Gazete Vatan Logo

Türk Tenor Bülent Bezdüz, Dünyanın en prestijli müzik ödülü Grammy'yi kazandı

Grammy aldı ama Türkiye'nin umrunda değil

Geçen hafta yapılan 48'inci Grammy müzik ödülleri Ahmet Ertegün'ün ödül alacağını işaret ediyordu. Kimsenin bir başka Türk'ün de Grammy'ye aday olduğundan haberi bile yoktu. "Dünya beni ayakta alkışlıyor"
diyen Bülent Bezdüz'le sadece Vatan Pazar konuştu.

Grammy aldınız ama pek az ilgi gösterildi size...
U2'nun Grammy aldığını yazmışlar ama aşağıda bir Türk'ün adının olduğunu fark etmemişler. Neden sizce?Çünkü müzik denince akla hemen popüler müzik geliyor. Daha önce Grammy aldığımda bir ay sonra haberi çıkmıştı.

Nedir aldığınız ödülün açılımı tam olarak?
Geçtiğimiz mayıs ayında Londra Senfoni Orkestrasıyla bir kayıt yaptık; Verdinin Falstaff 'ı... Konserden canlı yapılan bir kayıttı ve ses kalitesi çok yüksekti. Çok iyi sanatçılar tarafından çok iyi yorumlandığı için en iyi kayıt (best recording) ödülünü aldık.

Opera dalında başka ödüller var mıydı?
Klâsik müzikte en iyi enstrüman yorumu, en iyi oda müziği yorumu gibi ödüller verildi. Ama opera dalında en büyük ödül bizim aldığımızdı.
Grammy heyecanını anlatır mısınız?
Yılın belli zamanlarında yapılan "Gramofon Ödülleri" dir Grammy. Pop veya caz farketmez, müziğin her dalında verilir. Dünyanın her yerinden eserler ve sanatçılar seçilir.

"ÖDÜLÜMÜ AJANSIM ALDI"
Grammy ödüllerine nasıl aday olunuyor? Onlar mı seçiyor yoksa biri mi aday gösteriyor?
Onların seçimiyle. Bizim ödül kazandığımız kayıt dünyanın her yerinde müzik marketlerde satıştaydı. Çok dinlenen ve beğenilen bir kayıt oldu. Jüri de kaydı aday olarak seçmiş. Daha önce de Truvalılar Operası kayıtları ile iki dalda Grammy ödülü almıştık. Açıkçası kazanmasaydım da Grammy o kadar önemli bir ödül ki, aday olmak bile yeterliydi. Siz törene katıldınız mı?Maalesef katılamadım. Fransa'dayım şu anda ve burada temsilim var. Benim adıma ajansım Athole Stili Management gitti.
Daha önce ödül aldığınızda gidebilmiş miydiniz?
Hayır gidememiştim. Ama belgemi aldım. Daha doğrusu onlar tarafından yollandı.
Grammy ödülünü almak kadar törene katılıp sahneye çıkarak ödülü havaya kaldırmak da önemli ve gurur verici olsa gerek. Bunu tadamamak şanssızlık olmuş sizin adınıza...
Katılmayı çok isterdim. Düşünsenize dünyanın en önemli, en seçkin sanatçıları orada ve siz de onlarla beraber ödül alıyorsunuz.

"KÜLTÜR BAKANINDAN TEBRİK YOK"
Grammy ödülü almak bir sanatçı için muhteşem bir şey olsa gerek. Alabileceğiniz en yüksek ödüllerden biri olduğunu da düşünürsek...
Ertesi gün konserim olduğu halde heyecandan uyuyamadım. Sonucu bekliyordum çünkü. Ben bozacıya boza satıyorum. Bir italyan veye bir Fransız beni Türkiye'den çağırıp iş veriyor. Herhangi biri Londra'da bir temsil seyretse "ah ben bir temsil seyrettim" der. Ben orada sahneye çıktım ve başrol söyledim bu kayıt oldu ve Grammy aldı.
Ülkemizden çıkan bir sanatçının Grammy alması büyük basan. Bu başarınız devlet erkânlannca alkışlandı mı, mesela Kültür Bakanından tebrik mesajı aldınız mı?
Hayır. Gönül tabii ki Kültür Bakanlığı bir tebrik mesajı yollasın istiyor... Belki de bu haberden sonra yollar bakarsınız. Ya da CDTerimin Türkiye'de satılması için bir distribütör ayarlanmasına yardımcı olabilirler. Dünyada başarılar kaydettim ama CDTerim kendi ülkemde yok.
Kazancınız nasıl?
Devlet maaşıyla çalışıyorum ama yurt dışında yaptığım işlerden tatmin edici maaşlar alıyorum. Nerede yaşıyorsunuz siz?
Mersin Operasının sanatçısıyım. Fakat Kültür Bakanlığından izinle angajmanlarımı Türkiye'deki işlerimi aksatmayacak şekilde yapıyorum. Eşim ve ailem Mersin'de yaşıyor, ben de sık sık gidip geliyorum.
Grammy almış olmanıza rağmen ülkenizde şöhret sahibi olmamak sizi şaşırtıyor mu?
Dünyada tanınan bir sanatçıyım. Başbakanımızı sorsanız politik çevreler dışında kimse tanımaz ama ben dünyada ciddi oranda tanınan bir sanatçıyım. Bu benim için onur verici.
Ama bir sanatçı başarıyı elde ettiği zaman ülkesinden alkış sesleri beklemez mi?
Benim ülkemde yapılan ve görülmeyen o kadar iyi şeyler var ki ve yapılamayan ya da kötü, ucuz yapılıyor olmasına rağmen göz önünde olduğunu bildiğim şeyler... Bu durumu çoktan kabullenmişim. Gönül isterdi ki beni yetiştiren annem, öğretmenlerim başarımı sizler aracılığıyla daha sık okuyabilsin, gururlanabilsin. Olmalı mı? Tabii olmalı ama olmuyor diye de kırılıp mesleğime küsemem.

"OPERA DA FUTBOL KADAR EVRENSELDİR"

Aslında zaman zaman basında yer alıyorsunuz. Bazı köşe yazarlarımız yazdı başarılarınızı...
Evet ama İstanbul'da denk gelip izledikleri için yazdılar. Hele yurt dışındaki başarılarım hiç izlenmedi ki... Gelseler buraya belki onlar da şaşıracak. Şu anda önümde birçok yabancı gazete var. Sayfalarca temsilden ve benden bahsediyorlar. Bırakın Grammy'nin haber olmasını benim temsillerim ayakta alkışlanıyor.
Aslında siz dünyanın en ünlü tenorlarına rakip sayılırsınız...
Kendi kuşağımdakilere evet.
Carreras, Pavarotti, Domingo gibi isimlerle tanıştınız mı? Bir araya geldiniz mi?
Carreras'la tanışma, sohbet etme fırsatım oldu. Üçünü de dinleme fırsatım oldu. Ama Pavarotti ve Domingo ile tanışmadım. Onların daha önce sahneye çıktıkları yerlerde şu anda ben de çıkıyorum. Şu anda yeni bir nesil geliyor, bıraktıkları yerden bizler devam ettireceğiz.
Ülkemizde opera dünyaya oranla çok geride...
Almanya'da 160'a yakın opera evi var, Türkiye'de beş tane... Avrupa'nın futbolunu kabullendik ama operasını hayır... Futbol ne kadar bizimse opera da o kadar bize ait. Evrensel olan her şey gibi.

Haberin Devamı