Ünlülerin bilmediğimiz takıntıları
Takıntılar da fobiler de hayatımızın parçası, üstelik düşündüğümüzden daha çok. Kukla fobisinden, elindeki damarlara bakamamaya; kapı kulpu tutamamaktan iç çamaşırını bile sağdan giymeye işte ünlülerin takıntıları...
Birçoğumuzun hayatında bazen alışkanlık sandığımız ama zaman zaman da yaşamı zorlaştıran ‘takıntı’lar var. Ünlü isimlere takıntılarını sorduk ve alışkanlıklarımızın ne zaman takıntıya dönüştüğüne baktık. Psikiyatrist Dr. Alp Karaosmanoğlu, “Hepsinin altında yatan şey, kişinin o uyarana karşı dayanıksız olduğuna inanması var. ‘Eğer ben kapı kulpuna dokunursam mikrop kaparım hasta olurum.’ Vücudun doğal koruma mekanizması yokmuş gibi gerçek dışı bir inanç var. Önemli olan oradaki dayanıksızlık temasını yakalamak. Bunun gibi mesela buradaki folyo takıntısının ardında akıl sağlığı endişesi var. ‘Folyo görürsem çıldırırım’ korkusu. Kişi takıntılarının ardındaki uyaranı bulup, bu hayatını etkilediğinde çözüm bulmalı” diyor.
Gonca Vuslateri (Oyuncu)
‘Folyoya tahammül edemiyorum’
Alüminyum folyo takıntım var. Görmeye dahi tahammül edemiyorum. Ağzım ekşiyor. Folyo görünce delirip kendimi yerden yere atıyorum. Büyüyünce folyoları atmaya başladım. Hem daha az yoruluyorum. (Gülüyor) Bazen karanlıktan korkarım. Özellikle bir taraf ışıklı, öbür taraf karanlıksa...
Seyfi Dursunoğlu (Sahne sanatçısı)
‘Külodumu bile sağdan giyerim’
Yıllardır vazgeçmediğim tek takıntım sağ takıntısı. Her yere ilk sağ ayağımla basarım. Atletimi, külodumu bile giyerken ilk sağdan giyerim. Bana göre bir zorluğu yok. Ailemden gelme bir şey.
Nefise Karatay (Sunucu)
‘Kapı kulbunu asla tutmam’
Biraz temizlik ve hijyen takıntım var. Bulunduğum yer hijyenik değilse çok rahatsız oluyorum. çalışıyorum. Ortak kullanım alanlarında daha çok ortaya çıkıyor bu takıntı. Merdiven bantlarını tutamıyorum, kapıları elleyemiyorum, musluğa kesinlikle dokunamıyorum. Kağıtla ya da peçeteyle tutuyorum. İnsanlar kedisini, köpeğini elleyip hayatına devam edebiliyor. Ben kedi de severim köpek de ama elimi yıkayamayacaksam sevemiyorum. Çok seviyor olmama rağmen dokunduğumda elimi yıkama takıntım var. Para tuttuğumda da mutlaka gidip elimi yıkamalıyım. Başkasının içtiği bardaktan ya da yemek yediği tabaktan da kesinlikle yemem. Kimsenin terliğini, ayakkabısını giymem. Kocam Başak burcu, onun da düzen takıntısı var. O konuda birbirimizi tamamlıyoruz.
Ayşe Saran (Şarkıcı)
‘Damara bakamam, benim kabusum!’
Damara bakamam. Özellikle yazın daha da belirginleşiyorlar, yaz ayları kabusum! Bilgisayar başında bile damarları gör-memek için hırka giyerim.
Müjdat Gezen (Tiyatro sanatçısı)
Cami yamuk diye taşındı
Yıllar önce oyuncu Savaş Dinçel, Müjdat Gezen’in evine gittiğinde simetri takıntısını bildiği arkadaşına evin karşısındaki caminin eğri olduğunu söylüyor ve Gezen kısa sürede taşınıyor.
Seçkin Piriler (Model)
Plastik böceğe bile dokunamam
Şaka amaçlı kullanılan plastik böceklere dahi dokunamam, bu fobiden çok tiksinti gibi. Gerçeklerine zaten hiç dokunamam.
Nazardan dolap kapağına
Yasemin Öztürk(Manken)
“Havasız kalmaktan çok korkarım. Kapısı kapalı iken duşa asla giremem. Kapı mutlaka ben banyo yaparken açık olmalı. Biraz klostrofobi olabilir sanırım.”
Demet Akalın(Şarkıcı)
Sahneye çıkmadan önce kulisin her yanına nazar boncuğu serpiyor.
İbrahim Tatlıses (Şarkıcı)
Nazara inanıyor. Ünlü sanatçı belli aralıklarla kurşun döktürmeyi ihmal etmiyor.
Sibel Can (Şarkıcı)
Konserleri sırasında kulise mutlaka kendi bornozunu ve havlularını getiriyor. Kendisi için hazır bulundurulan havluyu kullanmıyor.
Özge Özpirinçci (Oyuncu) Genç oyuncunun takıntısı açık kalan dolap kapakları. ‘Dolap kapakları açıksa uyuyamam’ diyen Özpirinçci yatmadan dolap kapaklarını kontrol ettiğini söylüyor.
Cenk Torun (Oyuncu)
Takıntılarla ilgili sorumuzu e-mail üzerinden yanıtlayan oyuncudan kısa bir cevap aldık. Nedeni ise fobisini yazarken bile dayanamaması... İşte onun takıntısı: “Kuklalardan çok korkarım, yazarken bile tüylerim diken diken oluyor.”