Disney Plus nedir? Netflix'e yeni rakip...
Yaklaşık bir asırlık Disney şirketi, bu deneyimini yeni teknolojiyle birleştirebilir mi?
Disney şirketi, bu deneyimini yeni teknolojiyle birleştirebilir mi? Bunu Disney'in online yayın ağı Disney+'ın açılmasıyla göreceğiz. Şirket, uzun zamandır beklenen "internet üzerinden yayın servisi" Disney+'yı tanıttı. Ancak platformun yayına başlaması Kuzey Amerika'da Kasım ayını bulacak. Dünyanın geri kalanı ise biraz daha uzun süre beklemek zorunda kalabilir.
Bu gecikmenin birkaç sebebi var. Öncelikle Disney henüz kendi platformunu açma planları yokken diğer online yayın platformlarına satmış olduğu içeriğin telif haklarını geri almaya uğraşıyor.
Şirketten yapılan açıklamaya göre tüm anlaşmaların sona ermesi 4 yılı bulabilir. Bu gecikme, Disney Genel Müdürü Bob Iger'in "en büyük öncelik" dediği projenin başarı şansını azaltabilir.
Ancak yayına başladığında Disney+ inanılmaz büyüklükte bir içeriğe sahip olacak.
Platform, Disney'in satın almış olduğu Pixar, Marvel, National Geographic, Yıldız Savaşları'nın yapımcısı Lucasfilm ve 70 milyar dolar ödeyerek satın aldığı 20th Century Fox'un yapımlarını içerecek.
Aylık üyelik ücreti 6.99 dolar, yıllık ücret ise 69.99 dolar olacak.
Sadece bu kadar değil... Disney spor yayın ağı ESPN'in de sahibi ve ESPN'in 2 milyondan fazla paralı dijital üyesi var. Hindistan'daki Hotstar da 300 milyon mevcut üyesiyle Disney bünyesinde bulunuyor.
Daha bitmedi... ABD'li internet üzerinden yayın servisi Hulu'nun da çoğunluk hissesi Disney'de.
Tüm bunlar Disney'i kalabalık ama gittikçe kârlı hale gelen internet üzerinden yayın (streaming) pazarının kalbine yerleştirebilecek büyüklükte adımlar. Çünkü bu pazarda "farklı" olabilmek hayati önemde.
Amerikan online yayın ağı Netflix bu yıl fark yaratabilmek için yeni içeriğe 15 milyar dolar harcamayı planlıyor.
Apple da geçen ay AppleTV+ servisini tanıttı. ABD'li ünlü televizyon programcısı Oprah Winfrey ve arkadaşları Apple TV+ için özel içerik üretecek.
Sinema mı internet mi?
Disney+'nın tanıtım toplantısı da platformun ruhuna uyan bir yerde, şirketin Los Angeles'taki giderek genişleyen kampüsü Sound Stage 2'de yapıldı.
1949'da inşa edilen stüdyo ilk Mary Poppins filminin, yıllar sonra ise Karayip Korsanları'nın çekildiği yer. Bu iki film de kendi dönemlerinde film teknolojisi alanında çığır açmışlardı.
Ancak Disney'in bu şanlı geçmişi şirkete ayak bağı olabilir.
Disney geçen yıl sattığı 900 milyon sinema biletinden 7 milyar dolardan fazla hasılat elde etti.
Şirket şu an bu ana gelir kaynağını kaybetmeyi göze alamaz, bu nedenle büyük yapımlar önce sinemalarda gösterime sokulacak, vizyondan kalktıktan sonra da internet üzerinden dolaşıma sunulacak.
Disney+ üyeleri ise yeni filmler platforma yüklenmeden önce filmlerle ilgili, sahne arkası çekimleri gibi bazı kısa içeriklere ulaşabilecek.
Ancak Disney doğrudan platforma koymak üzere, Noel filmi Noelle gibi, filmler de üretecek. Şirket bu filmlerin tüm Disney filmlerinde gösterilen özenle hazırlanacağının sözünü veriyor.
Platform ayrıca ilk kez gerçek oyuncularla çekilen Yıldız Savaşları dizileri gibi içeriklerle de rakipleri arasından sıyrılmayı umut ediyor.
Bu Disney için maliyetli bir girişim. Şirket Disney+'dan 2023'ten önce kâr elde etmeyi beklemiyor.
Ayrıca kendi platformunu açtıktan sonra diğer straeming servislerinden kazandığı paradan da olacak, mesela sadece Netflix'ten aldığı 150 milyon dolardan...
Disney'in aylık üyelik ücretinin 6.99 dolar olacağını açıklaması Apple üzerinde de fiyat baskısı yaratıyor. Bu yıl sonunda hizmete başlayacak olan Apple TV+'ın aylık üyelik ücreti henüz açıklanmadı.
Tüm bunlar bir yana, şu sorunun cevabı henüz bilinmiyor: izleyiciler maddi anlamda ayda kaç farklı platforma üye olmayı kaldırabilir? Geleneksel televizyon üyeliklerini iptal edip internet üzerinden yayın yapan platformlara üye olan jenerasyon, ev ekonomisi yapıp eski yönteme geri dönmeyi düşünebilir mi? (BBC Türkçe)