardından gözden kaybolmuştu. Cemaat aralarından bir çocuğun kayıp olduğunu anladı. Çocuk günlerce arandı ama bulunamadı.
168 YILLIK SIR
İkinci ayak izi vakasından sonra birçok hipotez üretildi, mantıklı bir açıklama arandı ama hiçbiri bu olayı mantıklı bir şekilde açıklamaya yetmedi. En çok tutulan hipotez ise yine hayvan ayağı olduğu yönünde. Yerel halk bu olayın şeytan tarafından yapıldığını düşünse de çoğu kişinin de fikri farklı. Fare, porsuk, kanguru gibi hayvanların olabileceği gibi düşünceler ortaya çıksa da olay 168 yıldır hala bir sır...
