Zıtların birleşimiyim
Seda Güven’le FOX TV’de yayına giren yeni dizisi Adı Zehra vesilesiyle buluştum. Dizi dışında resim yapan, kıyafet tasarlayan Seda’nın sürprizlerle dolu hayatına konuk oldum.
Zehra dizisini bir de senden dinleyelim.
İşin özü ‘Zehra’ iki annenin dramını anlatıyor. Ben evin geliniyim. Bir baba kızını zorla evlendirmeye çalışıyor kızın istemediği biriyle. Kız başka birine aşık. Kaçarken bir kaza geçiriyor. Benim kocamın kaybolmuş bir kardeşi var. Ve o kız eve geri geliyor.
Nasıl bir karakteri canlandırıyorsun?
Benim karakterim meraklı, cemiyet hayatından bir kadın. Vakıf işleriyle uğraşıyor. Üstüne vazife olmayan şeylere burnunu sokuyor. Kocası tarafından pek sevilmiyor, ama o kocasına aşık. Bir de kızları var. Aslında benim sandığım şeyler farklı, izleyicinin sandığı şeyler farklı. Yalan içinde yalan var. Şaşırtmacalı ve sürprizli bir dizi. Her an her şey olabilir. Senaryoyu okuduğumda beni en çok cezbeden bu hikayenin doğurganlığı olmuştu. Tek duygu üstünden ilerlemiyor. Arada evlat acısı var, aşk acısı var. Sevgisizlik var, özlem var.
Role hazırlanma sürecin nasıldı?
Üzerine bol bol düşündüm. Karakter özellikleri çıkış noktası ama senin oyuncu olarak olaya bir tepkin bile senaristte başka bir şey uyandırabiliyor. Genelde eğer kötüysen o kötüyü göze sokmayı sevmiyorum, her insanın o noktaya gelmesinde bir sebep var.
" İnsanın bir amacı olmadığında boşluğa düşer ve kendine yabancılaşır."
Dikiş de dikerim resim de yaparım
Sosyetik bir karakteri canlandırıyorsun. Stil olarak benzediğin yönler var mı?
Ceren markaların sezonlarını takip ediyor. Ben moda tasarım mezunuyum zaten. O bölümü okuduğum için mi iyi giyiniyorum ve iyi çiziyorum, yoksa iyi olduğum için mi o bölümü seçtim, bilemiyorum. Ama bir şeyin moda olması beni ondan uzaklaştırıyor. O sezon yüksek bel modaysa o bana eğreti geliyor. Moda diye giyer ya insanlar vücut tiplerine bakmadan. Ben kendi tarzıma göre kesip, biçiyorum.
Kendi kıyafetlerini tasarladığın oluyor mu?
Değiştirebiliyorum sürekli bir şeyleri. Bazen çok beğendiğim bir şeyi almak yerine dikiyorum. Dikiş makinam var. Malzemeden yola çıkarak bir şeyler yapıyorum. Resim de yapıyorum. Ben en çok farklı materyalleri bir araya getirmekten hoşlanıyorum. Kumaş veya incik boncuk bir şeyler buluyorum. Onları zımba, metallerle birleştirip, acaba bunlardan ne yapılabilir diye yola çıkıyorum.
"Ben evcimen biriyim ve de maskülen. O an hangi ruhtaysam oyum aslında. "
Set bitince eve gelip müziğimi açıp resim yapıyorum
Dokunsal bir insansın o zaman?
Evet. Bundan ne yapılabilir acaba diyip nalburdan zincir almışlığım var.
İddialı bir tarzın var. Dikkat çekmeyi seviyor musun?
Bu şapkayı fotojenik bulduğum için taktım mesela. Bazen fotoğraftaki ile televizyonda baktığın şey aynı etkiyi vermeyebiliyor. Ama kıyafetimi tamamlarsa da böyle eğlenceli şapkalar takarım.
Dizi dışında neler oluyor hayatında?
Resim yapıyorum. Geçende Amsterdam’a gittim. Orada müzeden boyalar aldım. Müzeleri gezerken ufkum genişledi. Van Gogh, Rembrandt gibi ressamların orijinal eserlerine baktım. Bana acayip şevk verdi ve biran önce eve dönüp, resim yapmak istedim. Set dışında eve gelip, müziğimi açıp, bir şeyler karalamak hoşuma gidiyor.
Nasıl resimler yapıyorsun?
Daha çok malzemeleri biraraya getirerek yaptığım resimler var. Silikonlar, çeşitli boyalardan, metallerden malzemeleri topluyorum.. Şimdi figuratif desenler yapıyorum. Diğerleri soyuttu. Amsterdam’ın gazıyla eskiye dönmeye çalışıyorum.
İzleyici ile buluştu
Yapımını NTC Medya/Mehmet Yiğit Alp’in üstlendiği ve Taner Akvardar’ın yönetmen koltuğunda oturduğu FOX’un yeni dizisi “Adı Zehra” izleyiciyle buluştu.
Hem mutaassıp hem de özgürüm
Zıtların birleşimi misin?
Çok mutaassıp bir tarafım da var, çok özgür bir tarafım da var. Her şeye açık bir tarafım da var.
Hayatındaki insanlar şaşırmıyor mu? Bu hangi Seda, gibi?
Bilakis, etkileyici buluyorlar. A sen bunu da mıyapıyorsun, bununla da mıilgileniyorsun diyorlar. Ama bana normal geliyor. Ben evcimen biriyim ve de maskülen, ne oyum, ne oyum. O an hangi ruhtaysam oyum aslında. Değişken ruh halim var. Çok uzun bir süre sağlıklı beslenmeyi rutin bir yere koyduysam, gidip hamburger yiyesim gelir.
Her şey bu kadar değişirken, neye tutunuyorsun?
Bir sürü şey yapmam, bir sürü şeye saldırmam aslında hayatımda bir şeylere tutunmak için. İnsanın bir amacı olmadığında boşluğa düşer ve yabancılaşır. Bu da kimim ben, neyim ben, napıyorum hayatta gibi bir kaygı yaratır. Çalışmadığım zamanlar, o zaman da başka bir amaç belirliyorum. Görseller biriktiriyorum, bunu resme çevireceğim diyorum.
Sanat, alanı belirsiz bir alan olduğu için amaç belirlemek bazen daha mı zor?
Kesinlikle. Sadece o akşam evine ekmek alabilecek miyim kaygısı yaşayan bir adamda ne panik atak duydum, ne anksiyete duydum. Çünkü tamamen hedefi çalışıp, o parayı kazanıp çocuğun karnını duyurmak. Sanatçıların rahatsızlıkları daha soyut.
Bir tarafım alaturka...
Sürprizlerle dolusun..
Çok fazla.. Mesela bunlar dışında yemek yapmayı seviyorum. Ne olduğum belli değil benim aslında. (gülüyor) Hatice Aslan bana yemeğe geldi. Çiğköfte yaptım. Dolma sardım. Börek yaptım. Bir yandan resim yapıp, bir yandan börek yaparken düşünsene beni. Bir tarafım alaturka, bir tarafım alafranga. Başağa ikizlerim. İkizler beni çok hırpalıyor.