“Urfa’daki çobanları gönüllü sırtlan bekçisi yaptık!”
Sırtlanlar için koruma projesi...
Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, sadece Türkiye’de nesli tükenen Çizgili Sırtlanlar için koruma projesi başlattı: “Urfa bozkırlarında çobanlar eskiden onları avlıyordu. Biz çobanlara eko-sistemde bu hayvanların oynadığı önemi anlattık. Şimdi bu çobanlar gönüllü sırtlan bekçisi oldu. Tek tek mağaraları gezip onları vurmaya gelen avcıları uzaklaştırıyorlar.”
Dünya Doğa Koruma Birliği’nin istatistiklerine göre, her 13 dakikada bir hayvan türünün nesli tükeniyor. Türkiye’deki her 3 hayvan türünden birinin nesli tehlike altında... Kelaynak, pars, vaşak, karaca, geyik gibi hayvanların yanı sıra, Türkiye’ye özgü ama daha küçük hayvanlar için de tehlike çanları çalıyor. Doğa Derneği Başkanı Güven Eken, dünyada sadece Türkiye’deki Bolkar Dağı’nda yaşayan “Yünlü Kaya Uyuru” adı verilen fare ve sincap karışımı bir hayvan türü, Antalya’daki bir vadide yaşayan bir semender, Kızılırmak ve Göksu deltalarında yaşayan Sas horozu ve Akseki’de yaşayan bir sincap türü kaybolmanın eşiğinde olduğuna dikkat çekiyor. Akdeniz Foku Türkiye kıyılarında gün geçtikçe daha az görülüyor. Yasadışı ve vahşi avcılık öyle boyutlara ulaştı ki, leşle beslenen sırtlanların sayısı bile korkulacak derecede azaldı. Ancak Eken, Urfa’daki gönüllü sırtlan koruma şebekesinden ümitli olduğunu söylüyor.
Anadolu Parsı mayınlı bölgelerde yaşıyor olabilir
Anadolu Parsı, Türkiye topraklarında görülen son büyük vahşi kedi türü... “Anadolu Panteri” olarak da bilinen bu vahşi hayvanın son pati izleri, 1974’de Beypazarı’nda görüldü. Hayvanı avlayan avcı, “zafer edasıyla” çekirdiği fotoğrafla gazetelere manşet oldu. O gün bugündür, bir daha Anadolu’da pars gören olmadı. Şimdi “foto kapan” adı verilen bir projeyle bu hayvanın yaşadığı tahmin edilen yerlere otomatik çekim yapan fotoğraf makineleri yerleştirilerek Anadolu Parsı’nın izi sürülüyor.
Eken, Ege ve Akdeniz bölgesinden tamamen silinen Anadolu Parsı hakkında şunları söylüyor: “Pars çok gizemli bir hayvan. Kendini çok iyi gizleyebiliyor. Türkiye’de de yakın tarihlere kadar da yasa dışı bir şekilde avının yapıldığını biliyoruz. Hâlâ olabilir ama bu hayvanı keşfetmek çok güç. Çünkü çok zorlu arazi koşullarında, mayınlı arazilerde yaşıyor. G.Doğu’daki geniş mayınlı bölgelerde hâlâ olabilir. Ama oraya ulaşsanız bile, koşullar nedeniyle bilimsel araştırma yapmak zor. Fotokapanla karakulakın bile resmi çekildi ama parsın izine rastlanmadı.”
Türkiye’de 10 Telli Turna, 750 Toy kuşu kaldı
Türkiye’de nesli tehlikede olan türlerden en bilineni hiç şüphesiz kelaynaklar... 1990’da Doğa Derneği ve Yaban Hayatı Koruma Dairesi’nce koruma altına alınmış. Kuşların sayısı 100’ü geçince de Suriye’ye yeniden göçe gönderilmeye başlanmış. Kelaynak’a kıyasla daha nadir göç eden bir kuş olan Toy da tehlike altında. Toy, 20 kilo ağırlığında, bozkırda yaşayan ve Devekuşu’ndan biraz küçük bir kuş türü. Türkiye’de 750 kadar Toy kaldığı tahmin ediliyor. Toy’un Türkiye’de en çok rastlandığı bölge ise Muş. Telli Turna’dan ise sadece 10 adet kalmış.
Ak pelikan bitti, Tepeli pelikan tehlikede
Türkiye’de iki tür pelikan türü görülüyor. Eken’e göre, Ak pelikan eskiden Türkiye’de ürediği bütün alanlarda (Seyfe Gölü’nde, Sultan Sazlığı’nda ve Tuz Gölü’nde) yok olmuş. Sadece Gürcistan sınırında bir gölde ürüyor. Tepeli pelikan da Beyşehir’den, Orta Anadolu gibi eskiden ürediği yerlerin çoğundan silinmiş. Ama Ege ve Marmara Bölgesi’nde İzmir’de, Aydın’da Menderes ve Gediz Deltaları’nda ve Manyas Kuş Gölü’nde az sayıda da olsa yaşamaya devam ediyor.
Rafet, Hasankeyf’in sembolü oldu
Doğa Derneği’nin “Hasankeyf Yok Olmasın ” kampanyasının da maskotu olan Kaplumbağa Rafet, dünyada sadece Dicle ve Fırat nehirleri kıyısında yaşıyor. Caretta Caretta’dan biraz daha büyük bir kaplumbağa türü... Latince ismi “Rafetus Euphraticus” olan hayvan, denizde değil, nehir kenarlarında tatlı suda yaşıyor. Barajlar yapılması yüzünden dünya ölçeğinde nesli tehlike altında...