Sosyetik güzel değilim
Ben Burdan Atlarım yarışmasındaki performansıyla tüm dikkatleri üzerine
çeken Verda Penso, kendisi için kullanılan
sosyetik güzel tanımına karşı çıkıyor. “Hiç bir zaman koluna marka çanta takıp boş
boş gezen kadınlardan olmadım” diyor.
Yarışmayı katılmayı neden kabul ettiniz?
Medyapım’dan teklif geldiğinde, “Ne olacak, alt tarafı suya atlayacağım. Nasıl olsa iskeleden, havuzdan da atlıyorum” dedim. Yükseklik de beni korkutmadı. Antrenmanlara başladığımız zaman ise her şey, aman Allah’ım çok fenaydı. Su gerçekten insana dayak atıyor. Böyle bir can acısı yok. Bir de benim yükseklik korkum oluştu. Çünkü yüksekten atladıkça su, beton etkisi yaratıyor... Merak ediyorum, bu yaşadığım adrenalin acaba beni yaşlandırıyor mu yoksa gençleştiriyor mu? Bunu yarışma bitince göreceğim (Gülüyor)... İnsanların bizi anlamaları için bir defa o atladığımız kuleye çıkmaları gerek. Üç metreye çıksalar yeter. Havuzun derinliği de beş metre olduğu için; yukardan toplam gördüğünüz derinlik sekiz metre oluyor. Bu ciddi bir derinlik.
Önceden yüzmeyle aranız nasıldı?
Denize girmeyi çok severim. Su beni çok rahatlatırdı. Ancak artık pek rahatlatmıyor.
Antrenman süreci nasıl ilerledi?
Önce ısınma hareketleri yapıyoruz; sonra karada çalışıyoruz. Hocamız beceri durumuna göre hareketlerimizi seçiyor... İlk başta üç metreden balıklama atlattılar; bir şey olmadı. Sonra, beş metreden korkar mısın diye sordular. Ben de hayır deyip, balıklama atladım. O an belim koptu zannettim. İşte o saatten sonra bende korku başladı; sonra yavaş yavaş alıştım. Genelde yarışmada en zor hareketleri ben yapıyorum çünkü çok inatçıyım. Erkeklerin yaptığı hareketleri benim de yapabileceğimi göstermek istiyorum.
10 gün boyunca yüzüm şiş gözüm mosmor gezdim
Birinci olma iddianız var mı?
Var tabii. Çünkü çok emek veriyoruz, çok çalışıyoruz. Bunun karşılığını almak istiyorsun.
En çok sizi kimi zorlar peki?
Kalanların hepsi iyi ama Semih Abi ( Yuvakuran) çok başarılı.
Haftada kaç gün çalışıyorsunuz?
Her gün bir buçuk saat. Çalışma saatlerimiz çok zor. Bayrampaşa’da bir havuzda çalışıyoruz ama havuz bize gündüz tahsil edilemiyor. Gece saat 01.00’dan sonra antrenman yapabiliyoruz; vampir gibiyiz (Gülüyor)... Gece 04.00 gibi eve geliyorum, yatmam 07.00’yi buluyor. Tüm düzenim değişti.
Kaç defa sakatlandınız?
Tüm yarışmacıların ciddi sakatlanmaları oldu. Benim en ciddi sakatlığım yarışmadan önceydi. Amuttan salto atıp düşecektim. Ama havada panik oldum ve yüzümün üzerine düştüm. Yüzümün yarısı şişti; gözüm morardı. 10 gün geçmedi.
Vücudunuz bu kadar güzelken neden iddialı bikiniler giymiyorsunuz?
Bu bir atlama sporu. Kendimi mayoyla daha rahat hissediyorum ve daha uygun olduğunu düşünüyorum.
Bu fizik acı çekerek oluyor devamlı diyet yapıyorum
Devamlı diyet mi yapıyorsunuz?
Doğrusunu söylemek gerekirse, evet. Sabahları sadece yumurtanın beyazını yiyorum. Akşam da ızgara tavuk... Haftada 4 gün mutlaka spor yiyorum. Asla tatlı yemiyorum. Çok canım isterse bir parça bitter o kadar. Acı çeke çeke oluyor bu fizik.
Sonradan izlerken “Vay be nasıl atlamışım” mı diyorsunuz yoksa ‘daha iyisi olabilirdi’ mi?
Yok, daha çok kendimi eleştiriyorum. Heyecandan normalde yapmayacağım hataları yapıyorum çünkü. Yarışma başladığından beri adrenalinden dolayı 3 kilo verdim. Bir de su yutmaktan, klorla yaşıyorum artık... Sesimin tonu bile değişti. Klor nedeniyle artık daha kalın çıkıyor.
Rüyanızda ne görüyorsunuz; havuz mu?
Aynen; rüyamda da sürekli kulenin ucundayım (Gülüyor)...
Antrenmanda çok iyi yaptığım bir hareketi yarışmada yanlış
yaptığım oluyor. Çok heyecanlanıyorum. Çünkü seyirciler tezahürat yapıyor. Oysa çıt çıkmaması gerek, konsantrasyon işi bu.
Kendi paramı hep kendim kazandım
- Günümüzde sosyete diye bir şey kalmadı... Sosyetenin belli bir anlamı var; benim annem ve babam sosyeteden gelen insanlar mesela. Ama basının beni sosyete güzeli diye adlandırmasından hoşlanmıyorum. Çünkü onlar, sosyete derken gerçek anlamını kullanmıyor ve “şımarık” demek istiyorlar. O şekilde biri değilim. İçi boşaltılmış bir kavram artık. Ben hiç bir zaman çantasını koluna takıp boş boş gezen biri olmadım. Her sabah sekizde kalkarım. Kendi paramı hep kendim kazandım; hep çalıştım...
Bugünün genç kızları sosyete değil; sosyete dediğimiz insanların yaş ortalaması daha yüksek.
Eğlence sektörünü bıraktım; çok rahatsız ediyorlardı
15 yıl mekan işletmeciliği yaptım. Ancak bundan sonra eğlence sektöründe yokum. Yaşlandım ve çok yorucu gelmeye başladı. İşlerimi de kardeşime de devrettim. Kadın olarak bu sektörde olmak çok zor. Çünkü çok rahatsız ediyorlar, hiç rahat bırakmıyorlar. Tanışmak isteyenler; kendilerine ayrıcalıklı hizmet bekleyenler... Artık eğlence mekanları bana zevk vermiyor. Yaş ortalaması çok düştü. 18-19 yaşındakilere kaldı. Ayrıca ben çok evcimen biriyim. Seyretmediğim dizi yok. Hep iş icabı gece hayatındaydım, zevk için gezmezdim. Zaten bu işi en iyi yapan işletmeci Emre Ergani... Tekstil en büyük sevdam; şimdi stil danışmanlığı yapıyorum.