Suç formatlı programlar öfke ve şiddeti artırır
İzdivaç programlarının bitmesiyle sunucu ve yapımcıların yeni ekmek kapısı, ekranlarda Müge Anlı ile popüler olan kayıpları arama, cinayet çözme temalı gündüz kuşağı programları oldu.
10 yıldır tartışmalı olarak devam eden evlilik programları RTÜk’ün kararıyla ekrana veda etti. Gündüz kuşağında izdivaç programlarıyla izlediğimiz Esra Erol, Seda Sayan, Zuhal Topal, Seda Akgün gibi isimler bu karardan sonra formatlarını değiştirdiler ve evlilik programlarından polisiye dedektif programlarına transfer oldular. Böylece izdivaç ve evlilik programlarının yerini cinayet çözme, kayıp bulma ve kavuşma programları aldı ve ekranda suç konulu realite televizyon programlarının dönemi başlamış oldu. Başlayan bu yeni dönemle beraber ekranda tecrübeli isimler tekrar kamera karşısına geçti. Seda Sayan ve Esra Erol dışında, Star TV’de Balçiçek İlter, TV8’de Serap Ezgü Paköz ve Lütfiye Pekcan, FOX’ta İnci Ertuğrul ve Kanal D’de Yasemin Bozkurt seyirciyle buluştu. Aynı saatlerde birbirleriyle yarışa giren ve aynı konuları farklı kişilerle işleyen programlar reyting için de ayrı bir savaş veriyor. Seyirciyi her daim ekran başında tutmak isteyen programlar cinayet yerinden canlı bağlantılar yapıyor, muhabirin kendini balkondan dahi sarkıtarak yaptıkları canlandırmaları ekrana getiriyor. Kimi de son dakika haber gelişmelerini bile canlı telefon bağlantısıyla vermekten geri kalmıyor.
Müge Anlı’nın izindeler
Aslında evlilik programlarının yeni yeni filizlendiği dönemden bu yana ekranda tek farklı ve ciddi reyting alan format Müge Anlı’nın atv’de sunduğu Tatlı Sert programıydı. 9 yıldır ekrana gelen ve çözdüğü cinayetler ve bulduğu kayıp kişilerle gündeme gelen program sessiz sedasız bu zamana kadar gelmiş ancak evlilik programları türerken yapımcıların hiç dikkatini çekmemişti. Ancak RTÜK’ün evlilik programlarını yasaklaması üzerine uzun soluklu programlara bakıldığında Müge Anlı’nın programı ve aldığı reytingler yapımcılar için ancak 9 yıl sonra bir ilham kaynağı oldu. Anlı’nın programlarının benzeri teker teker ekrana gelmeye başladığı bu dönemde ortalık bir anda cinayet, kayıp bulma ve kavuşma programlarıyla dolup taşıyor.
Programa katılanların çoğu taşradan
Cinayet ve kayıp bulma programlarının ortak yönü, programa katılan kişilerin çoğunluğunun kırsal kesimden gelen aileler olması. Programda genelde aile içi şiddetten kaynaklanan problemler üzerine gidiliyor. Stüdyoya gelemeyen aile yakınlarıyla geçekleştirilen telefon bağlantıları ise çoğunlukla karşılıklı, bağırmalar, suçlamalar ve kavgalarla sonlanıyor. Polisiyeye dönen program formatları için kamera arkasında ise dev bir ekip var. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ile sürekli irtibat halinde olan ve koordineli çalışan ekipler sıkı bir araştırma yapıyor. Zanlının suçunu itiraf etmesi halinde ise polis canlı yayında suçluyu tutuklayıp götürebiliyor.
Reytingler yapımcıları hayal kırıklığına uğrattı!
Müge Anlı’nın Tatlı Sert programı yıllardır reytinglerde istikrarlı başarısını sürdürüyor. Yeni başlayan programlardan başta iyi bir reyting alan tek program Serap Ezgü’nün sunduğu Gerçeğin Peşinde oldu. FOX’taki Kaybolan Çiçekler’in reytingleri başta iyi olsa da son dönemde düşüşte. Yasemin Bozkurt’un, Balçiçek İlter reytingleri ise hiç iç açıcı değil. Seda Akgül’ün FOX’taki ‘Her Şey Gerçek’i bu furyada ise ekrana veda ilk program oldu. Reyting sıralamasına göre ise Müge Anlı açık ara zirvede, onu Esra Erol takip ediyor. Peşinden ise sırasıyla Serap Ezgü Pekcan, İnci Ertuğrul ve Lütfiye Pekcan’ın sunduğu programlar geliyor. Ancak yapımcılar bu formattan da beklediğini bulamadı.
İzleyici konseptten rahatsız
Televizyon izleyicisi sürekli olumsuz konuları işleyen dram, şiddet ve cinayet üzerine detayların konuşulduğu programların da sömürülmesinden ve bu kadar çok benzeri programın olmasından rahatsız. RTÜK’e verilmek üzere başlatılan imza kampanyasında seyirciler üçüncü sayfa haberlerini işleyen programlardan şikayetçi ve tıpkı evlilik programları gibi yayından kaldırılmasını istiyor. İmza kampanyasında şu sözlere yer veriliyor; “Gazetelerde okumaktan çekindiğimiz hatta resimlerine bile bakamadığımız cinnet, cinayet, tecavüz gibi Türk insanının ruh sağlını etkileyen 3. Sayfa haberleri ve işlenilen cinayetlerin en ince ayrıntılarıyla nasıl yapıldığını anlatan programlar konulmuştur. Çocuklarımıza gençlerimize hiçbir yararı olmayan insanların bilinçaltına sürekli olumsuz duygular yayan bu programların yayından kaldırılmasını istiyoruz.”
Bu format kötüyü öğretiyor
Psikiyatrist Doç. Dr. Armağan Samancılar, cinayetin konu edildiği programların yetişkin ve çocuklara kötüyü öğrettiğini anlatarak şöyle diyor; “Program yaparken ne olursa olsun seyircinin faydasına olup olmadığına dikkat edilmeli. Ama bu programlarda da evlilik programlarında olduğu gibi izleyici faydası yok ticari bir fayda var. Maalesef bu programlar insanlara uygulanabilir kötüyü öğretiyor. Bilinçaltına olumsuz düşünce ve uygulamaları işliyor. Bu programlardan hassas ruhlu insanlar veya öfke kontrolü yaşayan insanlar daha çok etkilenir. Kendilerini öfke konrtolünde idare edemez duruma gelebilirler. Çocuklar, düşünme sistemlerinin geliştirdiği dönemde bu programlara maruz kalırsa kötüyü öğrenerek ve hafızasında uygulanabilecek kötü davranışlarla yaşamına devam eder. Çünkü gösterilenle öğrenilmiş bir düşünce içinde olacak. Bu yüzden ticari kaygı için seyircinin faydasına olmayacak formatlardan uzak durulmalı.”
Suç konularının işlendiği programlar izleyenlerin bilinçaltına olumsuz düşünce ve uygulamaları işliyor