Gazete Vatan Logo

Yabancılar çağdaş Türk resmini bizden önce fark etti

1962 doğumlu işadamı Aziz Karadeniz, Türkiye’nin önemli finans uzmanlarından biri...

ABD’de öğrenim gördü, Lehman Brothers’da çalıştı. Türkiye’ye döndükten sonra ise menkul kıymetler piyasasına girdi. Karadeniz, aynı zamanda çok önemli bir koleksiyoner. 12-13 yıldır yurt dışında fuarlara gidiyor. ABD’de eğitim görürken “çağdaş sanata” ilgi duyduğundan beri yerli-yabancı birçok çağdaş ressamın eserini topladı. Şimdi ise, kurduğu “Beyaz Müzayede” aracılığı ile çağdaş Türk sanatçılarının eserlerini dünya ile tanıştırıyor.


Çağdaş resme kültürel olarak mı, yoksa finans uzmanı olarak ticari amaçla mı ilgi duyuyorsunuz?
Hayatım boyunca, gerek okul hayatımda, gerekse de iş hayatımda çok ağır çalıştım. Sanat bir bakıma kafamı boşalttığım, kendimi başka bir yere taşıyabildiğim bir alandı. Sanata sadece sanat eseri almak için değil, gerektiğinde sanatçılarla birlikte olup bir yerde kahve içmek, görüşlerini öğrenmek için ilgi duydum. Başlangıçta “müzayedecilik” işini ticari değil, kültürel amaçla yapmaya soyundum. Misyonum, Türk çağdaş sanatının Avrupa çağdaş sanatının içerisine entegre olmasına katkıda bulunmaktı. Bu fikirden yola çıkarak, “Beyaz Müzayede”yi kurduk.


Müzayede piyasasının menkul değerler piyasasından farkı var mı?
Biz geçmişte çok halka arz yaptık. Para kazananların çoğunda “teşekkür eden” çıkmazdı. Ama zarar edenler bizi her gördüğünde anlatırlardı. Resim işi çok daha güzel bir iş. Çünkü sanat eseri alan birisi, “Hemen yarın satıp kâra geçeyim” mantığıyla almıyor. Ben resmin bir yatırım aracı olarak satılmasına kesinlikle karşıyım.


Peki Çağdaş Türk resmi, dünyada nerede?
Yabancılar Türk resmini daha yeni yeni tanıyor. Türk resmini Doğu Bloku ülkeleri ile birlikte gruplayanlar var. Dubai yeni bir sanat merkezi olduğundan beri, bizi de Ortadoğu resmi içerisinde gruplayanlar oluyor. Ama her halükarda Türk resmi, Avrupa resmine daha yakın. Bugün Dubai piyasasında daha “kaligrafik” resimler görürsünüz. Türk çağdaş resmi dediğinizde, Avrupa çağdaş resmine yakınlık gösteren çok “kuvvetli” bir resim görüyorsunuz. Dolayısıyla, Avrupa resmi içerisinde değerlendirilmeli. Fakat Cumhuriyet dönemi modern Türk resminin Avrupa modern resmi içine entegre olma şansı yok.


Neden?
Çünkü aynı resimler çok daha önceden başkaları tarafından yapılmış. Mesela, Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun Fransa’daki bazı ressamların eserlerinle benzerlik gösteren eserleri vardır. Ama resimde özgün olma ve ilk olma çok önemlidir. Türkiye’de özgün çağdaş ressam çok var. Mübin, Selim Turan veya Nejad dediğimizde, o döneme göre çok aykırı resimler yapmış olmalarına rağmen, bunlar benzeri olmayan resimlerdir. Günümüzde, bir sanatçı dünyayı gezmese bile, internet üzerinden dünyada nasıl resimler yapıldığını görebilir. Ama 70’lere, 80’lere ve hatta 90’ların başına gittiğinizde, belki de bizim Güzel Sanatlar Fakültelerimizin dünya sanatından çok kopuk olması yüzünden bizde çok “özgün” sanatçılar yetişmiş. Belki de, dünyanın öbür tarafında ne yapıldığını bilmemeleri sanatlarının yararına olmuş. Türkiye’de çok değerli, çok çağdaş, Avrupa sanatına çok rahatlıkla girebilecek çağdaş sanatçılarımız var.


Bir Mübin Orhon tablosu, 5-6 yıl önce birkaç bin dolara alıcı bulurken şimdi fiyatı neden 100 bin dolarlara yükseliyor?
Bu tamamen Türkiye’de o dönemlerde çağdaş sanat alıcı kitlesinin çok sınırlı olmasından kaynaklanıyor. Bugün sanatın ileri düzeyde olduğu ülkelere baktığımızda, ilk çağdaşlarının fiyatları çok yukarıdadır. Ama bundan 5-10 sene önce, Türk çağdaşı Mübin’i Fransa’da 1000 Euro’ya alabiliyordunuz. Bu da tamamen Türklerin kendi çağdaşlarına geçmişte önem vermemelerinden, Fransızların da bu sanatçıların bir pazarı olmadığından onları elemeye tabi tutmalarından kaynaklanıyor. O dönemde sınırlı sayıda alıcı olduğundan, eserler ucuza gitmişti. Ama şimdi alıcı sayısı arttı. İleride ilgi daha da artacaktır. Kaldı ki, Mübin Orhon, Nejad Melih Devrim, Hakkı Anlı, Selim Turan ve Abidin Dino gibi ilk Türk çağdaş sanatçılarımızın fiyatlarını, kişi başına milli gelire göre oranlasanız dahi, birçok Batılı ülkenin ilk çağdaşlarından çok ucuz kalır.


Çin ve Rusya, çağdaş resimde yükselen pazarlar. Biz ülke resmi olarak onlarla başa çıkabilecek seviyede miyiz?
Çin ve Rusya, apayrı bir pazar. Çin’de kendi içinde son derece spekülatif ruha sahip ressamlar var. Ayrıca, Amerikalı sanatseverler Çin’i çok egzotik buluyor. Bugün Çin’de, 40-50 yaşlarında sürüyle eserleri 1 milyon dolar üzerinde satılan sanatçı var. Türkiye’nin şu anda bir Çin sanat piyasası ile yarışması çok zor. Çünkü çok gerideyiz.


Fark ne kadar büyük?
Türk ressamların eserlerinin değeri maksimum 100 bin dolarken, Çinli ressamlar milyon dolarlarla oynuyor. Çinlilerde insanı mest eden Çağdaş ressamlar var. Çin pazarına yetişmemiz için daha çok fırın ekmek yememiz lazım. Rusya piyasa ekonomisine yaklaşınca Rusya’da zengin bir sınıf oluştu. Sanat eserleri “sınıf sembolü” gibi görülmeye başlandı. Bugün Abramovich gibi bir alıcının alımları “Sotheby’s” ve dünya fiyatlarını belirlemeye başladı. Mesela, olay olan Francis Bacon alımını Abramovich yaptı. Bizde böyle dünya çapında koleksiyonerler yok.


“İki kişi inat yapınca resmin fiyatı yükseliyor”

Müzayedeyi açarken neye önem verirsiniz?
Resim sektöründe insanlar bazen “isim satın alır.” Ama önemli bir sanatçının eseri her zaman iyi bir tablo olmayabilir. Bugün sermaye piyasalarında Sabancı Holding hissesi alan iki insan arasında bir fark yok. Ebadı ve tekniği aynı olsa bile, aynı ressamın iki farklı resmi arasında dağlar kadar fark olabiliyor.


Müzayedeleri bizzat yönetiyor musunuz?
Evet, müzayede yönetmek benim için ayrı bir zevk. Biz normalde 300 eser kabul edebiliyoruz. Fakat bazen bir müzayedeye 700 eser başvuruyor. Yine de, müzayedeyi 3 buçuk saatte bitirmek zorundayız. Bir yandan çok acele etmeyip eserin yükselme potansiyelini sınırlamamak, öte yandan da insanların heyecanını kırmadan müzayedeyi bitirmek çok zor. Tek stresi bu. İki kişi inat yapınca bir resmin fiyatı fırlıyor. Bazen “Aranızda anlaşın, fazla para ödemeyin” diye takılıyorum.



ABD’de 10 bin Dolar’lık eserler pahalı gelirdi

Bir çağdaş resimde ne dikkat çeker?
Çağdaş resimde bir resmin yapılışının ne kadar zor olduğu önemli değildir. Özgün olması yeterlidir. Çinliler hem özgün, hem de emek gerektiren eserler yapıyor. Bugün dünya müzayedelerinde önemli eserler Çinli sanatçılarının eserleri. Biz sanatçılarımızı dışarıda daha iyi tanıtmalıyız ki, Çin ve Rus sanatı ile aynı seviyeye gelebilelim.


Eserler için özel bir koruma var mı?
Tabii ki... Depoda saklama koşulları kadar taşıma koşulları da önemli. Mesela, taşıyıcının üç parmağının kemiği arkadan tuvale değer ve önde çıkıntı yaparsa resim deforme olur. Mesela, bir Adnan Çoker resminde... Adnan Çoker resmi, yüzey olarak çok hassas ve kuruması çok zor bir resimdir. Bize bir gün çok iyi bir eseri gelmişti. Uzaktan esere bir yaklaştım, bir de ne göreyim? Eserin üzerinde üçlü noktalar var. O zaman anladım ki, tutucusu yanlış taşımış. Arkasına hafif su sürersiniz tuval kendini toparlar ama Adnan Çoker resminde bu zordur. Suyu biraz kaçırdınız mı, ön tarafta leke yapar.


Türk çağdaş resmine yabancıların ilgisi nasıl?
Artık yabancı koleksiyonerler de Türk resmini alıyor. Onlar bizim eserlerimizin değerini daha önce fark etti. Türkiye’deki resim fiyatları dünyaya göre çok ucuz. Bugün bir Sothebys’e baktığınızda, satış olarak bir müzayedede 50 milyon doların altını hedeflemezler. Türkiye için de Mart ayında müzayede yapacaklar. Yaklaşık 5 milyon dolarlık bir satış hedefliyorlar. Çünkü Türkiye’de rakamlar çok ufak. Çağdaş sanat müzayedelerinde sadece bir Francis Bacon eserini 50 milyon dolara satıyorlar. Biz ise, 300 tane eser koyuyoruz müzayedeye. Hepsini üst üste toplayın 3 milyon dolar etmez. Ben 80’lerin sonunda ABD’deyken, 10 bin dolarlık çağdaş eserleri pahalı bulduğumdan alamazdım. Ama şimdi bu rakamlar 10 milyon dolar oldu. Oysa ki, o günlerde Türk çağdaş resminden maaşımla alamayacağım resim yoktu.

Haberin Devamı