Trileçe mi? Güllaç mı?
Ramazan sofralarının vazgeçilmezi güllacın tahtını, Balkan tatlılarından olan trileçe sarstı.
İftarın ardından, yemeğin keyfini artıran şüphesiz ki sütlü tatlılar. Çünkü bu tatlılar hem hafif hem lezzetli. Son aylarda ise Ramazan ayının rakipsiz en çok tüketilen tatlısı güllacın yerini, Türkiye’de popülaritesini artırantrileçe alıyor. Bunda; gözde mekanların çoğunda trileçenin mönüye girmesinin etkisinin büyük olduğu söyleniyor. Fatih Baltepe Pastanesi ustalarından Talha Bekirlioğlu, konu hakkında şunları söylüyor: “Trileçe yüzde 70 daha fazla satılıyor. Sunumunun kolaylığından ötürü insanlar daha fazla rağbet ediyor.”
Trileçenin yapımında yumurta, irmik, un ve vanilya kullanılıyor. Pişirdikten sonra süt ve krema ilave ediliyor. Güllaç yaprakları ise suyla karıştırılan mısır nişastası ile yapılıyor. Bu karışım tavada pişirilerek kurutuluyor.
TRİLEÇE VE GÜLLACIN PÜF NOKTALARI
Köpük tabakasına dikkat edin
Trileçe için şerbeti kekin üzerine döktükten sonra bu tabakayı kaşık veya spatula ile sıyırın. Süt tozu bulamadıysanız; şerbeti için sütü 1 su bardağı azaltıp 1 paket krema ekleyebilirsiniz.
Yarım saat bekletmelisiniz
Güllacı pişirdikten sonra yapılması gereken yarım saat dışarıda bekletilmesidir. Soğuduktan sonra buzdolabının sebze kısmına konulmalı. 3-4 saat sonra servis edilmeli.
TRİLEÇE TARİFİ
- 5 yumurta
- 1 su bardağı toz şeker
- 1 paket vanilya
- 1 paket. kabartma tozu Â3 çorba kaşığı toz badem
- 5 çorba kaşığı tepeleme un
Şerbeti için:
- 4 su bardağı süt
- 1 su bardağı toz şeker
-1 su bardağı krema
Üzeri için:
- Köpürtülmüş şanti  1,5 su bardağı toz şeker  1 su bardağı su
Hazırlanışı
Yumurtaların sarısı ile beyazını ayırın. Yarım su bardağı şeker ile sarısı, yarım su bardağı şeker ile beyazı çırpılır. Derin bir kaba iki karışım da dökülür. Süzgeç ile elenmiş un kabartma tozu ve vanilya eklenerek aynı yönde çevirerek yavaşça köpüğü sönmeden karıştırılır. Önceden ısıtılmış fırında yaklaşık 160 derecede yaklaşık 40-50 dakika pişirilir. Soğuduktan sonra dökeceğimiz kremayı çekmesi için kürdan ile delikler açılır, dilimlenerek kesilir..
Süt, şeker, krema karıştırılarak kaynatıp soğutulur, kekin üzerine dökülür. Şeker, kalın yüzeyli bir tavada eritilir. Tahta kaşıkla karıştırılarak tamamının erimesi sağlanır.
Kehribar renginde olduğunda sıcak su dökülüp kıvam alana kadar iyice pişirilir. Kullanmadan önce vanilya ekleyip karıştırılarak trileçe ve diğer tatlılarınızda güvenle kullanabilirsiniz. Hazırlanan karamel, şerbeti dökülmüş kekin üzerine dökülür.
GÜLLAÇ TARİFİ
- 10 yaprak güllaç
- 1,5 litre süt  2 su bardağı şeker  Çekilmiş ceviz
- 2 yemek kaşığı gül suyu (isteğe göre)
Hazırlanışı
Süt ve şekeri tencerede ısıtın, şekerler tamamen erisin. Süt oda sıcaklığında ılınmaya bırakılır. Süt kaynar olmamalı. O nedenle el yakmayacak şekilde olmalı. Sonrasında tatlıyı tepsiye yayın. Güllaç yaprağının parlak kısmı üste gelecek şekilde bir tepsiye koyun. Üzerine her yanı ıslanacak şekilde bir iki kepçe süt döküyoruz. Beş güllaç yaprağı için aynı işlemi tekrarlayalım ve 5. katı da ıslattıktan sonra bu kata ceviz serpelim ve üzerine diğer güllaç yapraklarını aynı şekilde ıslatarak serelim. Kalan şekerli sütten bir su bardağı kadar alalım içerisine 2 yemek kaşığı gül suyu ekleyip tatlının üzerine gezdirelim. Tatlıyı buzdolabında muhafaza edinizin. En az 2-3 saat dinlendirdikten sonra üzerini isteğe göre süsleyerek servis edebilirsiniz.
HÜLYA ULUPINAR (LEZZET DERGİSİ-YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ)
Trileçe güllacın rakibi değil, sadece alternatifi
“Bu günlerde ramazan sofralarını taçlandıran iki tatlı arasında tabiri yerindeyse “tatlı bir rekabet” yaşanıyor. Güllaç mı trileçe mi tartışmasında, yılların değişmeyen ramazan lezzeti güllacın haklı üstünlüğü olduğunu düşünüyorum. Çünkü Balkan Mutfağı’ndan doğan ve Boşnak’ların en meşhur tatlısı olarak bilinen trileçe, lezzetli, hafif ve ramazan ayına yakışır bir tatlı olmasına rağmen, zihinlerimize kazınmış iftar ritüelinin ilk akla gelen ismi olabilecek bir geçmişe ne yazık ki sahip değil. Son dönemlerde -özellikle mekanlarda- popülerliği günden güne iyice artan trileçe de en az güllaç kadar hafif ve lezzetli bir tatlı ama günün sonunda güllaca rakip olması uzun yıllar mümkün görünmüyor. “
ZEYNEP KAKINÇ (MUTFAK DOSTLARI DERNEĞİ BAŞKANI)
Aralarındaki önemli fark gül suyunun kokusu
“Aslında lezzet açısından bu iki sütlü tatlı arasında çok da büyük bir fark yok. Trileçe , İspanyolca’da ‘üç’ ve ‘süt ’ anlamlarına gelen ‘tres’ ve ‘ leches’ sözcüklerinden türetilmiş. Üç farklı süt manda, inek ve koyun içeriyor. Güllaç ise; bir iddiaya göre Kırım, bir iddiaya göre ise İran kökenli bir tatlı. Damak duyumu açısından iki tatlının aralarındaki tek farklılık da aslında gül suyunun kokusu. Güllaç ise Türk mutfağının çok eski sakinlerinden. Sözcüğün kökeni Gulab. Her iki tatlının da kalori olarak aralarında bir fark yok. Güllaç ve trileçenin 200 gramında 300 kcal. bulunuyor. Yani, tamam aslında aralarında fark filan yok, yok olmasına yok da... Çocukken, yaşlı teyzelerden duyduklarım geliyor aklıma. Derlerdi ki; “Rüyada güllaç görmek iyidir. Güllaç yediğinizi veya güllaç aldığınızı görmek, dost ve akrabaları ağırlayacağınıza, bir çocuğunuzun dünyaya geleceğine, bekâr iseniz evleneceğinize delâlet eder… Zahmet ve zorlukla elde edilecek maldır. Hastalıklardan şifa bulmaya, nakit gelire işarettir…” Şu trileçe rüyalarımıza girene kadar, acaba güllaç mı yesek?!.. diyorum ama tarafım da belli… Güllacımdan vazgeçemem özellikle de en lezzetlisi teyzemin (Nesrihan Üçok) güllacından asla.”