Bilim insanları uzun yaşamın sırrını çözmeye odaklamış durumda. TÜİK, Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresini 78 yıl olarak hesaplandı. Bu süre, erkeklerde 75,3, kadınlarda 80,7 yıl olarak belirlendi. Oysa 1950’de ülkemizde yaşam süresi 45’ti. Yani son 60 yılda ömrümüz 25-30 yıl uzadı. Bundan 50 sene sonra bu rakamın 100’e ulaşabileceğini düşünmek hiç de mantığa aykırı görünmüyor. En azından bilim çevrelerince...
Araştırmalara göre dünyada kayıtlara geçmiş en uzun yaşayan kişi Jeanne Louise Calment adında bir Fransız kadın: 122 yaşında ölmüş. Onun arkasından 120 yaşında ölen bir Japon ve 111 yaşında ölen bir ABD’li geliyor. 50’li yıllarda yüz yaşına kadar yaşayanların sayısı tüm dünyada sadece birkaç binken, günümüzde sadece ABD’de 96 binden fazla yüz yaşını aşmış kişi var. Dünya genelinde ise bu rakam 450 bin kişiyi aşıyor. 100 yaşını bulan bu şanslı insanların 85’i ise kadın. Uzun yaşamda önde olan ABD’nin arkasından 30 bin kişiyle Japonya geliyor. Nüfusa oranla en fazla yüz yaşını bulan kişi sayısı ise Fransa’da. “Kırmızı şarap, bol sarmısak ve espri anlayışı!” diyor Fransızlar işin sırrı nedir denildiğinde...
60’ında anne olacağız
Daha da ilginci gelecekte 74 yaşındaki bir kişi 45’inde görünecek. Kadınlar 60’ından sonra anne olabilecek. Yapılan hesaplara göre 2050 yılına kadar sadece ABD’de 6 milyon 100 yaşını bulan kişi olacak. Bunu en önemli sebeplerinden biri de tıptaki ilerleme olacak kuşkusuz. Çünkü önümüzdeki yıllarda felç, diyabet, hemofili ve kalp krizi tarihe karışacak, birçok kanser türünün çaresi bulunacak.
100 yaş için reçete
- Haftada bir gün 12 saat aç kalarak oruç tutun, kendinizi yenileyin, kalp damar sağlığınızı koruyun.
- Beyninizi korumak için 50 yaşından sonra ikinci üniversiteye başlayın.
- Haftada iki gün seks yapmak bir erkek için 80 kilometre koşmaya eşdeğer. Haftada üç gün seks yapanlar 10 yaş genç gösteriyor.
- Günde toplam 700 gram taze sebze ve meyve yiyin. Bu oranı 500 gram taze sebze, 200 gram taze meyve ile çeşitlendirin.
- Bu miktar sebze ve meyve yemek; akciğer, yutak, ağız boşluğu, pankreas, mide, kolon, rektum ve yemek borusu kanserinden korur.
- Kuvvet egzersizleri; merkezi sinir sistemlerini, iskelet ve kas sistemini güçlendirici egzersizlerdir. Özellikle kadınlarda kemik erimesi problemi riski üzerine kuvvet egzersizleri çok önemli.
Listeleri çöpe atın!
Kaliforniya Üniversitesi profesörlerden Howard Friedman, uzun yaşamın bir numaralı kuralını “Listeleri çöpe atın, hayatınızı kısıtlamayın” olarak nitelendiriyor. Uzun yaşam araştırmalarıyla tanınan Friedman, “Günlük cemiyet yaşamında hep ‘yapmamız gereken şeyler’ listesine bağımlıyız. Spor yap, kilo ver, hafif yemekler ye gibi kurallar menzumesi. Ama hiç birimiz bu listelerin idealize ettiği kadar sağlıklı bireyler değiliz. Uzun yaşayan insanlara baktığım zaman hemen hemen hepsi hem çok çalışkan hem de iyi eğlenen daha doğrusu yaşamın tadını çıkaran kişiler” diyor. İşini severek yapanlar diğerlerine göre ortalama 7 sene daha uzun yaşıyor. Bugün Türkiye nüfusu 80 milyon 810 bin. Açıklanan verilere göre doğuşta beklenen yaşam süresi ülkemizde de artıyor ve Türkiye nüfusu yaşlanmaya devam ediyor. Yaşlı nüfus olarak tanımlanan 65 yaş ve üzerindeki nüfusun oranı bugün yüzde 8.7. Bu oranın 2080’de yüzde 25.6 olacağı öngörülüyor. Aslında nüfusumuz yaşlanırken uzun yaşamaya da başlıyoruz.
Yaşlılığa endişe ve korku ile bakmayın
Peki uzun ömürlü olma konusunda en önemli ayrım noktası ne? Bilim insanları bu konuda iki farklı görüşu savunuyor. Bir grup uzun yaşamın sırrının genetik olduğunu söylerken uzun ömürlü olmanın nedeni yaşam koşullarına mı bağlı olduğunu belirtiyor. “İşin sırrı günlük alışkanlıklarımızda ve yaşantımızda. Genetik bilimine ihtiyacımız yok; bütün yapmamız gereken hayatımızı yaşlanmayı önleyen basit fakat akılcı yöntemlerle donatmak ve 100 senelik hayatın reçetesinin keyfine varmak” diyen Yale Üniversitesi’nden uzun yaşam uzmanları “uzun yaşamın sırrı aynı zamanda keyifli bir yaşam da sürmek” olduğunu vurguluyorlar.
72 yaş ve üstü 4 bin 765 kişi üzerinde yapılan araştırmada yaşlanmaya karşı olumlu tutumları olan deneklerin, yaşlılığa endişle ve korku ile bakan, kötümser düşünceleri olanlara göre demans hastalığına yakalanma riskinin yüzde 50 az olduğu gözlemlenmiş. Hayata pozif bakan deneklere yaşam tarzlarını soran araştırmacılar, “biz anı yaşıyoruz” cevabını almışlar.
Sağlıklı bir arkadaş ortamı yaşam süresini uzatıyor
Uzun yaşam araştırmacılarının odaklandığı bir başka konu ise şehirde yaşayanlar mı yoksa köy hayatı sürenler mi daha uzun yaşıyor sorusu. TÜİK’e göre ülkemizde belde ve köylerde yaşayanların oranı ise toplam nüfusun yüzde 7,7’sini oluşturuyor. Sanayi tipi kirlenmenin olmadığı ve oksijenin daha fazla olduğu bölgelerde yaşam sağlığımızı tabii ki olumlu olarak etkiliyor ama bu izolasyon yaşlılarda ciddi problemlere de yol açıyor. Amerika’daki Milken Enstitüsü’nün araştırması şehir yaşamının yaşlanmak için daha avantajlı olduğunu 10 maddede özetliyor. Bu avantajların başında sağlık hizmetlerine daha hızlı erişim, yeni şeyler öğrenmek için daha fazla imkanın olması, toplu taşımanın ve dolayısıyla evde oturmayıp şehirde sosyalleşmenin getireceği hareket, sanat ve kültür etkinliklerinin şehirlerde sayıca fazla olması olarak gösteriyor. Michigan Üniversitesi’nini 2017’de 100 ülkede tam 270 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmada ise sağlıklı yaşlıların aile içine kapananlar değil, arkadaş ilişkileri güçlü olanlar olduğu saptandı. Araştırma ekibinden Doç. Dr. William Chopikin’in tespitleri ise şehir hayatının yaşlanamak için ideal olduğunu kanıtlıyor, “Eve kapanmış, ‘altın yıllarını’ televizyon karşısında tüketen, hareket etmeyen yaşlılar daha karamsar oluyor. Adeta sükut içinde ölümü bekliyorlar. Oysa şehirlerde sosyalleşen, imkanları ölçüsünde altın yaşlarının kefini çıkaran emekliler evhamsız bir şekilde dışadönük yaşıyor. Sağlıklı bir arkadaş ortamı, yaşam süresini yüzde 22 oranında uzatıyor.”
Düzenli uyku uyuyun
Tıpkı doğada olduğu gibi gün karardıktan sonra olabildiğince erken saatte uyuyup sabahları da gün doğarken uyanmak.