Yönetici olmayı öğreniyorum
Kurduğu çikolata markası Boz Ayı'yla işletmeciliğe soyunan oyuncu Müge Boz, yönetici olmayı öğrendiğini söylüyor ve ekliyor, "İşletmeyi öğreniyorum ama oyunculuğu asla bırakmam. Hatta ileride belki masal kitabı çıkartabilirim ya da yazdığım senaryoyu oynayabilirim".
Dizin güzel bir şekilde devam ediyor bunun dışında yeni projelerin var mı?
Dizi ve reklam devam ediyor. Bir yandan da kurduğum markam Boz-ayı ve çikolatalar ile ilgileniyorum. Zaten başka da zamanım kalmıyor pek. Kitap yazma fikri beni çok motive ediyor şu sıralar. Boz ayı marka kurulum süreci ile ilgili anılarımı yazmak istiyorum. Bu iş sürecinde yaşadığım zorlukları kitabımın bir konusu ve hikayesi olarak görmeye başladım bile. Bunun dışında masallar yazıyorum. Belki bu masalları bir kitap halinde yayınlayabilirim. Çikolata üretimlerim devam ediyor. Bunlar dışında uzun dönemli hayallerim arasında senaryo yazmak, yazdığımı oynamak ve yönetmek var. Ama henüz böyle bir sürecin içine girmedim. Zaten bu kadar yoğunken bir de böyle bir iş içine girmek zorlayıcı olabiliyor. Karavanla dünyayı dolaşmak da istiyorum...
İşkolik misin?
Sanırım işkoliğim. Ama bazen de çok tembelim. Gerçi 'Bugün hiçbir şey yapmam dediğim bir günde bile üç dört tarif çıkarıyorum. Araştırmalarımı tamamlıyorum. Farklı hikayeler belgeseller dinliyorum, izliyorum. Elimden geldiğince oyunları takip ediyorum. İşim ve özel hayatım iç içe geçmiş bir şekilde ilerliyorum.
Çikolata fabrikasında işler nasıl gidiyor?
İnşallah o yolda ilerliyoruz ama aslında fabrika kelimesini pek fazla sevimli bulmuyorum. Çok endüstriyel ve ruhsuz geliyor. Bu yüzden çikolata atölyesi veya çikolata dükkanı demek daha sıcak benim için. Çünkü bu şekilde sıcak ve samimi şeyler yapmak istiyorum. Dünya olarak endüstriyelleşmiş ürünlere alıştık ama ben daha çok el emeği olan ürünlerin değerinin bilinmesini istiyorum. Çikolatalarımın da insanlara sağlık ve şifa veren ürünler olması için her türlü araştırmayı yapıyorum ve birçok eğitim alıyorum.
Peki sence el emeği ürünlerin değeri bilinmeye başladı mı?
Talepler ve istekler tersine dönmeye başladı. Daha butik işletmeler, el yapımı ürünler eskisi gibi yine değer görmeye başladı. Bu tarz insan emeği olan şeylere çok önem veriyorum. Makinenin yaptığı bana çok yapay geliyor. İnsan elinin değdiği şeyle bunu bir tutamam. Zaten artık insanlar da böyle düşünüyor.
İşletmeci olmak kolay mu zor mu?
Boz Ayı sürekli gelişen bir marka. Her şey çikolata yapayım, değişik tarifler deneyeyim demekle olmuyor. İşin bir işletmecilik tarafı var. Ve bu konuda çok zorlandığımı söyleyebilirim. Evrak işleri, siparişlerin takibi, yeni ürünün adı, paketlenme şekli, katalog içeriği derken şimdilik üzerine yoğunlaştığım noktalar. Hatta yeni lezzetler çıkarmayı durdurdum. Olay sadece yeni ürün çıkarmakla olmuyormuş bunu öğrendim. Bir şeyler üretirken arkanızı da derli toplu bırakmak lazımmış. Bu yüzden işletme üzerine tecrübemi artırıyorum. Ama tarifler ve yeni ve şifalı besinler üretmek en büyük tutkum. Bazı şeyler öğrenerek oluyor. Her yaptığım adımı, basamağı kavrayayım sonrasında bir üst basamağa çıkayım şeklinde bir çalışma disiplinim var. Organik büyüme taraftarıyım. Zaman içinde büyüme modelini uyguluyorum. Bu durum benim için de bazı şeyleri hazmetmek adına iyi oluyor. Aslında biz oyunculara uzak olan bir şeyi, yönetici olmayı öğreniyorum. Oyunculuktan uzaklaşmadan, kopmadan bu duyguları birleştirmeye çalışıyorum.
Peki bu yönetici kısmında nelere önem veriyorsun?
Kaliteden asla ödün vermiyorum. Çikolataların sadece lezzetli olması değil şifalı olmasına da çabalıyorum. Çünkü ben normal çikolata değil, raw yani çiğ çikolata yapıyorum. Besin değerleri korunan çok sağlıklı çikolatalar bunlar. Normalde bünyemize alamayacağımız süper gıdaları çikolata sayesinde bünyemize alabiliriz. Bununla ilgili araştırmalar ve denemeler yapıyorum. Bunun dışında mesela Kanada'dan ithal edilmiş yaban mersini kullanmak istemiyorum. Bizim çok güzel yerli üretim yaban mersinlerimiz var. Niye ben kendi insanımın ürettiği yaban mersinini almayıp, gidip ta Kanada'dan alayım. Bunlara önem veriyorum. Yerli üreticinin yanındayım. Boz Ayı'da yerli değerlerin korunmasını istiyorum ve ödün vermiyorum.
Çikolata işi beklediğinden daha iyi giderse oyunculuğa ara vermek gibi bir fikrin var mı?
Oyunculuğa ara vermemi gerektirecek bir şey yok aslında. Çünkü tarifleri yapmak, yeni ürün çıkarmak benim için iş değil hobi gibi bir şey. Yani setten gece bile çıksam kafamda bir şey varsa yapıyorum. Ama başka bir organizasyon sürecine girilirse ekibimi büyütebilirim. Oyunculuğa ara veririm diye bir düşüncem yok. Ama her zaman da bir projemiz olmuyor elbet bir ara dönemimiz oluyor. Böyle ara dönemlerde daha çok yoğunlaşabilirim.
Sağlıklı beslenme tutkun etrafını nasıl etkiliyor?
Sağlıklı beslenmeyi çok sevdiğim için saatlerce bu konuyu anlatabilirim. Anlattığım zamanda insanların ilgisinin giderek artığını ve uygulama çabasında olduklarını gördüm. Okuduğum, öğrendiğim, üzerimde denediğim ve sonuç aldığım şeyleri sadece kendime saklamak gibi bir derdim yok. Bu yüzden sağlıklı beslenme açısından olabildiğince bilgilerimi çevremdekilerle paylaşırım, tavsiyelerde bulunurum.
Buradan televizyon projelerinin sağlık programı olacağını söyleyebilir miyiz?
Her şey yavaş yavaş oluyor. Güzel şeyler olacağına inanıyorum, neden olmasın?
Sana göre mutluluğun sırrı ne?
Zevkli ve keyifli şeyler beni mutlu ediyor. Mesela yeni keşifler yapmak, ne olursa olsun fikir üretmek hayata geçirmekten mutlu olurum. Bir de pozitif olmak zorundayız. Çünkü artık başka bir seçeneğimiz yok. Gün içinde yaşadığımız sıkıntıların üzerine bir de olumsuz düşünmek ekstra yorucu. Bunu fark ettiğimden beri hayatı daha başka yaşıyorum. Eskiye göre düşünce şeklimi olumluya çevirmek için çok çaba sarf ediyorum. Aslında olumlu düşünmek tamamen bir eğitim ve tercih meselesi. Mesela ben beş sene öncesine kadar bu kadar pozitif düşünen biri değildim. Bunu zamanla beynimi olumlu düşünmeye alıştırdıkça kazanmış oldum. Herkesin yapması gereken bir durum diye düşünüyorum.