Gazete Vatan Logo

Yeni bir erkek tipolojisi yarattım (2)

Yasemin Bozkurt, hafta içi her öğleden sonra Kanal D'de yayımlanan "Kadının Sesi" programıyla hem çok izleniyor hem tepki çekiyor. Canlı yayında aldatma hikâyelerinin, ayak öpmelerin yaşandığı program için "İnsanlar bazen orada bildiği şeyleri bilmezmiş gibi oynuyorlar" diyen Bozkurt, Türk erkeğini değiştirdiğine inanıyor

* Milyonlarca insana ahlâk dersleri veriyorsun. Sana güveniyorlar. Ya senin bildiğin yanlışsa? Bunu hiç düşündün mü?
Yanlış bildiğim yerde susmayı tercih ederim. Bir kadın telefon etti "Kocamı kızkardeşimle yakaladım. Ayrılmak istiyorum, ne dersiniz" dedi. "Bu sizin hayatiniz, siz karar vereceksiniz" dedim ve sustum. İçinden çıkamayacaksam, insanları ters etkileyeceksem "bilmiyorum"u oynuyorum. Ama bildiğim bir ortamsa gaz veriyorum "şunu yapın" diye.

* Doğrusunu söylemek gerekirse ben de ne zaman birileri kapışsa izliyorum.
Orada nasıl yoğun elektrik var biliyor musun? İnsanlar da azgın boğalar gibi geliyorlar. Boynuzlar hazır. Benim bir tek kırmızı şal sallamam yeterli.

* Onu da iyi yapıyorsun Allah için. Bir de yıllar sonra ortaya çıkan ilişkiler var. Kız, kendisini evlatlık alanı annesi biliyor, karşısına öz annesini çıkarıyorsun. Sinir krizi geçiriyor insanlar. O ailenin psikolojisini bozmaya hakları var mı?
Hakkımız yok. Biz önceden herşeyi aileye söylüyoruz. İnsanlar bazen orada bildiği şeyleri bilmezmiş gibi oynuyorlar.

* Yani önceden söyleniyor ne olacağı?
Tabii... Her şey kuralına uygun oluyor. Bir gün önceden arayıp haber veriyoruz herkese. Yoksa canlı yayına aynı anda bağlayabilir misin insanları? O anda "bu senin annen değil" diyebilir misin? O hainliktir. Programcıyız dediysek, vicdansız mıyız?

* Ben de onu merak etmiştim...
İyi oldu sorduğun ben de bunu anlatmak istiyordum zaten.

* Bari açık açık sorayım. "Ezilen kadının sesi" cümlesini reyting almak için bir kılıf olarak mı kullanıyorsun?
Hayır hiç de onun için değil. Mesela avukat getiriyorum programa...

* Tabii ki çözülen işler de var. Ama gerçekten kadınların sorunları için mi, yoksa reyting için mi ekrandasın? Hangisi?
Kendim için yaptım bu programı. Dedim ki, "Yasemin Bozkurt olarak bir format getirip bunu tutturacağım." Kendim için yaptım, başka hiçbir şey için yapmadım. "Yasemin'in Penceresi"nde Türkiye'nin en ünlü isimleriyle 90 program yaptım. Program tıkanmıştı. Ekranda kalmak, devam etmek için bir format bulmalıydım. Bunu buldum. Şimdi artık erkekler bile çıkıp "karım beni aldatıyor, affet karıcığım" demeye başladı. Daha önce biri bunu söyleyebilir miydi? Türkiye'de yeni bir erkek tipolojisi doğdu.

* Ben de şaşıyorum. İnsanlar özel yaşamlarında ne var ne yok anlatıyor. Onlar da bunu meşhur olmak için yapmasınlar?
Niçin yaparlarsa yapsınlar. Akın akın geliyorlar. Gelen misafire "sen gelme" diyebilir misin?

* Ben derim vallahi.
Biz sormuyoruz. Ama bir erkek tipolojisi yarattım. Düşün, karısı üç çocuğuyla bırakıp gitmiş, Doğu'dan gelen bir erkek üstelik Karısından özür diliyor. Türkiye'de bir erkek çıkacak da, "karım beni aldattı" diye televizyonda anlatacak.

* Bizim millet iyice üşütmüş anlaşılan.
Ne dersen de. "Kadının Sesi" ekranlara gerçekten kadın sesini getirdi. Önümüzdeki sezona yeni bir format hazırlıyorum. Ortalık birbirine girecek Eğer kendini yenilemezsen, kumaşın eskir ve gardırobun köşesinde kalırsın. Ekran ünlüler mezarlığı. Benimle gelen çok güzel vücutlu, harika kadınlar vardı. Nerdeler şimdi? Ekranda vücut satılmıyor, beyini satıyorsun. Beyin varsa kalırsın. Yoksa silinir gidersin...

Reyting için yapmayalım da kendimiz için mi yapalım?
* O stüdyoya seyirci olarak neden gelir insanlar? Televizyonda görünmek için mi?
Onlar hayalleri olan ev kadınları. Hepsi konuşmaya geliyor. Herkesin hayali ünlü olmak değil mi? Türk milletinin özünde ünlü olmak var.

* Andy Warhol'un dediği gibi, 15 dakika için ünlü oluyorlar...
Evet. Bunu seviyorlar. Tanınmış olmayı seviyorlar. Kocalarına "bak ben de oradaydım" diyorlar. İşin özü şu, gerçek insanlardan gerçek hayat hikâyeleri izleniyor. Önceden kadın programları "haydi yemek yapalım, göbek atalım" mantığı üzerine kurulmuştu.

* "Haydi göbek atalım" senin programında da vardı. Çok dramatik bir olaydan sonra şıngır mıngır bir şarkıcı çıkar, akla ziyan şarkılar söylerdi.
Artık onu yapmıyorum. İlk dönemde programın tutup tutmayacağı hakkında endişelerim vardı. Baktım reytingler çok iyi, vazgeçtim. Tabii ki reytinge önem veriyoruz. Reyting için yapmayalım da kendimiz için mi program yapalım.

Haberin Devamı