Yazın en güzel yaşandığı 5 şehir
Gezdim gördüm yazdım...
Bizleri üstümüzdeki ağırlıktan kurtarmak için gelir yaz... İster ki insan bir anlığına yeniden çocukluğundaki o annesinin kucağından kurtulup denize atladığı günün masumiyetine, henüz itiraf edemediği yaz aşkının heyecanına, küçük sahil kasabasının ruhlara
doğanın bestesini çaldığı akşamüstlerinin sadeliğine dönebilsin... İşte kokularıyla başınızı döndürecek, renkleriyle içinizi ısıtacak en güzel 5 yaz şehri...
Cote D’azur - Fransa
Fransa’nın güneyinde bir tarafında Alpler, diğer tarafında Akdeniz’in çevrelediği bu kıyı şeridine yaz çok yakışıyor. Önce çiçeklerle bezeli Provence’ın kokusuyla şehrin kalabalığındaki kargaşayı unutuyor insan. Sonra Marsilya limanında sıra sıra dizilmiş yelkenlilere rüzgârın dokunuşuyla kulağına akan ses başını döndürüyor. Saint Tropez’nin denize bakan taba renkli binalarındaki ahenk ve Monaco’nun daracık sokak aralarına gizlenmiş asaletle huzur doluyor içi... Nice’de kıyı boyunca uzanan La Promenade’da sevdiği ile el ele yürüyüşün ardından, Cannes’da Rue Meynadier’nin hafifçe yukarı süzülen dolambaçlı taş sokaklarında göz göze yenen bir akşam yemeği büyülü bir yaz hatırasına dönüşüyor.
Santoroni - Yunanistan
Akdeniz’in en nadide ucudur Ege... Üzerindeki irili ufaklı Yunan Adaları, sizi karşılayan ada halkının telaşsızlığıyla ve denizden hiç bitmeyen esintisiyle ruhunuzu dinlendirir... Bir tepeye kurulu Santorini’deki mavi ve beyazın uyumu, Girit’de Rethimnon Limanı’nın küçük balıkçı lokantaları, Mikonos’un eski bir balıkçı köyü olduğu dönemlerin izlerini birleştirdiği bugünkü hareketliliği, Rodos’un tarihin içinde sunduğu doğal güzellikleri, her biri yazın başınıza gelebilecek en güzel şeyler...
Illes Baleares - İspanya
İspanya’nın Akdeniz’deki üç adasının her biri yaz için farklı bir zevke hitap ediyor. Adalardan en büyüğü olan Mallorca, kendi başına bir ülke adeta. Adanın başkenti Palma’da Cala Estancia’da denize girmek, Passeig des Born’da akşam gelen geçen kalabalığı izlemek; ardından Soller treni ile dağların arasından ulaşacağınız Soller Limanı’nda sakin bir öğlende balık ziyafeti çekmek, Magaluf’ta sabahlara kadar eğlenmek ve aralara saklanmış küçük cennetleri keşfe çıkmak tatilden tüm beklentilerinize cevap verecektir. Diğer iki adadan Ibiza’yı daha hızlı bir tatil isteyenlere, adaların en küçük ve doğalı olan Menorca’yı da huzur arayanlara öneririm.
Sorrento - İtalya
Napoli’den birkaç saat mesafedeki Sorrento, bir kısmı kayalıkların tepesinden Akdeniz’e bakan, bir kısmı ise yüksek uçurumların denizle buluştuğu sahilde kurulu küçük balıkçı yerleşimleri ile başka hiçbir yere benzemeyen bir cennet. Limon ağaçlarının kapladığı sokaklarda yürümenin keyfine birbirleriyle kavga eder gibi konuşan Güneylilerin neşeli gürültüleri eklendiğinde omzundaki tüm yüklerden kurtulup buralı oluveriyor insan. Deniz üstündeki derme çatma balıkçılarda bir akşam yemeğinin üstüne buraya özgü limon likörü “Limoncello” içtiğinizde ruhunuzda oluşan ferahlığı ve Sorrento’da geçirdiğiniz yaz tatilinizi, küçük dükkânlardan alıp evinizin duvarına asacağınız tablo hep hatırlatacak size...
Madeira - Portekiz
Etrafınızda birbiri içine geçmiş meyve ve çiçek kokularının eşliğinde taş sokaklarda ve toprak yollarda yürüyerek her yere ulaşabileceğiniz Atlantik Okyanusu ile çevrili bir Portekiz Adası Madeira. Dünyanın çok önceleri keşfettiği, Churchill, Castro, Hemingway gibi müdavimleri olan ada bizde henüz yaz programları içine dahil edilmemiş olsa da, muz kaplı tepelerinden denizin mavisiyle birleşen çatıların kiremit renginin uyumuna dalmak, başkent Funchai’de Mercado dos Lavradores’te yerel el işleri satın almak, taze okyanus balıklarının yanında yerel şarapların tadına bakmak burada tatili, bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir hayat tarzına dönüştürüyor.