[inceleme] Modern Combat 4: Zero Hour

Gelişen dünyayla birlikte değişen savaş teknikleri herkesin malumu. Günümüz şartlarında modern savaş olarak adlandırılan tarafta, oluşturulan film ve dizilerden sonra PC’de oynadığımız oyunlarda büyük ilgi gördü.

Oysa süreç o kadar hızla ilerledi ki oyun severler büyük bir tutku ile oynadıkları bu oyunları sadece bir bilgisayar başına mahkûm kalıp oynamak istemeyecek; gittikleri her yerde oyun heyecanı devam ettirmek isteyecek. İşte tam da bu noktada son birkaç yılda büyük gelişim içerisinde olan mobil dünyası imdada yetişti.

Dokunmatik ekranlı telefonların öncüsü olan iPhone ve yine tablet platformunun kullanıcılar arasında yer edinmesi sağlayan iPad tabletler; devamında Android’in sağladığı inanılmaz yükseliş ve Samsung’un pazara her bütçede ürünler sunarak sektörün zirvesine yerleşmesi..

Tüm bu gelişmeler telefon ve tablet kullanımını bir anda tutku haline getirdi. Üstelik üreticiler sadece bununla yetinmeyerek, bu cihazlarda güçlü işlemcilere ve grafik birimlerine yer vererek, yukarıda sözünü ettiğimiz bağımlılık oluşturan oyunları her yere taşımamızı sağladı.

Mobil cihazlar, oyunları görüntüleme noktasında neredeyse PC kalitesini yakalamak üzere. Son dönemde FPS tarzında karşımıza çıkan oyunlarda sağlanan ses ve grafik performansı buna kanıt olara gösterilebilir.

Popüler oyun yapımcısı Gameloft bahsini ettiğimiz mobil dünyasına birçok başyapıt sundu. Bunlar arasında ilk sıraya birini koyacaksak bu kesinlikle Modern Cobat 4: Zero Hour olmalı. Android ve iOS platformu için yayınlanan eser, oyun severler tarafından büyük ilgi görüyor.

Bizlerde oluşturduğumuz bu yazıda sizlere oyun hakkındaki deneyimlerimizi paylaşacağız.
Resmi tanıtım videosu

Oyunu indirip açtıktan sonra ilk olarak yaşayacağımız heyecanın şiddetini bizlere hatırlatan bir görsel karşımıza çıkıyor. Devamında ise kendimizi botta buluyoruz ve birazdan içerisinde olacağımız savaşla ilgili talimatları alıyoruz. Bot kıyıya yanaştıktan sonra kapı açılıyor ve kendimizi tam manasıyla bir cehennemin içerisinde buluyoruz. Buradaki sahne bana “Saving Private Ryan (Er Ryan’ı Kurtarmak)” filmini hatırlattı.

Kısaca oyunun amacından söz edecek olursak; hikâye ve çoklu oyuncu olmak üzere iki farklı oyun modu sunan oyunun içerisinde, hikâye modunda iyi olan tarafta savaşırken, nükleer enerji felaketi sonucu evrensel tahribatı önlemeye ve dünya liderlerini terörist gruplardan korumaya çalışırken ise kötü tarafta mücadele verebiliriz. Oyun içerisinde Güney Afrika, Seattle, Antartika, Hawai,ve Barcelona’nın yer aldığı haritalar sunuluyor.

Oyunun Campaign modunda film tadında bir hikâye yaşatılıyor. Bu aşamada yaptığımız sadece etrafa ateş etmek değil. 360 derece hareket kontrolü sağlanırken, sunulan silahların yanı sıra özel görevler için farklı araçlar da kullanabiliyoruz. Bunlar arasında termal kameraya sahip uzaktan kumandalı araç ve insansız hava aracını sayabiliriz. Oyun içerisinde dönem dönem yakın dövüş sahneleriyle de karşılaşabilirisiniz.

Oyun esnasında arkadaşlarımızla sürekli iletişim halindeyiz ve bu tür oyunlarda daha önce karşımıza çıkmayan yoğunlukta diyaloglar zinciri var. Tabi bu durum sayesinde yardımlaşma ön plana çıkarılırken, takım ruhunun önemi ön plana çıkarılıyor.

Yine oyun içerisinde hangi sürprizlerin bizleri beklediğini bilmiyoruz. Hikâye modunun ilerleyen dönemlerinde taraf değiştirip teröristlerin yanında saf alabilirsiniz. Devamında ise tekrar Amerikan askeri olup iyi olan tarafta amansız mücadeleyi sürdürebilirsiniz.. (Kötü karakterimiz Edward Page, iyi karakterimiz ise Blake isimli asker)

Oyunu bir de online olarak oynayabileceğiniz MultiPlayer modu da yer almakta. Gameloft hesabından giriş yaparak farklı kişilerle mücadele edebilir ve yine 12 kişiye kadar kendi takımınızı kurabilirsiniz. Ancak ilk aşamada bu modu oynamamanızı tavsiye ederim. Açıkçası Campaign modunda hareket kabiliyetini tam olarak oturtmak ve oyunun içi teknik detayları tam olarak kavradıktan sonra bu modda yer almak daha mantıklı olacaktır. Kimse bu aşamada kurduğu takımın en zayıf halkası olmak istemez.

Zor durumda kaldığınız anda bazı ekipmanlarda geliştirmeler yapabilirsiniz. Topladığınız bonuslarla enerji, bomba ve silah temin edebilir; düştüğünüz zor durumlardan bu şekilde kurtulmayı da deneyebilirsiniz. Tabi burada şu noktayı da hatırlatmakta yarar var: Oyun içerisinde bonuslar çokta kolay elde edilmiyor ve bu sebeple dikkatli davranıp, harcama konusunda tutumlu davranmanız gerekecek.

Oyundaki görevler, atmosfer, efektler, animasyonlar, objeler, efekt dinamizmi ve müzikler oldukça başarılı. Söz konusu detayların gerçek film stüdyosunda hazırlandığını belirtmekte yarar var.

Oyunda kontrollere alışmak biraz zaman istiyor. Dokunmatik ekranlarda kontrollerin konsollara nazaran daha zor olduğunu biliyoruz. Nişan almak, ateş etmek, aynı zamanda karakteri yönlendirmek ilk aşamada baya uğraştırıyor. Diğer taraftan bazı durumlar hızlı koşmak ve yere oturmamız da icap edecek. Oyunun ekranın sol alt bölümünde eğilmek ve kontrol için iki tuş yer alıyor. Sağ alt tarafta ise, yukarıdan aşağıya doğru: Bomba, ateş, hızlı koşma ve nişan alma tuşlarını görüyoruz. Nişan alma tuşuna bastığımızda, Auto-Aim ile rahatlıkla hedefi vurabiliyoruz. Yine oyun ekranında yer alan kontrol sistemini dilediğiniz gibi değiştirebilirsiniz.

Gerçek film stüdyosunda hazırlanan oyunun sinema tadında olduğunu daha önce belirtmiştik. Konsol kalitesinde sağlanan görüntüleme yetenekleri, grafik ve seslere; Matrix filminde ilk defa karşımıza çıkan değişen kamera açıları, savaş ortamını aratmayacak sesler, bağrışmalar ve Havok fizik motorunun sunduğu gerçeklik eklenince ortaya görsel bir şölen çıkıyor.

Sonuç olarak bazı çıkarımlarda bulunacak olursak; görsellik, oyun akışı, ses efektleri, müzikler ve hikâye farkını ortaya koyarken; ilk aşamada oyun kontrolünde zorluk yaşayabilirsiniz. Fakat ilerleyen dönemlerde bu duruma alışıyor, kontrolleri artık daha kolay sağlayabiliyorsunuz.

Modern Combat serisinin 4. ayağını hem ios hem de Android platformundan aşağıdaki linklere tıklayarak indirebilirsiniz.
Modern Combat 4: Zero Hour Play Store
Modern Combat 4: App Store