Tipimin değişik olması en büyük avantajım
Farklı yüz hatları onu hem beyazperde de hem ekranda diğer oyunculardan ayırdı. Ayşe karakteriyle Tatar Ramazan dizisine giren Türkü Turan, “Bende başrol oynayacak esas kız tipi yok. Ama farklı bir tipim olduğu için değişik rolleri alabiliyorum” diyor.
Sıradan Türk oyuncu prototipinden farklısınız. Bu sizin avantajınız mı?
Kesinlikle avantaj. Bende böyle dizilerde başrol oynayacak en güzel esas kız tipi çok yok. Ama tipim farklı olduğu için bir yandan da böyle hep istediğim rolleri, değişik rolleri alabiliyorum. Klasik bir tipim olsaydı belki bugüne kadar oynadığım rolleri oynayamazdım. Benim istediğim yolda gitmem için elimdeki en büyük avantaj tipimin farklı olması.
Güzellik kavramınız nasıldır?
Genelde toplum tarafından çok da güzel bulunmayan biri olsa bile çok güzel gülüyorsa ve gözlerinin içi gülüyorsa o insanlar bana çok güzel geliyor. Dünyanın en güzel adamı olsun ama somurtuyor olsun, hiç güzel bulmam.
Tesadüfleriniz, temel kırılma noktalarınız neler oldu?
Hepimiz kendi yolumuzu kendimiz çizeriz... Öyle olduğuna inanıyorum. Bir şeyi çok isterseniz ve de çok temiz isterseniz bir şekilde bir gün karşınıza çıkar.
‘Ayşe en normal rolüm, o yüzden en farklısı’
Ayşe çok hakkaniyetli çok güçlü bir karakter. Babası öldükten sonra bütün çiftlik, tarla ona kalmış. O yüzden çok cevval. Haksızlık olduğu zaman dayanamayan, aynı Tatar Ramazan’ın küçüğü gibi... Düz bir karakter gibi duruyor ama ben hiç böyle bir karakter oynamamıştım. Hep hayalet, cinli, şaman kızı, erkek gibi rolleri oynadım. Benim için en enteresan karakter Ayşe çünkü en normal karakter Ayşe.
‘Bir gün Fatih Akın ile çalışmak istiyorum’
Yönetmenimiz Cevdet Mercan ile daha önce tanışmamıştım. Onun neşeli, hızlı çalışan tavrı sete de yansıyor. Her sabah koşa koşa gidiyoruz. İçinde olduğum işlerin kaliteli olması benim için yeterli ama bu sene böyle güzel bir sinema filmi istiyorum. Fatih Akın ile çalışmak mesela... Umarım bir gün denk geliriz. İzleyiciliğim oyunculuğumdan daha iyi. Sıkı takip ettiğim yönetmenlerle çalışmak benim için çok daha değerli.
‘Aşkı bilmeyen insan, iyi bir insan olamaz’
Aşk kişiye göre değişir, ben bir anda aşık olurum ya da sonradan aşık olurum gibi bir netliğim yok, hepsi de başıma gelmiştir. Ama bence her insan aşık olmalı. Aşık olmayanın gönlü boş kalıyormuş gibi geliyor. İlla kadın erkek ilişkisi de değil, kalbimizde bir yerde bir aşk olmalı. Aşık olmayı bilmeyen bir insan iyi bir insan olamaz bence. Sevdiğimiz, aşık olduğumuz bir şeyler olabilir. İlla biri olması gerekmiyor ama bir şeyi tutkuyla sevmek hayatta çok temel bir nokta.
BAŞUCU
- Filmleri: Cafe de Flore, Mr. Nobody.
- Kitapları: Alper Canıgüz’ün Alper Kamu’sunu bitirdim yeni. Daha çok Türk yazarları okuyorum şu sıralar.
n Müziği: Daft Punk ‘Random Access Memories’. Kaç ay oldu çıkalı hâlâ her sabah bir tur dinliyorum. Bir de ‘Inglorious Bastards’ ve ‘Django Unchained’in sountrack’leri...
‘Çocukluğum barda geçti, eğlenceye doydum’
Çok fazla evden çıkmam, çok fazla sosyalleşmem. Üç dört tane çok yakın arkadaşım var, genelde onlarla görüşüyorum. Biraz kapalıyım o konuda. Eskiden çok fazla çıkardım, ailemin de zaten iki tane barı var, biri Bodrum’da biri İstanbul’da. Küçüklüğümden beri zaten bar ortamını görerek büyüdüm, o yüzden de galiba sıkılıyorum böyle yerlere gitmekten. ‘Hadi bugün de şurada içelim’ gibi bir durumum kalmadı. Arkadaşlarımı eve toplayıp film izlemek benim için en büyük keyif.