Tasarımlarımız ortak hayal gücümüzden doğuyor
Uzun zamandır bu kadar ferah bir mağazaya girmemiştim. Onca renkli ve sıradışı tasarımların içinde bir o kadar sade ve yalın bir his! Güzel ikizler Hande ve Duygu Gülşen’in dünyasına misafir oldum. Birbirlerine uyumlarıyla ortaya çıkan elbiselerin kitch detayları ve farklı tasarımları beni çok heyecanlandırdı.
Kaç yıldır bu renkli moda dünyasındasınız?
Hande Gülşen: Kendi markamız adı altında altı seneyi bitirdik. Tekstil dünyasıyla sekiz senedir içiçeyiz diyebiliriz.
Aynı anda mı başladınız?
Duygu Gülşen: 8 senelik turizm eğitimimizin ardından mesleğimizi yapmak istemediğimize karar verdik. Biraz geç olsa da, hayalimizi süsleyen tasarım dünyasına adım attık. Bu işin eğitimini alırken bir yandan da çeşitli tekstil firmalarında çalışarak tecrübe kazandık. İkiz kardeşler olarak hayatımız hep içice geçti; bu yüzden hayat görüşümüz ve hayallerimiz paralel olarak ilerledi. İş dünyasına da aynı anda adım attık ve şu anda da beraber koşuyoruz...
Koleksiyonları neye göre belirliyorsunuz?
Hande G.: Koleksiyonlarımızı belli bir kalıpta belirlemekten yana değiliz. Bize ilham veren her şeyi o sezonda beraber kombinlemeye çalışıyoruz. Daha çok sezonda ihtiyaç duyulacak ürünler üzerinden ilerlemeyi tercih ediyoruz.
İkiz kardeşler olarak aynı işte olmak nasıl, arada kavga dövüş oluyor mu? Rodarte’nın tasarımcıları, Olsen kardeşler size fikir veriyor mu?
Hande G.: Olmaz mı.... Tabii ki fikir ayrılıkları yaşıyoruz, çok kez tartışmalar çıkıyor ama öyle bir şey ki eninde sonunda aynı noktada buluşmuş oluyoruz. Böylece tasarımlarımız daha yönlü hatta çok kişilikli oluyor, daha çok insana ve zevke hitap edebiliyoruz. İkiz kardeşler olarak doğmanın ne kadar büyük bir şans olduğunu çok erken yaşlarda keşfettik, keyfini sürüyoruz. Diğer ikiz kardeşlerin çalışmaları ve başarıları da tabii ki bize ilham veriyor.
Fermuar ucundan iplik rengine kadar her şeye biz karar veriyoruz
Tasarım yapmak, üretim yapmak ve şimdi de bir mağaza açmak... Nasıl gidiyor?
Duygu G.: Henüz hiç çalışanımız yokken bile hiçbir şeyi yapmaktan çekinmedik. Bugün yaklaşık 35 kişiye yakın bir kadroyla yolumuza devam ediyoruz. Hâlâ her şeyin kendi kontrolümüzden geçmeden ilerlememesine olabildiğince dikkat ediyoruz. Tasarımda fermuar ucundan, nakıştaki iplik renklerine kadar biz karar veriyoruz. Yurt dışında fuarlara katılarak ürünlerimizi pazarlıyoruz, tabii bir de perakende sektörüne girdik. Kısa süre içerisinde mağazalarımızın sayısını artırmayı planlıyoruz. Çok yoruluyoruz ama 2wins bizim hayat kaynağımız, en büyük yaşam amaçlarımızdan biri.
Mağazada bir sofra koleksiyonu da var. O nereden doğdu?
Hande G.: Yurt dışında çok beğenerek girdiğimiz bir mağazanın konseptinden etkilenerek yola çıktık aslında. Tasarımlarını çok başarılı bulduğumuz ve aynı zamanda en yakın arkadaşımız olan Secdus markasıyla beraber gerçekleştirdik. Mağazamızdaki tüm ev tekstil ürünlerini bizim tarzımızla özdeşleşerek hazırlayan Secdus markamıza bir can daha katarak yastık, nevresim takımı, Amerikan servisleri ve porselen tabak koleksiyonuyla ürün yelpazemizi genişletmiş oldu.
‘Siyah dar bir elbiseniz olmalı’
Birbirinizi tamamlıyor musunuz?
Hande G.: Birbirimizi tamamlamaktan öte bizim durumumuz. Bir çift ayakkabı gibiyiz sanki. Doğduğumuz andan itibaren hep yanyanayız. Yaptığımız her bir tasarım ikimizin de hayal gücünden harmanlanıp ortaya çıkan birer oluşum.
Sizin alışveriş kaçamaklarınız nereler?
Hande G.: Çıktığımız her yurt dışı seyahatinde farklı mağaza ve tarzlar keşfetmek için oldukça vakit ayırıyoruz. İstanbul’da büyük AVM’lerde alışveriş yapmak da vakitten tasarruf sağlıyor.
Bir kadının dolabında olmazsa olmaz nedir?
Duygu G.: Bizce her davete uyum sağlayabilecek siyah dar kesim bir elbise, jean pantalon ve bol beyaz tişört. Yüksek topuklu ayakkabıyı çok sevmemize rağmen ne yazık ki rahat kullanamadığımız için flat ayakkabılar...