"Mobil uygulama sahtekarlığı" konusunda uyarı
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Sayan: "Son dönemde resmi kurumların mobil uygulamaları gibi görünen sahte uygulamalarla karşılaşılıyor. Mobil cihazlarımıza yüklediğimiz uygulamaların resmi kurumlara ait olup olmadığına dikkat etmemiz gerekiyor"
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, son dönemde resmi kurumlara ait gibi görünen sahte mobil uygulamalarla karşılaşıldığını belirterek, "Cihazımızın kamerasına, mikrofonuna veya rehberine gerekli olmadığı halde erişmek isteyen uygulamalara karşı dikkatli olmalıyız." dedi. Sayan, Kamu Siber Güvenlik Derneğinin "Mobil Cihazların Güvenliği" temasıyla Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunda (BTK) düzenlediği 7'nci Siber Güvenlik Platformu etkinliğinde yaptığı konuşmada, mobil cihazların bugün sanayiden sağlığa, kamudan özel sektöre kadar her alanda kritik bir yeri olduğunu söyledi.
Siber güvenlikte bireysel bilinçlenmenin önemine dikkati çeken Sayan, mobil uygulamaları kullanırken daha dikkatli olunması gerektiğini bildirdi. Sayan, "Son dönemde resmi kurumların mobil uygulamaları gibi görünen sahte uygulamalarla karşılaşılıyor. Mobil cihazlarımıza yüklediğimiz uygulamaların resmi kurumlara ait olup olmadığına dikkat etmemiz gerekiyor. Özellikle uygulamaların, cihazımızdaki hangi özelliğe erişmek istediklerini kontrol etmeliyiz. Cihazımızın kamerasına, mikrofonuna veya rehberine gerekli olmadığı halde erişmek isteyen uygulamalara karşı dikkatli olmalıyız." diye konuştu.
Zararlı yazılımların telefonlara yüklenmesi konusunda farklı yöntemlerin kullanıldığına işaret eden Sayan, bilinmeyen numaralardan gelen çağrılarla da mobil cihazlara takip programları yüklenildiğini, bu konuda daha dikkatli olunması gerektiğini dile getirdi. Sayan, Türkiye'nin siber güvenlik uzmanı yetiştirme konusundaki çalışmalarına da değinerek, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz günlerde, siber güvenlikle ilgili uzman açığının kapatılabilmesi için siber güvenlik paydaşı olan kurumlarla bir araya gelerek koordinasyonun sağlanması noktasında bir karar verildi. Biz de bu noktada üzerimize düşeni en iyi şekilde yapacağız. Önümüzdeki dönemde her alanda olduğu gibi, bilgi ve iletişim teknolojilerinde de Türkiye'yi dünyanın en önde gelen ülkeleri arasında göreceğiz. Yüksek teknolojiye dayalı ürünleri tasarlayan, geliştiren, üreten, güvenliğini sağlayan ve tüm dünyaya pazarlayan bir Türkiye için çalışacağız."
"KÜRESEL MOBİL VERİ TRAFİĞİ ARTIYOR"
BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da mobil teknolojilerin hızla gelişmesi ve internetin bu teknolojilerle kullanılabilir hale gelmesiyle pek çok alanda değişim yaşandığını bildirdi. Mobil teknolojilerin bilgisayarlara olan bağımlılığı önemli ölçüde azalttığını belirten Karagözoğlu, "Bilgisayarın sahip olduğu pek çok özellik mobil akıllı cihazlara taşındı hatta mobil telefonlar daha fazlasını yapabilecek kapasiteye ulaştı. Bu gelişme, küresel mobil veri trafiğinin her yıl katlanarak artmasına neden oldu." ifadelerini kullandı.
Karagözoğlu, iletişimin yoğunlaştığı bir dönemde veri güvenliğinin göz ardı edilemeyeceğini vurgulayarak, var olan verilerin saldırılardan korunması için teknolojik ve yasal zeminde bazı önlemlerin alınmasını zorunlu kıldığını kaydetti. Kişisel veri güvenliği konusunda kurum olarak çeşitli düzenlemeler yaptıklarına dikkati çeken Karagözoğlu, "Bu çalışmalar arasında en önemlisi hem verilerimizin hem de ülkemizin siber güvenliğinin sağlanması için Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin (USOM) kurulması oldu." değerlendirmesinde bulundu.
Karagözoğlu, USOM bünyesindeki çalışmalar ve geliştirilen projelerle siber tehditleri tespit ederek, bunları engellemeye yönelik tedbirler alınmasının amaçlandığını söyledi.
"KRİPTO ALANINDA DIŞA BAĞIMLILIK ORTADAN KALKTI"
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) Başkanı Hacı Ali Mantar, siber güvenliğin son 30 yılın en önemli konularından biri olduğunu ve gelecek yıllarda da önemli olacağını bildirdi.
Bilişimin hayatın her alanında yer aldığına işaret eden Mantar, "Yeni teknolojilerin gelmesiyle ciddi güvenlik açıkları ortaya çıkabiliyor. Siber güvenlik konusu da bunlardan birisi. Siber güvenliğin önemi Türkiye'de çok iyi biliniyor. Bu konuda bizde artık dünya ortalamasının üzerinde farkındalık var." dedi. Türkiye'nin 1998'den itibaren milli kripto üzerinde çalıştığını ifade eden Mantar, 2000'li yıllarda milli kriptonun geliştirildiğini hatırlattı. Mantar, bu alandaki çalışmaların süreklilik arz ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Türkiye'de kripto alanında Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve diğer kritik kurumlarımızın dışa bağımlılığı ortadan kalktı. NATO'ya bazı konularda ürün veren tek ülkeyiz. Bu alanda bilişim uzmanlarımızın daha çok formasyona sahip olması gerekiyor. Bu konuda insan gücü problemimiz yok. Yerli ürün üretme konusunda da yeteneklerimizi geliştirmeliyiz. Sahada çıkıp rekabet edebilir ürünlerimiz olması lazım. Bundan sonra da yerli ürünleri sahada göreceğimizi düşünüyorum."
Kamu Siber Güvenlik Derneği Başkanı Ahmet Ercan Topçu da Türkiye'nin siber güvenlik teknolojilerinde rekabetçi pazarda yer almasının, Savunma Sanayii Başkanlığı altındaki Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi gibi güç birlikleriyle olabileceğini bildirdi.