Tatlıların en yeni kraliçesi: Trileçe
.
Şu sıralar kalbimize giden yol baklavadan değil ‘trileçe’den geçiyor. Balkan coğrafyasının meşhur tatlısı, hafif ve kolay yenilebilir oluşu ile midemize de gönlümüze de girmeyi başardı. Trileçe’yi İstanbul’a getiren Baltepe Pastanesi’nin sahibi Osman Bekiroğlu tatlıların kraliçesini anlattı...
İlk duyulduğunda insanlar ‘Kraliçe mi?’ diye mutlaka sorup, ancak üçüncü dördüncü denemede ismini tam olarak öğreniyoruz trileçenin. Balkan coğrafyasında, özellikle de Arnavutluk’ta çok popüler. Trileçe, hafif bir tatlı oluşu ve estetik görüntüsü ile İstanbul’daki birçok pastane ve restoranın menüsüne üst sıralardan girmeyi başardı. Fatih’teki Balltepe pastanesi tipik bir Kosova-Makedonya pastanesi. Balkanlarda 25 yıl süren başarılı bir işletmeciliğin ardından, Osman Bekiroğlu ve ailesi Türkiye’ye göç edip ve İstanbul’un Fatih semtinde bugünkü Baltepe Pastanesi’ni kuruyorlar. Baltepe Pastanesi’nin Rumeli tulumbadan baklavaya, trileçeden sütlaca, profiterolden keşkül’e kadar geniş bir tatlı yelpazesi var. Öncelikle trileçeden başlamak istiyorum. Baltepe Pastanesi’nin sahibi Osman Bekiroğlu trileçenin bizzat Meksika tatlısı olduğunu, Yunanlılar’ın baklavayı sahiplenmeleri gibi biz Arnavutlar’da trileçeyi sahipleniyoruz diyerek ekleme yaptı. Pastanedeki bütün tatlıları denedim hepsi birbirinden lezzetli fakat trileçe ve kazandibi benim için mekanın favorileri oldu. Mutlaka denemenizi öneriyorum.
İtalya’dan geldi
Osman Bekiroğlu, trileçenin tarifini sekiz sene önce Makedonya’dan akrabasından öğrenmiş. İlk Makedenya’da piyasaya çıkmış. Tarifinin ilk İtalya’dan geldiğini söylüyorlar ama sonra araştırdık Meksika tatlısı olduğunu öğrendik. Meksika’dan Avrupa’ya geçmiş, oradan Balkanlara geçmiş. İtalya’dan Arnavutluk, Bosna, Kosova sonra bize kadar geldiğini anlatıyor... “Trileçe Balkanlar’da o kadar meşhur değildi. Biz Türkiye’ye 2009’da getirdikten sonra herkes tarafından beğenilmeye başladı.
Trileçe sayesinde bize ekmek kapısı açıldı. Çünkü trileçe son iki-üç yıldır bütün tatlıların önüne geçti diyebilirim. Karamelli trileçe bir numara, frambuazlı da çok tercih ediliyor” diyor. Bekiroğlu müşteriler tarafından tatlının adının da uzun süre karıştırıldığını belirtiyor, “İlk biz Tirileçe diyorduk herkes kraliçe diyordu. Ama yavaş yavaş insanlar ismini öğrenmeye başladı. Kazandibi, supangle, profiterol gibi tatlılar da satıyoruz ama trileçe kadar ilgi görmemeye başladı onlar.”
Beriroğlu kıvamında triliçe yapmanın püf noktalarını da şöyle anlatıyor, “Trileçe’yi yapabilmek için bu işi hem görmek hem de yetişmeniz lazım. Başka yerlerde de trileçe yapıyor ama revaniden yapıyorlar. İrmik kullanıyorlar ve altı kalın oluyor, üst tarafı da çok kuru oluyor. Biz sadece süt kullanıyoruz. Un, yumurta, şekerden yapılıyor. Tarifi çok zor değil ama kıvamını tutturabilmek çok önemli. Mikserden ne zaman çıkaracağınız, unu ne zaman ilave edeceğiniz, pişirmesi çok önemli. Bu işin pratiğini çok iyi öğrendik. Günde en az 50, 60 tepsi satıyoruz. Ayrıca trileçenin patentini aldık. Yakında trileçe reklamı yapanların hepsi piyasadan kalkacak. Çünkü trileçeyi Türkiye’ye ilk getiren biziz ve bu konuda çok iddialıyız.”
Hafif bir tatlı
Trileçe’nin insanların midesi ile birlikte gönlüne de girmesinin en önemli sebebi, hem görünüş hem de tadı itibarıyla hafif bir tatlı olması. Özellikle yaz aylarında Trileçe’yi ‘her gün yesem bıkmam, o kadar hafif bir tatlı izlenimi veriyor, çikolata yerken oluşan o vicdan azabının zerresini duymuyorsunuz. Bağımlılık yapmaya başlıyor..” Bir diğeri de “Hafif ötesi ve yemesi çok kolay bir tatlı. Trileçe’nin İstanbul’daki diğer adresleri ise Bakırköy Sütçüoğlu, Pelit Pastanesi ve Beyoğlu’ndaki Divan Brasserie...
Balkan göçmenlerinin favorisi
Bir süredir İstanbul’un pastanelerinde triliçeyi görüyorum. Bekiroğlu bu tatlının hızla popüler olduğunu ama daha çok Balkan göçmenlerinin ağırlıklı yaşadıkları Fatih, Bayrampaşa, Alibeyköy ve Aksaray’da çokça tüketildiğini söylüyor... “Bize soruyorlar neden başka yerlerde şube açmayı düşünmüyorsunuz diye. Büyükçekmece’de denedik, Kağıthane’de denedik fakat Fatih kadar başarılı olamadık. Demek ki insanlar burayı seviyor, Anadolu yakasından bile sadece trileçe almaya gelen insanlar var. Baltepe Pastanesi yalnızca triliçede değil supanglede de çok iddialı. Osman bey suphanglenin de inceliklerini hızla anlatıyor “Supangleyi nişasta ve süt karışımından yapıyorlar fakat biz süt, un, şeker, yumurta, kakao ve çikolatanın özünü kullanıyoruz. Katkı maddesi kullanmadığımız için çok lezzetli olduğunu söylüyorlar.”