"İnternet, aynı zamanda kontrolsüz kavşaklarla doludur"
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, '28 Ocak Veri Koruma Günü' kapsamında düzenlenen konferansta, "Milyonlarca verinin durmaksızın aktığı bir bilgi otobanına benzetilen internet, aynı zamanda kontrolsüz kavşaklarla doludur ve kriminal aktiviteler için sınırları belirsiz, kontrolü zor yeni bir alana dönüşmüştür" dedi.
Gazi Üniversitesi ve Kişisel Verileri Koruma Kurumu'nca (KVKK) Ankara'da düzenlenen konferansa, Adalet Bakanı Gül'ün yanı sıra KVKK Başkanı Faruk Bilir ile üniversiteden akademisyen ve öğrenciler katıldı. Bakan Gül, içinde bulunulan çağın kilit kavramının 'bilgi' olduğunu belirterek, "İletişim teknolojilerindeki baş döndüren gelişmeler, endüstri toplumundan bilgi toplumuna geçişi hızlandırmıştır. Bilginin üretimi de bilgiye erişim de geçmişte hiç olmadığı kadar kolaylaşmıştır. Bilgi tekellerinin yıkılması yani bilginin demokratikleşmesi, toplumların demokratikleşmesini de hızlandırmıştır. Bilişim teknolojilerinin sunduğu fırsatlar, hayat tarzımızı, davranış ve alışkanlıklarımızı sarsıcı biçimde değiştirmiş bulunuyor. Kamu yönetiminden ticarete, eğitimden eğlence ve sosyal ilişkilere kadar pek çok alan bu değişimin izleriyle doludur" diye konuştu.
'KONTROLÜ ZOR ALAN'
Bilginin ve bilgi teknolojilerinin hayatı kolaylaştırmasının yanı sıra kendine özgü tehdit ve zorluklarının da bulunduğunu kaydeden Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Günümüzün en değerli varlığı olan verinin daha hızlı işlenmesini, daha kolay analiz edilmesini sağlayan teknolojiler, veri güvenliğini ve depolanmasını da esaslı bir problem haline getirmiş bulunuyor. Ücretsiz olmasıyla milyonları kendisine çeken sosyal medya uygulamaları, insanların her türlü kişisel bilgisini, ilgi alanlarından beğenilerine, hayat görüşlerinden sosyal çevresine varacak bir genişlikte topluyor, depoluyor. Milyonlarca verinin durmaksızın aktığı bir bilgi otobanına benzetilen internet, aynı zamanda kontrolsüz kavşaklarla doludur ve kriminal aktiviteler için sınırları belirsiz, kontrolü zor yeni bir alana dönüşmüştür. Her türlü kişisel veriyi belirsiz amaçlar için toplayan, depolayan sosyal ağlar, konu suç ve suçlulukla mücadeleye geldiğinde anonim kimlikler arkasına saklanan failler için bir dijital liman olabilmektedir."
'TÜRKİYE İÇİN TECRÜBEDİR'
Bakan Gül, veri güvenliğinin önemine, geçmişte FETÖ/PDY'nin uyguladığı yöntemleri anlatarak, değindi. Örgütün, kişisel verileri çalıp, veri üreterek, 'itibar suikastı' yaptığını belirten Gül, "Teknolojinin sağladığı imkan ve kolaylıklar, özel hayata dair ifşaatların, mahremiyet ihlallerinin ve itibar suikastlarının imkan ve kolaylığı haline dönüşmemelidir. Tipik bir terör örgütü olarak istihbarat ve veri madenciliğine özel bir önem veren FETÖ'nün, geçmişteki hukuk dışı saldırıları bu anlamda Türkiye için çok özel bir tecrübedir. Doğru ve yanlışın, gerçek ve manipülasyonun, enformasyon ve dezenformasyonun iç içe geçtiği bu hukuk dışı operasyonlar, usulsüz dinlemeler yine kişilerin görüntüleri, kişilere ait bilgilerin ifşa edilmesi, hukuk dışı yollarla ele geçirilmesi, mahremiyet sorununu da kat kat aşan bir kriminal aktiviteye ve ahlaki çürümüşlüğe neden olan bütün bu olaylara hepimiz şahit olduk. Elbette bugün bütün bu hukuk dışı illegal yollarla kişilerin mahremiyetine, kişilerin bilgilerine ulaşanlar bugün yargı önünde hesap vermektedirler" diye konuştu.
'2010'DA ANAYASAL DÜZEYDE HAK OLARAK TANIMLANDI'
Bakan Gül, teknolojinin etkisiyle şeffaflaşan hayat alanlarını korumanın, önemli hedef haline geldiğini kaydederek, "2010 yılında yapılan değişikliklerle kişisel veri mahremiyetinin anayasal düzeyde bir hak olarak tanımlanması bu anlamda çok önemlidir. 2016 tarihinde yürürlüğe giren 6698 sayılı 'Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'muz ise bu anayasal hakkın eylemli olarak hayata geçirilmesinde önemli bir kilometre taşıdır. Kanunla kurduğumuz Kişisel Verileri Koruma Kurulu, vatandaşlarımızın veri mahremiyetlerinin sağlanmasında önemli bir kurumsal güvence getirmiştir" dedi.
'İNSANI KORUYAMAZSANIZ DEVLETİ KORUYAMAZSINIZ'
Adalet Bakanı Gül, bütün bu adımların, insanın temel haklarının korunması için atıldığını, 81 milyonun bütün farklılıklarına rağmen özgür ve eşit olduğunu hissetmesinin önemli olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:
"İnsanı koruyamazsanız devleti koruyamazsınız. Vatandaşlar kişisel verilerini bize emanet ediyor. Bize düşen ister özel hastane ister kamu hastanesi ister başka bir kamu kurumu olsun, bu verileri korumaktır. Ama bir bakıyor başka bir mecrada ya da FETÖ'cülerin geçmişte yaptığı gibi bu bilgileri kişilere karşı hükümeti değiştirmek, itibar suikastı ile toplumsal hayattan çekilmesi, askeriyede ya da belli devlet kurumlarından hiyerarşiyi değiştirmek için kullanılmış. Bu nedenle bütün vatandaşlarımızın tüm verilerini güvenli bir şekilde paylaşabileceği bir ortamı sağlamalıyız. Bu konuda 'Alo 198' çok önemli bir iletişim merkezi. Vatandaşlarımız bu konuda duyarsızlık gösteren kurumları buraya bildirebilir ve her türlü konuda buradan bilgi edinebilir."