Gazete Vatan Logo

'Taciz sahnesinde nefessiz kaldım'

'Taciz sahnesinde nefessiz kaldım'

Fotoğraflar: Barış ACARLI

Beyazperdede aşk ve romantizmi özlediyseniz, görme engelli Hazal ve aşk yaşadığı Ali’nin hikayesini yani Sadece Sen’i kaçırmayın... Belçim Bilgin ve İbrahim Çelikkol bu film sayesinde çok iyi birer dost olduklarını söylüyor.

Belçim Bilgin: Beren’le rekabet tuzağına düşmedik

İbrahim Çelikkol: Köyde yaşıyorum her sabah 06.30’da kalkarım

Filmde sizi ne bu kadar çok etkiledi; bildiğim kadarıyla İbrahim Bey siz Amerika’ya gidecektiniz ama ertelediniz?

İbrahim Çelikkol: Senaryonun içeriği çok güçlüydü. Uyarlama bir iş; Kore Filmi. Onu da izledikten sonra bu işin içinde yer almak istedim. Karakterin açılımı çok fazlaydı; duygu eşiği çok yüksekti.

Belçim Bilgin: Karakterin derinlikli ve çok boyutlu olması. Daha önce hiç oynamadığım tarzda bir rol.

Dövüş sahneleri için ders aldınız mı?

İbrahim Ç.: Yok almadım. Çocukluğumdan beri sporla içiçeyim; doğa sporlarını seviyorum. Basketbol geçmişim var; boks da yaptım. Dövüş sahnesindeki partnerim çok profesyoneldi; desteği çok oldu. İki saatlik çalışmayla çektik o sahneleri.

Sabahları 06.30’da uyandığınız doğru mu gerçekten?

İbrahim Ç.: Haftanın dört günü muhakkak kalkar, ormanda bir saat koşarım. Ardından da egzersiz.. Ancak yediklerime pek dikkat edemiyorum açıkçası, çünkü yemek yemeyi ve abur cuburu çok seviyorum.


Görme engelli kadın rolü korkuttu mu?

Belçim B.: Evet, korkuttu. Hemen hocam Devrim Yakut’u arayıp birlikte bir yol haritası çıkardık. Bir hafta boyunca her gün Altı Nokta Körler Derneği’ne gidip tüm gün kaldım. Oradaki hikayeler, insanlar bana çok yardımcı oldu. Hatta ben de bir gün de evde gözlerimi kapatıp gezdim. Dışarı da çıktım.

FARKINDALIĞIM ARTTI

Şimdi engelli birini gördüğünüzde mutlaka yardım ediyor musunuz?

Belçim B.: Önceden de yardım ederdim ama şimdi onları anlıyorum da... Hazal beni büyüttü. Farkındalığımı artırdı.

Gerçekten görme engelli birine aşık olabilir misiniz ?

İbrahim Ç.: Böyle bir şeyle karşılaşmadığım için yorum yapmam çok zor. Hayatta böyle şeyler olabiliyor ama.

Belçim B.: Bunu bana filmden önce sorsaydınız belki de hayır derdim ama şimdi tabii ki; “yüreği güzel olduktan sonra, evet” diyorum.

Taciz sahnesinde ağlama krizi geçirdiğiniz yazıldı. Hep böyle rolünüzün etkisinde kalır mısınız? Pek çok oyuncu rolü bir elbise gibi gördüğünü, stop denince çıkardığını söyler.

Belçim B.: Benim oyunculuğa bakış açım, bir karakteri giymek sonra da çıkarmak değil, o olmak. Derdim bu zaten. Oyunculuk hiç tahmin etmediğim bir sürü tecrübeyi yaşatıyor bana. O sahneyi çekerken yaşadığım travma sadece görme engelli biri olarak değil kadın olarak da beni çok incitti. Nefessiz hissettim kendimi; sahne başladığı an bana neler yaşatacağını hiç bilmiyordum. O an beklenmedik şekilde duygusal krize dönüştü.


Peki siz ne düşünüyorsunuz?

İbrahim Ç.: Normalde iş gibi bakıp o rolü giyip çıkaranlardandım ama bu işte biraz daha karakterin içinde kalmayı tercih ettim. Çünkü çok fazla vaktimiz yoktu ve iş tamamen iki kişi üzerindeydi.

Basına yansıyan ilk haberler, öpüşme sahnenizle ilgili. Üzüldünüz mü?

Belçim B.: O sahneleri senaryoda gördüğümde böyle bir şey olacağını düşünmüştüm açıkçası, ama hemen basın gösteriminin arkasından çıkması şaşırttı. Özellikle de bir kadın tarafından haberin yazılması, profesyonel anlamda değil de kadınsal açıdan “keşke olmasaydı” dedirtti. Derelerde boğuluyoruz gibi geliyor. Bir iş yapıyorsunuz, bir sürü boyutu var, bir sürü insan çalışıyor ama sonrasında o işten geriye böyle bir haber çıkıyor... Bir işten o sahneyi çıkarttığınızda iş eksiliyorsa o sahne yapılmalıdır. Profesyonel anlamda benim baktığım yerden, o sahnenin veya başka bir sahnenin arasında fark yok.

Beren Saat te bir süre önce görme engelli bir kızı canlandırdı. Rakip misiniz?

Belçim B.: Rakip değil, çok yakın dostuz. İnsanlar öyle bir şey yaratıyorlar ama biz o tuzağa hiç düşmedik, düşmeyiz de Beren’le. Kelebeğin Rüyası Oscar alsın çok istedik. Siz de Amerika’ya gittiniz ve çok çaba sarf ettiniz... Neden aday bile olamadık?

Belçim B.: Olamadık ama tüm bahislerde filmimizi ilk dokuzda göstermeyi başardık; filmle ilgili yazılar çıktı. 20’ye yakın gösterim yaptık. Çok fazla yol katettik. Türk sinemasıyla ilgili algıyı değiştirdiğimizi söyleyebilirim


Gerçekten bir gün Oscar alacağımıza inanıyor musunuz?

Belçim B.: İnanmasam gidip o kadar çalışmazdım... 5-6 yıl içinde neden olmasın?

Yılmaz henüz filmi izlemedi

- Hep gurur duyacağım işlerde olmak isterim. Hayalim; Woody Allen veya Lars Von Trier’in filmlerinde rol almak.

- Yeni dizi teklifleri var; işin kalitesine ve rolüne ikna olursam kabul edeceğim.

- Evde devamlı sinema konuşulan sıkıcı bir ev değiliz. Ama tabiii ki aynı mesleği yapan insanlar olarak işlerimizle ilgili de konuşuyoruz.

- Sadece Sen’le ilgili eşim Yılmaz Erdoğan hiç bir şey bilmiyor. Filmi izleyince görecek; daha da izleyemedi. O da film çekiyor malum.

- Hissettiğimiz gibi yaşıyoruz. Rodin’e doğduğundan beri bebek muamelesi yapmadık; hep arkadaşımız olarak yaklaştık. Şimdilik başka çocuk düşünmüyoruz.

Hayalim Şener Şen’le oynamak

- Rol aldığım Merhamet de bitti. Şimdi kendimi geliştirmek istediğim günler başladı. Ay sonu Amerika’ya gidip iki ay oyunculuk eğitimi alacağım.

- Oyunculuk hiç aklımda olmayan bir şeydi. Basketbolcuydum; sonra modellik yaptım. Ama hayat beni buraya taşıdı. Olduğum yerden çok memnunum.

- Hayalim; Şener Şen’le karşılıklı oynamak.

- Saçımı ve sakalımı bir süre daha kesmeyeceğim; uzatmak istiyorum.

- Televizyon hiç seyretmem. İstanbul dışındayım zaten. Köyde yaşıyorum; nefes alabileceğim bir yerdeyim. Doğal besinlerle besleniyorum.

- Kalabalıkları çok sevmem; sakinlik tercihimdir.

- Şu an hayatımda kimse yok ve hayatıma girecek olan kişinin güzel olmasını isterim tabii ki. Ancak güzellik göreceli bir kavram.

Haberin Devamı