Kadın girişimciler rotayı ihracata çevirdi
Zeytin çekirdeğinden biyoplastik üreten Gıda mühendisi Duygu Yılmaz ile yeni nesil ölçüm elektronik cihazlarını cepte ve çantada taşınabilir hale getiren öğrenci İlayda Büyükdoğan, Silikon Vadisi'nde eğitim alıp, yatırımcılarla görüşerek ürünlerini ihraç etmeyi planlıyor.
Zeytin çekirdeğinden biyoplastik üreten Gıda mühendisi Duygu Yılmaz ile yeni nesil ölçüm elektronik cihazlarını cepte ve çantada taşınabilir hale getiren öğrenci İlayda Büyükdoğan, yatırımcı görüşmeleri için ABD'ye gitti. Kadın girişimciler Türkiye'de seri üretime geçerek, ABD'de ve Avrupa pazarına ihracat yapmayı planlıyor. Biolive Kurucu Ortağı Duygu Yılmaz:"Babamın zeytin çekirdeğinin midesine iyi geldiğini söylemesinden sonra, zeytin çekirdeğini araştırmaya başladım, çalışmalarımız sonucu zeytin çekirdeğinden biyoplastik elde ettik." Compocket Kurucu Ortağı İlayda Büyükdoğan: "Elektronik ölçüm cihazları normalde 50 yıllık, 3 kilogram ağırlığında ve pahalı cihazlardı, biz de bunları cep boya getirdik, 60 grama getirmiş olduk"
Zeytin çekirdeğinden biyoplastik üreten Gıda mühendisi Duygu Yılmaz ile yeni nesil ölçüm elektronik cihazlarını cepte ve çantada taşınabilir hale getiren öğrenci İlayda Büyükdoğan, Silikon Vadisi'nde eğitim alıp, yatırımcılarla görüşerek ürünlerini ihraç etmeyi planlıyor. Yıldız Teknopark bünyesinde Starcamp programına girmeye hak kazanan iki kadın girişimci Amerika’ya eğitim almaya ve yatırımcılarla görüşmeye gitti.
ABD seyahatleri öncesi AA muhabirine girişimleri ve gelecek hedefleri hakkında bilgi veren kadın girişimcilerden Gıda mühendisi Duygu Yılmaz'ın başarı hikayesi, midesine iyi geldiği gerekçesiyle babasının kahvaltıda zeytin çekirdeği yuttuğunu görmesiyle başladı.Bunun doğru olup olmadığına ilişkin araştırmalar yapan, yaptığı çalışmalar sonucu Biolive firmasını kuran Yılmaz, 2 yıl süren çalışmaları sonunda zeytin çekirdeğinden biyoplastik üretti. Elazığlı 2 çocuklu bir ailenin kızı olan Yılmaz, girişim hikayesine ilişkin şunları anlattı:
"Babamın zeytin çekirdeğinin midesine iyi geldiğini söylemesinden sonra, zeytin çekirdeğini araştırmaya başladım. Ortaklarımla bunu araştırmaya başladık. Bu araştırma sonucunda kendi bütçemizle evimizde küçük bir laboratuvar kurduk, çalışmalarımız sonucu zeytin çekirdeğinden biyoplastik elde ettik. Hikayemiz böyle başladı. Elde ettiğimiz biyoplastik, normal plastiklerden farklı olarak, çevreci bir ürün, doğada bir yıl içinde kayboluyor ve anti-mikrobiyal, içinde mikrop tutmadığı için de gıdaların raf ömrünü artırıyor. Mikrop tutmayan bir bebek emziği düşünün ya da plastiğin kullanıldığı herhangi bir alan"
Elde ettikleri teknolojinin dünyada ilk olduğunu söyleyen Yılmaz, daha önce hiç kimsenin zeytin çekirdeğinden biyoplastik üretmediğini aktardı.
"Avrupa ve ABD'deki teknolojilerden çok daha önde olan bir teknoloji gerçekleştiriyoruz"
Yılmaz, mevcut plastiklerin petrol, biyoplastiklerin de nişasta türevli olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bizim en büyük yeniliğimiz, aslında tamamen bir biyo atık olan zeytin çekirdeğini kullanmak. Ülkemiz bir zeytin cenneti, yılda 500 bin ton kadar atık olan bir biyo atığı alıp çevreci bir ürün elde etmiş olduk. Dünyadaki zeytin çekirdeklerini kullanırsak şu an ki plastik pazarının yüzde 60'ını biyoplastikten üretmiş olacağız.Petrol kaynakları günden güne azalıyor, karbondiyoksit emisyonu da çok fazla. İnsan ve çevre sağlığı açısından plastikler zarar oluşturuyor. Aslında Avrupa ve ABD'deki teknolojilerden çok daha önde olan bir teknoloji gerçekleştiriyoruz, bunu da yurt dışı görüşmelerimizde farkediyoruz. En büyük yeniliği, uygun maliyetli ve dünyadaki tek anti bakteriyel plastik olması, aynı zamanda biyo atıktan da elde edildiği için çevreci bir ürün olması."
Türkiye'de Vestel Ventures'dan yatırım aldıklarını bildiren Yılmaz, Vestel tarafı ile ortak çalışmaları bulunduğunu dile getirdi.
Dünyaca ünlü çok sayıda marka ile çalıştıklarını ve onlarla ürün geliştirdiklerini anlatan Yılmaz, en son ABD'de Chobani firması ile ortak bir iş kurmayı planladıklarını, önümüzdeki süreçte kendi üretim tesisini kuracaklarını söyledi.
"Özellikle ilk 2 yıl kadın girişimci olmanın dezavantajlarını hissettim"
Türkiye'de kadın girişimci olmanın avantaj ve dezavantajlarından bahseden Yılmaz, "Özellikle ilk 2 yıl kadın girişimci olmanın dezavantajlarını hissettiğimi farkettim. Bir kere sanayi işi yapıyoruz, her ne kadar bilimsel bir çalışma olsa da, sanayiyle bilimi birleştirdiğimiz için bu alanda insanlar daha çok 'Bir kadın sanayide nasıl böyle bir işi yapar?' şeklinde görüyorlar." ifadelerini kullandı.
Şu an kadın çalışan ağırlıklı bir şirket olduklarını anlatan Yılmaz, başlangıçta ön yargı ile gelen insanların zamanla güven duyduklarını, son dönemde kadın girişimci olmanın faydalarını görmeye başladıklarını aktardı.Yılmaz, devletin kadın girişimcilere verdiği desteklerden yararlandıklarını belirterek, kadın girişimciliğin dezavantajları kadar avantajları da olduğunu söyledi.
"Türkiye'de son 1,5 yıldır girişimcilik daha popüler hale geldi"
Türkiye'de son 1,5 yıldır girişimciliğin daha popüler bir hale geldiğini söyleyen Yılmaz, girişimciliğin bir sabır işi olduğunu dile getirdi. Yılmaz, kendilerinin bir Yıldız Teknopark şirketi olduğunu anımsatarak, şunları anlattı:
"Hem ofisimiz hem laboratuvarımız Yıldız Teknopark bünyesinde yer alıyor. Bir çok açıdan, Türkiye'deki çoğu kuluçka merkezine göre çok rahat bir ortam sağlıyor bize. Çok düşük bütçeli kiralarla orada kendimizi devam etmemizi ağlıyorlar. Orada kendi alanımızı oluşturabiliyoruz, sakin bir ortamda işimizle baş başa olmamızı sağlamaları benim için çok önemliydi. Bu yıl da Yıldız Teknopark'ın girişimcilik alanında yaptığı yarışmada startup kategorisinde birinci olarak seçildik ve Silikon Vadisi'ne gidiyoruz. İş planlarımızı orada değerlendirip, yatırımcı görüşmeleri yapacağız."
Silikon Vadisi ziyaretinin ihracat anlamında da kendilerine bir yol açacağına işaret eden Yılmaz, "Bizim en büyük pazarımız aslında ABD ve Avrupa pazarı. Silikon Vadisi ziyaretimizin bu anlamda da bize bir çok katkısı olacak." dedi.
"Dijital dönüşüm üzerinde çalışıyoruz"
Silikon Vadisi'ne giden diğer kadın girişimci, Compocket’ın kurucu ortaklarından İlayda Büyükdoğan ise, Elektronik Mühendisliği öğrenci olduğunu söyledi. Liseden beri elektronik ile ilgilendiğini söyleyen Büyükdoğan, hikayesini şöyle anlattı:
"Kendi çapımızda projeler üretip, onlarla çalışmayı seviyorduk. Bu projeleri üretirken de okulların laboratuvarlarını kullanmamız gerekiyordu, haftasonu da kullanmamız gerektiği için devamlı özel izinler almamız gerekiyordu. Biz de dedik ki, 'Bu cihazları biz eve alalım.' Baktık, bu cihazları satın alacak paramız yok, bu cihazları yapabilir miyiz diye düşündük. Aylarca araştırdık sonra yapabileceğimizi gördük.
Girişim fikri buradan çıktı, bizim gibi insanlar elektronik laboratuvar cihazlarını satın alamıyor, biz de bunları satın alabileceği hale getirelim dedik. Dijital dönüşüm üzerinde çalışıyoruz, bahsettiğim elektronik ölçüm cihazları normalde 50 yıllık, 3 kilogram ağırlığında ve pahalı cihazlardı, biz de bunları cep boy'a getirdik, 60 grama getirmiş olduk. Bilgisayarla, tabletle, telefonla çalışabilir hale getirdik, böylece tüm öğrenciler elektroniği daha kolay öğrensin ve uygulayabilsinler istedik." Büyükdoğan, ürünün kolay taşınabilir olmasının avantajlarına dikkati çekerek, tüm alanlarda kullanılabileceğini söyledi.
"Kendimi yalnız hissettiğim çok oldu"
Gelecekte dijital dönüşüm alanında farklı cihazları cep boy haline getirip global bir şirket olmak istediklerini bildiren Büyükdoğan, şu ana kadar farklı kurum ve bireylerden 700' yakın ön sipariş topladıklarını aktardı.
Büyükdoğan, seri üretime hazırlandıklarını belirterek, "Sadece Türkiye'de değil, yurt dışına, Avrupa ve ABD'ye gitmeyi planlıyoruz. Seri üretim aşamasından sonra artık ihracatta yapabilmek istiyoruz. Berlin'de Türkiye'yi temsilen bir yarışmaya gitmiştik, dünya birincisi olduk. Ödül aldıktan sonra oradaki devlet kurumları, özel kurumlar ürünümüzü satın almak istedi. Şu an Türkiye'de büyüyüp, sonra Avrupa'ya satabilir hale gelmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
Girişimcilik konusunda yaşadıklarından yola çıkarak tavsiyelerde bulunan Büyükdoğan, "Kendimi yalnız hissettiğim çok oldu, salondaki tek kadın olarak, ya da en gençleri olarak ama en önemlisi yapabileceğinizi bilerek yılmamak. Bu yolda en önemlisi kendine güvenmek." dedi.
Büyükdoğan, Yıldız Teknopark'ın kendilerine verdiği desteğin çok önemli olduğunu söyledi. Yıldız Teknopark bünyesinde Starcamp programı ile şimdi ABD yolcusu olduklarını anımsatan Büyükdoğan, Silikon Vadisi'nde ürünü tanıtma ve satma şansı yakalayacaklarını bildirdi.