Yeni bir erkek tipolojisi yarattım (1)
Yasemin Bozkurt, hafta içi her öğleden sonra Kanal D'de yayımlanan "Kadının Sesi" programıyla hem çok izleniyor hem tepki çekiyor. Canlı yayında aldatma hikâyelerinin, ayak öpmelerin yaşandığı program için "İnsanlar bazen orada bildiği şeyleri bilmezmiş gibi oynuyorlar" diyen Bozkurt, Türk erkeğini değiştirdiğine inanıyor
* "Kadının Sesi" fenomeni Yasemin Bozkurt'un geldiği son nokta. Sanırım buralara kolay gelinmedi. Televizyona geçmeden önce gazetecilik macerası yaşadın...
Dokuz yaşında, bütün köşe yazarlarının ismini ezbere bilirdim. O günlerde koymuştum gazeteci olmayı aklıma. Beşiktaş Kız Lisesi'nde okurken Günaydın gazetesine başvurdum, kimse ilgilenmedi.
* Lise öğrencisiyle neden ilgilensinler?
Ama liseyi bitirdiğim yıl Hey dergisinin kapısını çaldım. "Gazeteci olmak istiyorum" dedim. İlk röportajım o sayıya kapak olmuştu. 84 yılı filandı galiba.
* Dergi oldukça güç durumdaymış anlaşılan. Sonra Güneş'e geçtin...
Türkan Şoray ve Cihan Ünal'ın evine ilk ben girdim. Güneş'te ilk haberimdi. Manşetten verdiler. "Bu kız iyi gazeteci" dediler. 1991'de baktım ki bana sekiz sütun yetmiyor... TRT'ye "İşte Eviniz, İşte İşiniz" diye bir program önerdim. Öylece başladım. Beni zıplatan ikinci olay Süleyman Demirel ile Uğur Yücel'i televizyonda biraraya getirmek oldu. Uğur Yücel, Demirel'in taklidini yapıyor o zamanlar. Uğur bile Demirel'in kabul edeceğine inanmamıştı. O program da patladı. Sonra Türker İnanoğlu'nun kapısını çaldım. Hayatım hep kapı çalmakla geçti. Kimse beni keşfetmedi. O zaman "Bir Başka Gece" TRT'de müthiş reyting yapıyor. Süklüm püklüm karşısına oturdum. "Sadece kadınları çıkaracağım bir program yapmak istiyorum" dedim. "Kimleri çıkaracaksan yaz getir" dedi. 52 program için 104 kadının ismini yazıp önüne koydum. Ayşegül Nadir'den Sezen Aksu'ya, Emel Sayın'a kadar...
* Yazması kolay da hepsini nasıl getireceksin?
O da aynısını sordu. "Onları getirirsem siz ne yapacaksınız" dedim. "Sana programı vereceğim" dedi. Beşinci programdan sonra bu da patladı. Ondan sonra "Politika Penceresi," "Yasemin'in Penceresi" derken, "Kadının Sesi"ne kadar geldi iş.
Ben orjinalim onlar kopya
* Kenan Evren'i de ekrana çıkartmıştın...
O günden beri benimle konuşmuyor. "Yasemin'in Penceresi"nde format icabı kravatını keserken "Efendim siz demokrasiyi kestiniz ben de kravatınızı kesiyorum" dedim. Yüzlerce telefon geldi. Bir yanda tebrik edenler, bir yandan hakaret edenler. Yaptığım her işte bir farklılık aradım. Kendim için konuşmak ayıp gibi geliyor bana.. Bu kadar alçakgönüllü olduğum için hep kopyalarım çıktı. Geçenlerde Ali Kırca "Reytingciler seni araştırmalı. Hangi programı yapsan, hangi kanala gitsen reyting alıyorsun" dedi. BRT'nin hiç reytingi yoktu, reytinglere soktum. TRGT'ye gittim, dirildi. "Kadının Sesi"ni yaptım. Bıraktığımda reytingler tavana vurmuştu. Şimdi her kanalda benzerleri var. Ama ben orijinalim, onlar kopya.
* Onları nasıl buluyorsun?
Arada bir bakıyorum ve diyorum ki, benim heykelimi diksinler.
* Neden?
Sayemde program yapıyorlar.
* Ama hepsi yetenekli insanlar, başka programlar da yapabilirler. Zaten orada başarısız olsalar devam edebilirler miydi?
Bir evin temelini sağlam kurarsan çatısı da sağlam olur. Ben çok sağlam bir temel bıraktım. Üstelik ben programı "Kadının Sesi" diye bıraktım, aynı isimle devam ettiler. Bugün Amerika'da yaşasaydım sadece bu formattan kazandığım para torunlarıma yeterdi.
* Bu kadar iş başarmış bir insanın hayata biraz daha olgun bakması gerekmez mi? "Sayemde program yapıyorlar" diyorsun.
Sayemde program yapıyorlar. Fikir dediğin şeyin maddi değeri yok. Ama kimseye kızmıyorum. Benim orijinal olmam zaten bana yetiyor. Ben "Kadının Sesi"ni üç yıl düşündüm, planladım. Bu programın anası benim, babası da izleyici.
* "Ezilen kadının sesiyim" diyorsun, ama dayak yiyen kadınla kocasını karşı karşıya getirmekle sorun çözülüyor mu? Sorunun köküne inmeden bunların bir çözüm olacağına inanıyor musun?
Evet. Biz kadına güveni aşılıyoruz. Kadınlar kendilerine güvenmeye başladılar. Geçen gün bir adam geldi, karısını dövmüş, kadın da dört çocuğunu alıp kaçmış. Adam geldi, karısının ayağını öptü, af diledi. Buna bile "Erkek adam karısının ayağını öper miymiş" diye karşı çıktılar.
* Ama orada müdahale etmişsin. "Erkek adam sözünü tutar, tut sözünü" demişsin.
Adam "Dönerse karımın ayaklarına kapanırım" dedi. Ben de "kapan" dedim.
* Adam kadının ayağına kapanırsa reyting de artacak
Neden? Sadece ayağına kapanınca mı reyting alıyoruz?
* Ama bütün bunlar biraraya gelince reytingler artıyor. O kavgalar döğüşler... İnsanlar birbirine giriyor. Sirk gibi bir yer orası.
Gerçekten öyle ama bir erkeğin mantalitesi bunu kavrayamıyor. Sen bile bunu anlayamıyorsun. Diyorum ki kadınlara güven verdi bu program.
* Peki insanların düştüğü zor durumlar seni rahatsız etmiyor mu?
İnsan karda yürürken de düşer. O zaman da zor durumda kalır.
* İkisi aynı şey mi?
Zor durumda kalan herkes için üzülemem. Bir cerrah ameliyatta ölen bir hasta için üzülürse, diğer hastalara yardımcı olamaz.
* Bana o görüntüler biraz insanlık dışı gibi geliyor. Arenada aslanların önüne insanları atıyorsun, dışarda milyonlar ne olacak diye keyifle izliyor.
Aslan kim kurban kim? Aslan her zaman erkek mi; kurban her zaman kadın mı? Kimseyi rencide ettirmiyorum. Herkes geliyorsa ne yapayım? Gelene, git mi diyeyim...