Yeni kardeş...
“Kardeşim nasıl biri? Kime benziyor? Nasıl sesler çıkartacak? Benim hayatımda ne gibi değişiklikler yaratacak? Annem benimle daha az mı ilgilenecek? Annemle babam onu benden daha fazla mı sevecek?” gibi sorular ilk çocuğun kafasını kurcalalar ve huzursuz olmasına neden olabilir.
İlk çocuğun; “Annem, babam gitti, yeni bebek için gittiler, ben evde yalnız kaldım!” gibi düşüncelere kapılmaması gerekir.“Terk edildim! Bana kardeş getirmeye gitmişler, istemem! Şimdi onunla baş başalar, beni unuttular bile!” gibi sözlerle kendilerini ifade etmeseler bile, çok ciddi bir durum olmadıkça onu arkada bırakmak, kardeş kıskançlığı ligine 1-0 mağlup başlamanıza sebebiyet verebilir.
Doğumdan sonra ilk çocuk odaya girdiğinde odada bebeğin olmaması için hemşire ile önceden konuşabilirsiniz. Beş dakikalığına bebeğiniz odadan çıktığında; ilk göz ağrınız odaya girsin ve odayı keşfetsin. Sorular sorsun, ebeveynler ya da odadaki diğer akrabalar yanıtlasın. Önemli olan annesini odada yalnız görmesi. Odayı keşfettikten sonra, tercihen baba ile birlikte beraber kardeşini almaya gidebilirler.
İlk bakış, ilk dokunuş
Bebeği ilk gördüğü anda, biraz sessizce bu anın keyfini çıkarttıktan sonra duygularını paylaşması için ona çeşitli sorular sorabilir, isterse nazikçe eliyle dokunabileceğini söyleyebilirsiniz.
Babasına ya da hemşireye bebek yatağını iterek yardımcı bile olabilir. Bir ucundan babasının, bir ucundan da onun itiyor olması, onu bir adım daha yeni kardeşine yaklaştıracaktır.
Ve işte odaya geldiniz
Artık bebeğin anneye teslim edilmesi ve bu sırada anne ile bebeğin arasındaki sevginin gözlemlenmesi kısmına geldik.
“Sen de öteki yanımda oturmak ister misin?” cümlesi “Seni unutmadım, hadi sen de katıl, sen dışlanmadın, hala benim için çok önemlisin" mesajını ileten sihirli bir cümledir.
İletişim işte böyle güçlü bir kaynaktır…
Kardeşler arası bağ ilk bakışla, ilk dokunuşla, ilk etkileşimle, ilk iletişimle başlar ve güçlenerek devam eder ama hangi yönde güçleneceği sizin tutumunuza bağlıdır.