Türk siyasetinde 2010 manzaraları
İşte Meclis’ten ve Ankara siyasetinden bazı 2010 manzaraları...
Sinatra’nın o ünlü şarkısında olduğu gibi demek isterdim ki: “It was a very good year...” Ama maalesef siyaset açısından bunu söylemek pek mümkün değil. Zira polemikler polemikleri, bitmek bilmez tartışmalar birbirini izledi. Gelenek bozulmadı bir kere de olsa Meclis’te yumruklar konuştu. Ne AB gündeme geldi, tartışıldı, ne de gelecek masaya yatırıldı. Ama herkes en az bir meselede ikiye ayrıldı. Erkan Yolaç bile bunca yıllık meslek yaşamında 2010 yılında duyduğu kadar ne ‘Evet’ duydu, ne ‘Hayır...’ Geriye ne mi kaldı? İşte Meclis’ten ve Ankara siyasetinden bazı 2010 manzaraları...
Gidişi hiç güzel olmadı
Anayasa değişiklik paketinin TBMM’deki son gününde Türkiye büyük bir şok yaşadı. O gün Genel Kurul’da laptoplar peşpeşe açıldı. Hâlâ gizemi çözülemeyen bir görüntü Türkiye’yi ayağa kaldırdı. Ve yıllardır Türk siyasetinin önde gelen isimlerinden biri olan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bu nedenle istifa etmek zorunda kaldı. Baykal’ın son sözleri ilginçti. Pensilvanya’dan şüphe etmediğini belirterek, “bir komploya uğradığının” altını çizdi.
Geçmişle kavgaya devam
Siyasiler üslup nedeniyle birbirlerini suçlasa da tarz değişmek bilmedi. Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a ‘Hitler’ dedi, Başbakan bunu çirkin bulduğunu söyleyip “Hitler’e benzetecek bir siyasi figür arıyorlarsa, kendi genel merkezlerindeki eski genel başkan fotoğraflarına baksınlar. Orada Führer’e özenip, kendisine ‘Milli Şef’ dedirtmiş genel başkanlarının Hitlervari bıyıklarının altından kendilerine gülümsediğini görecekler” sözleriyle karşılık verdi.
Partide mikrofon kapmaca
En büyük hareketliliği kesinlikle CHP yaşadı. Önce Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı tartışıldı. Tam her şey bitti denirken, bu defa MYK krizi çıktı. Bu defa da Kılıçdaroğlu - Önder Sav gerginliği gündeme damgasını vurdu. Aynı binada savaş sürerken, Sav ve Kılıçdaroğlu’nun peşpeşe basın toplantıları baş dönmesi yarattı.
“Yeni” CHP, eskileri kızdırdı
Deniz Baykal’ın gidişinin ardından CHP’de yeni bir rüzgar esmeye başladı. Küskünler partiye dönerken, çok sayıda yeni isim partiye katıldı. Kılıçdaroğlu’nun üniversitelerde başörtüsünün serbest olacağına yönelik sözleri, “CHP’nin ekseni mi kayıyor” tartışmalarını da beraberinde getirdi. Ama Kılıçdaroğlu kurultaydan istediği PM listesiyle çıkmayı başardı.
Bahçeli’den ‘Geri dön’ çağrısı
Referandum sürecindeki tartışmalara ‘Eski ülkücüler’ damgasını vurdu. Başbakan Erdoğan’ın 12 Eylül’de asılan Mustafa Pehlivanoğlu’nu anlatırken ağlaması, MHP’yi kızdırdı. Referandumun hemen ardından Devlet Bahçeli, MHP camiasına ilginç bir çağrı yaptı: Yuvaya dönün. Aralarında Koray Aydın, Ümit Özdağ’ın da bulunduğu çok sayıda küskün isim yeniden ‘Yuvaya’ döndü.
“Evet” dediniz
Anayasa referanduma kalınca siyasiler yollara düştü. Sonuç: Yüzde 58’e, 42 oldu. Sahil şeridi muhalefeti sürdürdü. İktidar yüzde 42’yi, muhalefet yüzde 58’i masaya yatırdı. Referandum’da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun oy kullanamaması günün yılın olayları arasındaki yerini aldı.
Yeni(!) liderler yine sahnede
Kılıçdaroğlu herkesi şaşırtarak sosyal demokratlar açısından tarihi bir karar verdi, kendisine destek veren CHP Genel Sekreteri Önder Sav’la yollarını ayırdı. Saadet Partisi’nde ise uzun zamandır süren iç çekişme sonunda patlak verdi. Numan Kurtulmuş, partisinden ayrılarak, HAS Parti’yi kurdu. Milli Görüş’te ise ‘Efsane’ isim Necmettin Erbakan’ı bir kez daha koltuğa oturma kararı aldı.
1 metre sınırı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında verilen gensoru görüşmelerinde Meclis Genel Kurulu’nda kıyamet koptu. Eski Sağlık Bakanı Osman Durmuş’un, Erdoğan’la ilgili sözleri kavga çıkardı. Sağlık Bakanı Recep Akdağ, eski bakanın üzerine yürüdü. Genel Kurul karıştı. Çıkan arbede sırasında Meclis İdare Amiri Orhan Erdem’un burnu ile parmağı kırıldı. AKP’li Ali Koyuncu, MHP’li hemşerisi Necati Özensoy’un parmağını kırıp hastanelik oldu.
Yumruklar konuştu
Yumruklaşma TBMM ile sınırlı kalmadı. Milletvekilliği düşen esik DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’e Samsun’da, ardından da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Kayseri’de yumruklu saldırıya uğradı.
Yumurta atıldı
Yumurta, “son dakika” oyuna girdi ve 2010 yılına damgasını vurdu. TBMM’nin sevilen ismi Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu’dan önce aslında yumurta yiyen ilk isim Başmüzakereci Egemen Bağış oldu. 21 yaşındaki genç kızı uyarmak yerine dava açması ise kimsenin içine sinmedi. Ama Mülkiye’de yağan yumurta sağanağıyla bütünleşen asıl isim Kuzu oldu. Hatta yıllar sonra TBMM’de kendisini en çok eleştiren isim olan Kamer Genç ile arasındaki buzlar bile eridi. Genç’in bir kokteylde, “Ben seni uyardım. Bensiz bir yerlere gidersen böyle olur” deyince Kuzu gülerek, “Anayasa Komisyonu Başkanı olduğum için çift sarılı seçmişler, saydık çift mi tek mi diye” karşılığını verdi.
Fişleme yaptı kıyamet koptu
Anayasa değişikliği yıla damgasını vurdu ama kıyameti de kopardı.
En ilginç manzara da anayasa görüşmelerinde yaşandı. Siyasi parti kapatmalarını zorlaştıran 8’inci madde iktidara şok yaşattı. AK Parti’li milletvekilleri maddeyi düşürünce, Erdoğan’ın da olduğu iktidar kulisinde büyük bir sessizlik yaşandı. Hemen arkasından gelen yargıyla ilgili düzenleme maddesinde AK Parti’li İdare Amiri’nin, Başbakan’a doğru koşuşu, tarihi anlardaki yerini aldı. Ancak AK Parti’li Faruk Koca’nın ‘Bizden kim hayır verdi’ listesindeki isimler basına yansıyınca olan oldu.