Yastık yapmak kadın kıyafeti yapmak kadar vaktimi alıyor
Yastık By Rıfat Özbek Londra´da kapışılıyor
Dünyaca ünlü modacımız Rıfat Özbek, modanın kendini tekrar ettiğinden şikayet ederek kıyafet tasarlamayı yıllar önce bıraktı. Ancak evine istediği gibi yastık bulamayınca iş başa düştü ve yastıkçılığa geçiş yaptı. Bodrum ve Nişantaşı’ndaki mağazalarının önünde kuyruklar oluşan Özbek, geçtiğimiz ay ise Londra’nın tanınmış butiklerinin bulunduğu Kensington’da “Yastık” isimli dükkanını açtı. Sadece yastık satılan mağaza İngilizler’den o kadar ilgi gördü ki, sadece ilk günkü satış cirosu, mağazanın 3 aylık kirasını karşılıyor. Yakında ev tasarımcılığına başlamayı düşünen Özbek, modacı kimliğini neden terk ettiğini ise “ Merak etmeyin, andropoza falan girmedim. Sadece misyonumu tamamlamıştım” diyerek açıklıyor.
Rıfat Özbek, İngiltere’de kadın giyim modasının zirveye çıktığı dönem olan 1988 ve 1993 yıllarında İngiltere’de “Yılın Tasarımcısı” seçilen ve eski başbakanlardan Tony Blair’in bile hayranlık duyduğu bir isim. Aynı yıllarda Vivienne Westwood, John Galliano, Alexander McQueen, John Rocha gibi dünya devleri arasında Paris, Milano ve New York podyumlarında Türkiye’nin adını duyuran ilk Türk modacısı! Özbek, Osmanlı Lale Devri’nin alacalı renklerini, İznik çinilerinin gizemli renk ve motiflerini kadın giyimine taşıdı. Onun sayesinde Avrupa kadını Türk sanatının taşıyıcı unsuru oldu. Peki bir anda ne oldu da Rıfat Özbek, hem İngiltere’den, hem de moda dünyasından kayboldu? 1990’larda İngiliz basınında İngiltere’yi terk edip, Milano’ya yerleşeceği yolunda haberler çıkan Özbek’e her zaman yanıtlamaktan kaçtığı veya uzak durduğu bu soruyu sorduk. Yanıtı; “İngiltere’yi hiçbir zaman terketmedim ama modayı terk ettiğim doğrudur. Giyim çizimini bıraktım. Ben modayı terketmesem o beni terkedecekti. Akıllı davrandım ve zirvedeyken bu işi yaptım” oldu. Anlatım tarzında, dalgın bakışlarında bir burukluk, bir donukluk hissettiğim Özbek; kadın giyimini nasıl olup da terk ettiğini ise “60 yaşındayım. Bu yaştan sonra modaya ne getireceğim? Moda zaten kendini tekrarlıyor. Üstelik de bu tekrarı, ortalıktaki hırslı bir sürü genç modacılar yapıyor. Ama yaptıkları şey yenilik değil, tekrar üstüne tekrar. Eğer kendinizi tekrar etmeyi yenilik olarak görüyorsanız, bu benim moda anlayışıma hitap etmiyor” diyerek açıklıyor.
Açıkçası bir ara Özbek’in andropoz geçirdiğini düşündüm. Öyle ya bu kadar ünlü bir modacı kendisini dünyanın zirvesine çıkartan sanatına küser mi? Özbek beynimi okurmuşçasına “Asla andropoz geçirdiğimi düşünmeyin. Çünkü ben modada yapacağımı yaptım. Ve misyonumu tamamladım. Baktığınızda zaten değişen moda dünyasında bireysel modacılık sona erdi. Moda her alanda olduğu gibi bir endüstriye dönüştü; aynen bir araba veya beyaz eşya endüstrisi gibi oldu. Bu da bana hitap etmiyor. Bireysel modacılar devler arasında ayakta kalamaz” dedi.
“Yastıkçılığa geçmeye Bodrum’da karar verdim”
Özbek yastıkçı olmaya karar verişini ise şöyle anlatıyor; “Yastıkçılığa geçmemi Bodrum’daki evime borçluyum. Evi dekore etmek için yastık aramaya çıkınca o zamana kadar hiç bilmediğim bir gerçekle tanıştım. Evime koyabileceğim tek bir yastık bulamadım. Garip renkli kumaşlarla kaplı yastık adı verilen şekillerle karşılaştım. Yastıkların dışı ne kadar çirkin ve şekilsiz ise içi de garip plastik kırpıntılarıyla doldurulmuştu. Bazılarının ön yüzünde motifler vardı ama arkası düz kumaştı. Yani görünen yüz ve görünmeyen yüz olarak ikiye ayrılmıştı. Bunu görünce, ‘Ben daha iyisini yaparım’ dedim.” Ancak yastıkçılığa geçiş Rıfat Özbek’in düşündüğü gibi kolay olmamış. Kendi deyimiyle, zirveye oturduğu dönemde kadın giyimine harcadığı kadar yastık giyimine de zaman harcamış. “Bir elbisenin dışı ne kadar önemliyse içi de, astarı da o kadar önemlidir. Yastığın önü kadar arkası da güzel olmalı. İnsana hitap etmeli. Bu nedenle çift taraflı Türk motifli yastıklar yapmaya başladım. Önce evimi döşedim. Eve gelenler çok sevdiler ve neden satmıyorsun? dediler. Bunun üzerine Bodrum Yalıkavak’ta ‘Yastık’ adlı bir mağaza açtım. Turistler ve Bodrum’a gelen Türkler mağazanın önünde kuyruk oldu. Sonra İstanbul Nişantaşı’nda bir şube daha açtım” diyerek yastık işinin birden nasıl büyüdüğünü özetliyor. Özbek, çocuk masallarının uçan halısındaki Alaaddin gibi lale motifli, İznik desenli, buram buram çiçek ve Türkiye kokan yastıklarıyla daha sonra Londra’ya uçmuş. Ve ortağı Erdal Karaman’la birlikte kendisine kucak açan Kensington’da mağazasını açmaya karar vermiş.
“Daha çok lale motifleri ve İznik çinileri kullandım”
Mağazanın açılış günü tüm eski dostlarının mağazayı doldurduğu Özbek, ilk gün 3 aylık kirasını çıkartacak kadar yastık sattı. Özbek’in yastıkları, lale motifleri ve İznik çinilerinin rengarenk, göz kamaştırıcı renkleriyle süslü. Yastıklar lavanta veya gül kokuyor. Fiyatları ise 40 ila 800 Sterlin arasında değişiyor... İngiliz basını Özbek’in Londra’da mağaza açmasını, “Rıfat Özbek’in Yastık isimli mağazasında yine Türkiye Rüzgarı esiyor” başlıklarıyla duyurdu. Anlayacağınız Özbek, modacılığı bırakmış olsa da “Koltukların Broşu” adını verdiği yastıklarıyla Londra moda dünyasında hoş bir rüzgar estiriyor...