Yaz sofralarının en lezzetli üçlüsü
Domates, biber ve patlıcan... Mevsimin bu üç sebzesi sofraların vazgeçilmez lezzeti.. Her birinden çeşit çeşit yemek yapabilirsiniz. Her biri ayaklı ecza deposu gibi… Yaz bitmeden sofralarınızı muhteşem üçlü ile şenlendirin!
Elbette sadece domates biber patlıcan değil… Yaz mevsimi ile vedalaşma hazırlıklarına girdiğimiz bu mevsimin son ayı olan ve hava sıcaklığının belli belirsiz azalmaya yüz tuttuğu Ağustos’da yetişen istisnasız bütün meyve ve sebzeler, vücudumuzun sadece bu mevsimde değil, bütün bir yıl boyunca ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri karşılamaya yetecek özellikte. Bamya, taze fasulye, barbunya, börülce ve bir dolu sebzemiz var. Fesleğen, biberiye, nane, tere, maydanoz, dereotu, reyhan, ceviz, fındık, ayçiçeği hep Ağustos’un güzelliklerinden.
Ve meyvelerin en olgun halleri: Mürdüm eriği, üzüm, kırmızı erik, kayısı, incir, şeftali, kavun, karpuz, vişne... Bize düşen hem yeterli ve dengeli beslenerek sağlığımızı korumak ve hem de kışa hazırlıklı girebilmek için Ağustos’un sebze ve meyvelerini bol bol tüketmeyi ihmal etmemek.
Mutfağın kraliçesi
Türk mutfağı için aslında yeni sayılabilecek bir ürün olan domates bence mutfağın kraliçesi… 18. yüzyılda Anadolu’ya gelen domates, kısa sürede mutfağımızda vazgeçilmez bir yer edinse de ilk tanıştıklarımız bildiğimiz boyutlarda değil. Kiraz domates dediğimiz küçük ebatta olanlar. Önceleri, dolma, zeytinyağlı, çorba gibi farklı yemeklerde kullanılan domatesler yeşil olarak tüketiliyor ve kırmızı olanları çürümüş sayılarak çöpe atılıyor. Zamanla Türk mutfağındaki yerini sağlamlaştıran bu albenili sebze zamanla salça, püre, kuru domates olarak kışa hazırlanmaya ve salça olarak neredeyse tüm tencere yemeklerinde lezzet veren ana malzemelerden biri olarak kullanılmaya başladı. Öyle ki domates civesi, yeşil domates yemeği, domat bastı, bademli domates reçeli gibi tariflerle şöhretine şöhret kattı.
Patlıcan suyunu biliyor musunuz?
Gelelim patlıcana; dünyanın bir çok ülkesinde tüketilir ama bizim mutfağımızdaki çeşitliliği, zenginliği ve lezzeti tartışılmaz. Kebabı, kızartması, imam bayıldısı, karnı yarığı, közlenmişi, közlenmemişi hepsinin yeri ayrı. Patlıcan suyunun içildiğini ben hiç duymamıştı, İçiliyormuş... Japonya’da yapılan bir bilimsel araştırmaya göre, tripsin açısından zengin olan patlıcan suyu bünyeyi kanserden koruyor. Aynı zamanda, beta-karoten, lif ve antioksidanlar gibi birçok besin maddeleri içeriyor. Bu özelliğinden dolayı da ani kalp krizleri ve inme riskini azaltıyor. Biber ise eski çağlardan itibaren tüketilen bir besin. Kırmızısı, karabiberi, çarlistonu, yeşil biberi… Bazı kaynaklara göre, beyaz biber, kalp sağlığını korumaya yardımcı ve kanser riskini azaltıyor.
Patlıcan güveç