Türkiye’nin ilk uluslararası dans hakemi

Günce Yöney, Türkiye"nin ilk uluslararası dans hakemi. Yöney, bundan sonra dans yarışması düzenlenecek her ülkede Türkiye"yi temsil edecek. Ona göre bu iş, hem dans hem spor. Yöney, 10 değişik dalda erkek ve kadınların figürlerini yaptığı için seçildiğini söylüyor.

Tango, rumba, samba, çaça, salsa bugün ülkemizde spor olarak da yapılıyor. Hatta sporcuları, Dans Sporları Federasyonu altında örgütlenmiş ve uluslarası federasyona da bağlanmışlar. Bir de aralarından uluslararası bir hakem çıkarmışlar. Eski dansçı, yani sporcu Günce Yöney, müthiş danslara bugün "not veren" usta haline gelmiş.
Yöney, küçüklükten itibaren 10 yıl dans eğitimi almış. Orta Doğu Teknik Üniversitesi"de eğitim aldığı "Gıda Mühendisliği" okurken yeniden dans ederken bulmuş kendini. Okulu bitirdikten sonra ise işi tamamen dans olmuş. Arkadaşlarıyla açtıkları dans okuluyla geçimini de sağlamaya çalışmış. 2002 yılında Jimnastik Federasyonu tarafından düzenlenen Türkiye Şampiyonası"nda partneri Ercüment Yakın"la birlikte elde ettikleri ikincilik, o güne kadar ki uğraşlarının en büyük ödülü olmuş. Ardından Almanya"da düzenlenen Dünya Şampiyonası"na katılmışlar, ama orada kürsü olmamış: "O zaman dans çalışmaları Jimnastik Federasyonu"nun içinde örgütlenmişti. Bağımsız bir Federasyonumuz yoktu. Mutlaka yurt dışına gitmeli ve daha iyi olmalıydım. Bunları düşünür, zaman zaman da yarışmaya da gösterilere katılarak dans ederken daha sonra sürekli partnerim olan İsmet Müftüoğlu ile tanıştım. Kendi imkanlarımımızla dans eğitiminde oldukça iyi olan Slovenya"ya gittik."
Günce Yöney, dansı bıraktığı 2008"e kadar Türkiye Şampiyonlukları, çok sayıda kupa, 33 uluslararası turnuva kazanmış. Bugün biraz erken karar verdiğini düşünse de 2008 sonunda dansı bırakmış. Yeniden açtığı dans stüdyosunda bir yandan "sporcu yetiştirirken" diğer yandan da 2005"te gazeteci Ersin Uysal"ın büyük çabalarıyla oluşan Dans Sporları Federasyonu"nun hakemi olarak yarışma pistlerinin kenarında bulmuş kendisini...
Günce Yöney bugün ulaştığı uluslararası hakem ünvanını büyük bir keyifle taşıdığını söylüyor: "Bu hiç de kolay bir süreç değil. O ünvanı haketmek ise başlıbaşına bir uğraş. İlk hakemlik belgemi 2000 yılında aldım. Önce bölge hakemi daha sonra da ulusal hakem oldum. Uluslararası olabilmek için sınava girdim. Zorlu bir süreç. Dans yarışmaları 2 kategori altında oluyor. Klasik ve Latin başlığı altında. Latin; samba, çaça, rumba, paso doble, jive... Standart; vals, viyana vals, tango, foxtrot, quick step. 10 ayrı branştan size sınav uyguluyorlar. Başardım ve Türkiye"yi değişik, farklı bir platformda temsil eden biri oldum." Dansla ilgilenmenin kendisinde yarattığı değişimi ise şöyle anlatıyor, "Kendinizi tanıyorsunuz dansla. Özgüven patlaması oluyor adeta. Sosyalleşiyor, cesaretiniz artıyor."
Bundan sonra ise Türkiye"yi temsil etmeye devam ederken diğer yandan "genç sporcular" yetiştirmeye de devam edeceğinin altını çiziyor.