Yabancıya özel projeler başlar
Komisyondan geçen mütekabiliyet yasası, firmaları yeni planlar geliştirmeye zorluyor
Geçen hafta komisyondan geçen, kısa bir süre içinde de yasalaşması beklenen mütekabiliyet yasası, inşaat firmalarının iştahını kabartırken, bir yandan da yabancıya konut satış yöntemleri konusunda düşündürüyor. Yabancıya satış yaparken elindeki müşterilerinden de olmak istemeyen pek çok firmanın üzerinde durdukları en önemli konu, yabancıları mevcut projelerinde nasıl konumlandıracakları.
Örneğin Türkler, Ruslar, Araplar ya da İranlılarla beraber aynı sitede oturmak, aynı sosyal alanları paylaşarak yaşamak konusunda sıkıntı yaşar mı? Yabancıya satış yapılan projelerle Türkler önceden olduğu gibi ilgilenecekler mi? Bu projeler Türklere satarken dezavantaj yaratır mı? Bu sorular, firmaları düşündürürken, hakim görüş deneme-yanılma yöntemiyle durumun test edileceği, ardından muhtemelen yabancıya özel projelerin ya da blok satışlarının gündeme geleceği yönünde.
‘Yabancı’ da rekabete geliyor
Türk halkının yüksek bir ihtimalle farklı kültürlerle aynı ortamda yaşamak konusunda sıcak tepkiler vermeyeceğinin altını çizen Fer Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ramadan Kumova, “Radikallik, temizlik veya Türk kültürüne uygun olmayan yaşam tarzı, bazı müşterilerin o projeye soğuk durmasına neden olabilir. Ama inşaat sektöründe önemli olan algıyı yönetmektir. Süreç deneme-yanılma yoluyla ilerleyecek. Ancak bence yabancıya yönelik özel projeler geliştirmek daha makul bir çözüm olacak” dedi.
Yabancılar arasında yatırımcı olanların Ataşehir ve Beylikdüzü gibi bölgelerle ilgilenebileceğini ancak ağırlıklı talebin şehir merkezine olacağını kaydeden Ramadan Kumova, “Yabancılar, Ramazan’da veya yazın Türkiye’ye gelecek, havaalanına ve şehir merkezine yakın yerlerde kalıp turistik yerleri gezmek isteyecek. Bu nedenle Galata, Taksim, Karaköy, Sultanahmet, Süleymaniye, Sarıyer, Boğaz, Yeşilköy ve Yeşilyurt gibi bölgeler ilerleyen dönemde yabancılar için projeler geliştirilecek alanlar olacak” diye konuştu.
Galata ve Balat’tan 2008 krizinden önce bina ya da apartman satın almış ancak krizle birlikte ülkelerine geri dönmüş gayrimenkul şirketlerinin bugünlerde yeniden Türkiye’ye dönebileceğini hatırlatan Kumova, şöyle devam etti: “ABD’li Peppers and Rogers, North America Real Estate ve İngiliz Foxtons Real Estate bunlar arasında yer alıyor. Mütekabiliyet yasasını takiben bu firmalar buradaki binalarını yabancıya ya da kendi portföylerine satış için harekete geçirebilirler, yeniden Türkiye’ye gelebilirler. Yani sadece Türk firmalarını değil yabancı gayrimenkul şirketleri de mütekabiliyet sayesinde pastadan pay kaparak Türkiye’de rekabete girecek.”
Devlet kâr payını vermeli dönüşümü bizzat yönetmeli
Devletin planlı, programlı kentsel dönüşümde bizzat kontrolü elinde tutması gerektiğini belirten Ramadan Kumova, “Devlet kentsel dönüşümle yıkacağı yeri yıkar ve başka bir lokasyonda hak sahipleri için ayrı bir bina yapar. Yıktığı yerde yapılacak yeni proje için de hasılat paylaşımlı bir ihale açar ve burada kendi payına düşen hasılattan hak sahipleri için inşa ettiği sosyal konutun maliyetini düştüğünde elinde kalan kârı yine hak sahibine verir, böylece hak sahibinin elinde hem bir evi, hem de nakiti olur. Emsal isteklere göre artırılıp azaltılmadan ve bölgenin altyapısı bozulmadan dönüşüm planlanır” diye konuştu.
Yabancılara proje geliştirilmesi planlanan Galata, Taksim, Karaköy gibi bölgelerin kentsel dönüşümle geliştirileceğini kaydeden Kumova, mütekabiliyet yasasıyla kentsel dönüşüm yasalarının eşzamanlı gündeme gelmesinin önemine de dikkat çekti.
Fikirtepe’de talep arzdan az, batan firmalar olacak
Kentsel dönüşüm konusunda dönüşüm yapılacak alanda yeterince talep olup olmadığı ve dönüşümün altyapıyı nasıl etkileyeceği konularının yeterince önemsenmediğini vurgulayan Ramadan Kumova, “Pay sahiplerinin akılalmaz talepleri ve müteahhitlerin isteklerini yerine getirmek ve her iki tarafı memnun edebilmek için emsaller artırılıyor” dedi. Fikirtepe’nin buna en iyi örnek olduğunu dile getiren Kumova, şöyle devam etti: “Firmalar Fikirtepe’de proje atağına kalktı, 4 emsal getirilerek 80 metre sınırlaması oldu. 2 yıl içinde sadece Fikirtepe’de 80 bin bağımsız bölüm hayata geçirilecek. Oysa İstanbul’da 1 yılda 5 bin lira ve üzerindeki fiyattan konut satışı yapılabilecek 20 bin birim var. Yani Fikirtepe’deki rakam, toplam ihtiyacın 2 katı kadar! Peki bu kadar talep gelecek mi? Elindekini satamayan firmalar zor duruma geçip iflaslarla karşı karşıya kalacak. Altyapı da bozulacak.”