Gazete Vatan Logo

Sumocu başpehlivan

Sumocu kuşağını giyince çıplak gibi hissettim

Edirne’de düzenlenen Kırkpınar yağlı güreşlerinde başa güreşen başpehlivanlardan 31 yaşındaki Gökhan Arıcı, bir belgesel için Japonya’nın başkenti Tokyo’ya giderek sumo okulu Tomozuno Sumoheya’da ünlü Japon sumocularla güreşti. Yağlı güreşlerin resmi kıyafeti kispeti çıkararak sumocuların özel kuşağı “mawashi”yi giyen 120 kiloluk pehlivan, yeni kıyafetine alışmakta oldukça zorlansa da, kendinden daha ağır sumocuları yağlı güreşin “el ense” tekniğini uygulayarak mağlup etti.

Gazanfer Bilge ve Ahmet Taşçı gibi ünlü başpehlivanların yetiştiği Karamürsel’de doğan ve 19 yaşında “en genç başpehlivan” unvanını kazanan Gökhan Arıcı, çeşitli turnuvalarda sayısız birinciliği olan ve her yıl Edirne’deki Kırkpınar’da başa güreşen ünlü bir başpehlivan... TRT’de yayınlanacak “Kültür Şoku” belgeseli için Japonya’nın başkenti Tokyo’ya giden başpehlivan Arıcı, sumo okullarından Tomozuno Sumoheya’da ünlü Japon sumocularla güreşti.

Müsabaka öncesİnde kutsal hareketİ yaptım

Japonya’da profesyonel Sumo liginde güreşen sumocularla antrenmanlara çıkan Arıcı, sumocuların “mawashi” denilen özel kuşağını bağlayarak müsabaka öncesi yaptığı kutsal seromoni “shikiri”yi öğrendi. Arıcı, sumoculara da yağlı güreşlerin başlama seremonisi olan peşrevi öğretti. Gökhan Arıcı, “shikiri”yi şöyle anlattı: “Sumocular, müsabakaya çıkmadan önce bir tutam tuz alarak onu sahaya serpiyor. Tuz, onlar için kutsal bir şey. Daha sonra da, ayaklarını ve dizlerini kaldırıp birbirleriyle sahanın ortasında selamlaşıyorlar.”

SumocularIn kIyafetİ bol geldİ, KOMİK DURDU

Başpehlivan Arıcı, kispeti çıkarıp da ilk kez sumo güreşçilerinin giydiği “mawashi” adlı bezi giydiğinde alışmakta oldukça güçlük çekmiş: “Önce kıyafeti giyebilmem için bana yardım ettiler. Uzun bir bez mi, yoksa hortum mu diyeyim, bilemiyorum. Kispetten sonra onu giyinca bana çok hafif geldi. Bizim kıspetimizin ağırlığı 4-5 kilo geliyor. Yağ emdiği için daha da ağırlaşıyor. Ama “mawashi”nin ağırlığı 1-1.5 kilo, üzerinizde tüy gibi hafif duruyor. Yıllardır kispete alıştığım için bunu ilk giydiğimde kendimi ‘çıplak gibi’ hissettim. Hareketlerimi yavaşlattı. Sumocular ortalama 200 kilo olduğundan, bana biraz da bol geldi. Açıkçası, bende biraz düşük durdu. Komik bir görüntü oldu. 200 kiloluk sumocular, bu kuşağı sürekli giydiği için alışmışlar. Ama ben kıyafetin içinde durmakta çok zorlandım.”

Pehlivan Arıcı, Japonya’da farklı kilolarda 6-7 sumocuyla güreş yaptı. 130-140-150 kiloluk rakiplerini deviren Arıcı, 180 kiloluk rakibine boyun eğdi: “130-140-150’luk rakiplerle rahat güreştim. Ama karşıma 180 kiloluk bir sumocu çıkınca karşı çıkamadık. Kilo olarak rakip çok ağır olunca karşısında tutunmak zor oluyor. Hemen tutup sizi dışarı atıveriyor. İşin tekniğini de öğrenmişler. 180 kilo bir sumocu karşımıza çıkınca biz de pes ettik.”

EL ENSE ÇEKİNCE ŞAŞIRIP ARALARINDA GÜLÜŞTÜLER

Arıcı güç ve denge esasına dayanan sumoyla yağlı güreşin farkını şöyle anlatıyor: “Sumocuların güreşe yerden başlamaları ve rakibini halkanın dışına itmeleri bizim yağlı güreşe benziyor. Ama sumo güreşi çok kısa sürüyor. Sumocular kilolarına rağmen hızlı hareket ediyor ama müsabakalar en fazla 30 saniye- 1 dakika sürdüğü için fazla kondisyonları yok. Bizim yağlı güreşler ise 40 derece sıcağın alnında en az 40 dakika sürdüğünden çok daha fazla tempo ve efor istiyor. Yani, onlar için sadece güç yeterliyken, bizde gücün yanı sıra kondisyon ve dayanıklılık da önemli...” Arıcı, sumocu rakiplerinin hiç bilmediği “el enseyi” müsabakada uygulayınca, rakiplerinin dikkatini dağıtmış: “Onlarda ‘el ense’ tekniği yok. Ama ben o hareketi yapınca gülüşmeler oldu. Çünkü ilk defa böyle bir hareket gördüler. Onlar bir anda güçlerini doruğa çıkarıp birbirleriyle ‘koç gibi’ tokuşuyor. Bense yağlı güreşin tekniği olan ‘el enseyi’ uyguladım ve onları şaşırttım. El ense çekince, benden ağır olan 130, 140 ve 150’lik sumocuları yendim. Türk arkadaşlarımdan biri ‘İşte bu Türk’ün el ensesidir’ dedi. Sumocuların hocası, bu hareketi görünce ‘Hayret, bu değişik bir şey... Biz de bunu kendi öğrencilerimize öğretelim’ dedi.”

Yağlı güreşte karşıma çıkarlarsa hiç şansları yok

Pehlivan Arıcı, sumocu rakiplerine yağlı güreşte hiç şans vermiyor: “Biz 40 derece sıcağın altında antrenman yapmaya alışığız. Bir kere onlar bizim gibi sıcağa dayanıklı değil. İş bir iki dakika uzarsa, oksijen komasına girerler. Orada da müsabakalarını seyrettim, 20’nci saniyeden sonra çok büyük oksijen sıkıntısı çekiyorlar. Maç uzadığı zaman çok zorlandılar. Hatta ben 140-150 kilolukların karşısına çıktığımda, maçı biraz uzattım ki kondisyondan düşsünler...”

Haberin Devamı