Kıdem ve ihbar tazminatı ile ilgili emsal karar! Tüm çalışanları kapsıyor
Kıdem tazminatı aynı işyerinde bir yıl ve daha uzun süre çalışanlar, işveren tarafından işten çıkarılmaları durumunda almaya hak kazanıyor. Ancak belli sebepler çalışanın bu haktan faydalanamamasına sebep oluyor. Yargıtay tarafından verilen son karar da çalışanın tazminat hakkını talep edememesine yol açıyor.
ÖZLEM ATİLA / gazetevatan.com
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, mesai arkadaşlarına iftira atıp, dedikodu yapan işçinin tazminatsız şekilde kovulmasının önünü açtı. Karara konu olan olayda gece bekçisi olarak çalıştığı işyerinden kovulan genç, İş Mahkemesi'nin yolunu tuttu. Kıdem ve ihbar tazminatı talep eden davacı genç, fazla çalışma ücretlerini de istedi. Mahkemede ifade veren davalı şirket avukatı ise, davacının, talep edilen alacakların zaman aşımına uğradığını, hafta tatili ve genel tatil ücret alacağı bulunmadığını öne sürdü.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı. Yüksek mahkeme, mesai arkadaşlarına iftira atarak, onların dedikodularını yapan işçinin tazminatsız kovulmasını yerinde buldu. Avukat Cansen Erdoğan Yargıtay kararını gazetevatan.com için değerlendirdi.
İYİ NİYET İHLALİ VARSA TAZMİNAT YOK!
"4857 Sayılı iş Kanunu, işçi- işveren arasındaki ilişkileri, tarafların hak ve yükümlülüklerini düzenleyen kanundur. Tarafların artık birlikte çalışmak istemedikleri- hukuken de geçerli sebeplerin ortaya çıkması, ‘Haklı fesih’ kavramını ortaya çıkarmaktadır. İş akdinin haklı nedenle feshi için geçerli sebepler de kanunla ve yargı kararları ile belirlenmektedir. Somut olayda, dedikodu yaparak işçileri birbirine düşüren sözlü uyarılara rağmen davranışlarını değiştirmeyen işçinin iş akdinin feshedilmesi durumu söz konusu." diyen Erdoğan kıdem tazminatı ayrıntısına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı;
"4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. Maddesi, işverenin derhal fesih hakkını düzenlemektedir. Bu maddeye dayanarak sonlandırılan iş akitlerinde bildirim süreleri söz konusu değildir. Dolayısıyla herhangi bir ihbar tazminatı ödemesi de yapılmaz. Ahlak ve iyi niyet kurallarının ihlaline dayandırılan fesihlerde kıdem tazminatı ödemesi yapılmaz. Ancak 25.maddede belirtilen ve haklı nedenle fesih sebepleri olan sağlık sebepleri ve zorlayıcı sebeplerde doğmuş olan kıdem tazminatının işçilere ödenmesi gerekir."
HAKLI FESİH NEDENİ
"4857 sayılı İş Kanununun 25. Maddesinde haklı nedenle fesih üç başlıkta düzenlenmiştir. Bu başlıklar “Sağlık sebepleri”, “Ahlak ve iyiniyet” ve de “Zorlayıcı Sebepler”dir. Bunun yanında işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, yukarıda belirtilenler niteliğinde olmasa da işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. Başka deyişle işçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerden dolayı iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin haklı nedenlere dayandığını kabul etmek gerekir."
"Burada altının çizilmesi gereken nokta şudur ki geçerli bir fesih sebebinden bahsedilebilmesi için, işçinin sözleşmesel yükümlülüklerini illa kasıtlı ihlal etmesi şart değildir. Göstermesi gereken özen yükümlülüğünün yerine getirilmeyerek ihmal ile ihlali yeterlidir."
İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yükümlerin de dikkate alınması gerektiğine vurgu yapan Cansen Erdoğan, "Bu konudaki en önemli yükümlülük “Sadakat Yükümlülüğü” dür. Sadakat yükümlülüğü, taraflara sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğü demektir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "İş Kanunu’nun 25. maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene veya ailesine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene veya aile üyelerinden birine sataşması haklı fesih nedeni olarak sayılmıştır. İşçinin, işveren veya aile üyelerinden olmamakla birlikte, işverenin yakını olan veya işverenin yakın ilişkide bulunduğu veya başka bir işte ortağı olan kişilere hakaret ve sövgüde bulunması, bu kişilere asılsız bildirim ve isnatlar yapması, iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden oluşturacaktır." diye konuştu.
GEREKSİZ TARTIŞMALAR FESİH NEDENİ
"İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermek de geçerli fesih nedenidir." diyen Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü;
KIDEM VE İHBAR TAZMİNATI ALAMAZ
"Yargıtay tarafından verilen emsal nitelikli kararda davacının yani işçinin, işyerinde diğer çalışanlar ile ilgili dedikodular yaptığı ve onları birbirine düşürerek işyerinde huzursuzluk yarattığı, yapılan uyarılara rağmen bu davranışlarından vazgeçmediği cihetle bu davranışın 4857 sayılı Yasanın 25/II-d maddesi gereği iş yerinde başka bir işçiye sataşma sayılıp işverene haklı fesih imkanı vermektedir. Dolayısıyla da kanun gereği İş akdi işveren tarafından haklı olarak feshedilen davacının, kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmaması gerekir. Yargıtay bence de hakkaniyete uygun, doğru bir karar vermiştir."