Türk mutfağı AB’ye girdi
Gastronomi adına dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olan San Sebastian Gatronomika’ya Anadolu Mutfağı damga vurdu...
Çok mutluyum, umutluyum…
Mutfak adına dünyanın en önemli etkinliklerinden biri olan San Sebastian Gastronomika Kongresinde Türkiye’nin mutfak şefleri çok önemli bir misyon gerçekleştirdiler. Büyük sahnede, şov alanlarında, her yerde Türkiye vardı San Sebastian’da. Türkiye standı gurur vericiydi. Sunumlar, seçilen ürünler, tadımlar ve konuşmalarla en göze çarpan ülke olmayı başardık.
‘Mutluyum… Umutluyum’ dedim, çünkü mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum Mutfak Dostları Derneği olarak yıllar yılı bu manzarayı hayal ederek çalıştık, çabaladık.
Bitti mi?.. Elbette hayır. Yapılacak daha ne çok şey var ama, San Sebastian’da gördüğüm Türkiye farklıydı. Yarın için çok önemli planları vardı Türkiye’nin. Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu organizasyonla şüphesiz çok önemli bir adım attı. Yıllardır ihmal edilen ülkemizin en önemli değerlerinden mutfak, yüksek bir çıtayı aşarak dünya gündemine oturdu.
Ve tam bu düşüncelerle daha yapılması gereken ne çok şey var derken, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle önümüzdeki yıl için İstanbul Gastronomikanın hazırlıklarına başlanıyor olması haberi, beni daha da heyecanlandırdı.
GASTRONOMİKA’DA NELER OLDU?
San Sebastian, gastronomi yönünden çok iddialı. Michelin yıldızlı restoranlara sahip olma açısından, Kyoto’dan (Japonya) sonra, dünyada iki numara. Gastronomika’ya bu yıl tam 12 bin 900 ziyaretçi katıldı. 5 kıtadan aralarında Anthony Bourdain Alex Atala, Juan Mari Arzak, Andoni Luis Aduriz, Jordi, Josep, Joan Roca, Angel Leon, Mario Sandoval, Paco Morales, Ramon Freixa, Carme Ruscalleda, Diego Guerrero, Eduard Xatruch, Oriol Castro, Marcos Moran, Alex Atala, Sergio -Javier Torres, Paco Perez ve Albert Adria’nın da olduğu yıldız şefler, hep bir arada deneyimlerini izleyicilerle paylaştılar. Bazen konuşarak, bazen de sahnede canlı yemek pişirme şovlarıyla.
Etkinliğe konuk ülke olarak katılan Türkiye, “Geçmişin İzinde, Geleceğin Peşinde” sloganıyla temsil edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın organizasyonu içinde planlanan etkinlikler, Türk Mutfağı’nın dünyaya açılması anlamında çok önemli bir adım… Bence, Kültür ve Turizm Bakanlığı bugüne kadarki en önemli turizm hamlesini yaptı. Bu organizasyonun önemli bir başka tarafı da San Sebastian Gastronomika’nın Türkiye’yi, AB’den önce, Avrupa ülkeleri arasına kabul ediyor olmasıydı.
SAHNEDE KİMLER VARDI
Gastronomika’da Türkiye’nin profesyonellere ve basın mensuplarına yönelik performanslarını; Mehmet Gürs, Deniz Şahin, Cüneyt Asan ve Maksut Aşkar gerçekleştirdiler. Mehmet Gürs, sahnelerin adamı olduğunu hemen ilk başta gösterdi. Harika bir İngilizceyle “Dünü, Bugünü ve Geleceği ile Anadolu”temalı konuşması çok etkileyiciydi. Maksut Aşkar, çok kültürlülüğümüzün mutfağımıza kattığı zenginliğin önemini vurgulayarak İstanbul Ermenilerine ait bir yemek olan topiği yorumladı. Cüneyt Asan ise şovuyla salonda şok etkisi yarattı. Hayranlık uyandıran becerisiyle bir kuzuyu parçalaması görülmeye değerdi. Ayrıca bin yıllık bir taşın üzerinde dövdüğü Birecik patlıcanıyla Ali Nazik hazırladı. Bitmez tükenmez enerjisi ile nerede ise tüm Gastronomikanın en renkli ismi oldu. Cüneyt Asan’a etkinlik çerçevesinde yapılan barbekü yarışmasında jüri üyeliği teklif edilmesinin hem kendisi hem de ülkemiz açısından atlanılmaması gereken önemli bir konu olduğunu düşünüyorum.
Türkiye’yi geleneksel mutfakta temsil eden Deniz Şahin’e biraz özel yer vermek istiyorum. İlk deneyimi olmasına rağmen çok başarılıydı. Heyecanı ve bu heyecanının samimi ifadesi, salondaki izleyicilerin beğenisini ve alkışını aldı. Konuşmasına “Lezzeti arayan ve taçlandıranlara merhaba. Heyecanlıyım… Çünkü, bugün ülkem adına dünya ustaları ile bir aradayım. Sizlere bilinen ondört bin yıldır yaşayan bir coğrafyanın zengin lezzetlerinden örnekler sunacağım. Anadolu mutfağının isimsiz gerçek kahramanları kadınların ve geleneksel aşçıların temsilcisi olarak buradayım” diyerek başladı ve Antalya Mercimek Dondurma, Çerkes Tavuğu, çok özel bir Rum Mezesi Beyinli Gerdan, İstanbul Ermenilerinden Tarama hazırladı.
Sahnede bu kadar mı güzel ve zarif olunur. Bu eli lezzetli, Anadolu Mutfağına gönül vermiş güzel kadını daha bir çok uluslararası etkinliklerde göreceğimize inanıyorum. Ve önümüzdeki yıllarda kadın şeflerimize büyük görevler düştüğünü biliyorum.
Cooking showlarda ise Hazer Amani Osmanlı Mutfağı, Deniz Temel Göbekli Tepe, Ali Ronay Selçuklu Mutfağı ve Mustafa Otar da Modern Türk Mutfağı sunumları ile büyük beğeni topladılar. Ömür Akkor tarafından hazırlanan“Anadolu’nun Bin Yılı” temalı interaktif sergi ise bundan sonraki uluslararası tanıtımlarda mutlaka yer almalı.
4 gün devam eden etkinlikte beni en çok etkileyen şeylerden biri de şeflerimizin birbirlerine destekleri oldu. Müthiş bir ekip dayanışması içinde el ele vermişlerdi. Etkinliğin bu kadar başarılı olmasında işte bu ekip ruhunun da çok önemli katkısı olduğunu düşünüyorum.
TÜRKİYE STANDI
Türkiye standı kesinlikle organizasyonun yıldızı idi. Tokat, Rize, Malatya, Hatay, Kastamonu ve Kars gibi kentlerden seçilmiş özel ürünler sergilendi. Tatlılar Dolce Pastanesinin sahibi Nilgün Ertuğ tarafından sunuma hazırlandı.
Bu arada, Bakanlık tarafından hazırlanan broşürlere de değinmeden geçemeyeceğim. Gerçekten uluslararası anlamda şimdiye kadar gördüğüm en başarılı çalışmalardan biriydi.
SOKAK LEZZETLERİ
Etkinlik binasının dışında, sokak lezzetlerinin tanıtıldığı dış mekânda kurulan Türkiye Standında köfte ekmek, ciğer, ve katmer tanıtıldı. Gece geç saatlere kadar dolu olan sokak lezzetleri standı, binlerce kişiye yemek servisi yaptı.
YENİ TÜRKİYE’NİN YUMUŞAK GÜCÜ
Dünyada başka bir örneği olmayan, en önemli şeflerin profesyonel anlamda tek buluşma noktası olan San Sebastian’daki Uluslararası Gastronomi Kongresi organizasyonuna ilk kez katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu çok önemli etkinliğe sahip çıkarak bize gelecek adına umut verdi. Basınla yaptığı kahvaltıda“14 bin yıllık geçmişi olan mutfağımız San Sebastian Gastronomi Kongresinde dünya sahnesine çıktı. Türkiye olarak bu organizasyonun onur konuğu olmaktan gurur duyuyoruz diyen Bakan yardımcısı Hüseyin Yayman “Yeni Türkiye’nin yumuşak gücü (soft power) Türk Mutfağı olacak” sözleri ile organizasyonun önemine göndermede bulundu.
Yayman ve ekibi, genel olarak bu tür organizasyonlarda bir kez görünüp ortadan kaybolan bürokrat kavramının çok ötesinde bir duruş sergiledi. Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Temurci, nerede ise her anını etkinlik alanında geçirerek her türlü soruna müdahil oldu.
İspanya Ataşesi Aybala Hanım da tam bir sorun çözücüydü. Ve kesinlikle atlanmaması gereken isim Adnan Şahin. Organizasyonun her kademesinde büyük emeği var.
Şimdiye kadar genel olarak hep eleştirdik… Eleştirmeye de devam edeceğiz. Ama iyi olanın da hakkını vermeliyiz.
Bir sonraki organizasyon için elbette ders çıkaracak notlarımız da var… Ama özetle: Gittik, gördük ve umutla ayrıldık.