Gazete Vatan Logo

Solculuk ve ulusalcılık

Türkiye’de geleneksel sol, ulusalcılık arasındaki keskin çelişki ile karşı karşıya. Solculuk ile ulusalcılık ilişkisi ve çelişkisi, Türkiye solunun kafasını karıştırmış durumda. Peki solun içinde ulusalcılık var mı? Ya da solculuk ve ulusalcılık aynı çatı altında yaşar mı? Bu soruların cevabını araştırdık...


Ulusalcılar solcu solcular ulusalcıdır


Prof. Dr. Sina Akşin Akademisyen

Hemen belirteyim ki ulusalcılık ulusçuluk-milliyetçilik aralarında kimi nüanslar bulunabilse de aynı şeydir.

Solculuk kavramı Fransız Devrimi ile ortaya çıkmış siyasal bir kavramdır. Solculuk, bir ülkede bir toplumda kuruludüzenden hoşnut olmayan, onu ileriye doğru değiştirmek isteyen siyaseti tanımlamak için kullanılan bir terimdir.

Dünyanın pekçok yerinde ve bu arada Türkiye’de temel toplumsal çelişki bir yanda feodalizm-şehlik ağalık düzeni-ortaçağ ile öte yandan aydınlanma-demokrasi-kapitalizm ya da sosyalizm arasındadır. Birinci düzen geri, gericidir. İkinci düzen ileri, ilericidir, moderndir. Solcular kuşkusuz ilerici düzenden yanadırlar.

Gelelim ulusalcılığa. Bunun tek anlamı vardır: Yurtseverlik, yurdunu sevmek demektir. Ulusalcılık ırkçılık değildir, şovenlik değildir. Onlar başka türlü tutum ve tavırlardır.

Yurttaşlığın birinci şartı yurdunu sevmektir. Bu, eski Yunan’da da Roma’da da böyle idi. Yurdunu sevmemek bir anormallikti hatta suçtu. Bugün de öyledir. Günümüzün ileri toplumlarında yurtseverlik esastır.

Sosyalist düzenin insanı yurttaş olduğuna göre ondan da yurtseverlik beklenir. Demek ki ulusalcılık ile solculuk arasında hiçbir bağdaşmazlık sözkonusu değildir. Sonuç ulusalcılar solcudur, solcular ulusalcıdır.



Ulusalcılığın dışlayıcı yöntemleri sol ile bağdaşmaz



Prof. Dr. Tanju Tosun Ege Üniversitesi Ululararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi

Sol ile ulusalcılığın aynı ideolojik eksende buluşması mümkün değil. Referans aldığı değerler farklı. Solun tarihsel olarak ortaya çıkışı ve yaşadığı değişim ve dönüşümde herhangi bir ideolojik dışlama yok. Buğün mesele insanlığın ortak iyiliğine yönelik eşitlikçi özgürlükçü değerleri içselleştirmesidir. Sol değerleriyle kapsayıcı bir ideolojidir. Ulusalcılığa bakıldığında ise bugün batıdaki liberal demokrasilerde milliyetçiliğin dönüşümü ve kapsayıcılığı, etnik kimliklere bakışı konusunda postmodern dünyada estetize oluyor. Burada milliyetçiliğin özünden çok, pragmatizm de milliyetçiliği etkiliyor. Türkiye örneğinde baktığımızda ise Türkiye’deki sosyal demokrasi ya da demokratik solun ulusalcılıkla topyekün bir karşıtlığı var. Türkiye’de cumhuriyetin kurucu ideolojisi, Türkiye’nin farklı düşüncelerini, farklı kesimlerini seferber edebilmek için ulusalcılık üzerinden bunu ilan etti. 1920’ler koşullarında bu anlaşabilirdi. Fakat 40’larda Tek Parti’nin yoğunlaştığı dönemde; yoksayıcı, ötekileştirici ve dışlayıcı bir milliyetçilik daha sonradan CHP içinde ‘ulusalcılık’ olarak dönüşüme uğradı. 90’ların ikinci yarısından itibaren İslami hareketin toplumsal tabanının gelişlemesiyle birlikte ulusalcılık, toplumsal taban içinde siyasi kalkan olarak kullanılmaya başlandı. Bunun en uç örneğini 28 Şubat’ta gördük. O dönemin DSP’nin ulusalcılığı ile bugünün CHP’sinin içindeki ulusalcı aktörler -ki kanat bile değiller- aynı düzleme oturtamayız. Çünkü DSP’nin ulusalcılığında, köycülük popülizmi ve ekonomik ve ortak değerleri referans alma anlamında toplumculuk vardı. Bugün ise CHP içindeki ulusalcılık dışlayıcı ötekileştirici hesap sormaya dayalı bir otoriter, anti demokratik yaklaşım var. Toplumun belli kesimine karşılar. Nitekim DSP, 1999 seçimlerinde oylarını artırırken, sadece Öcalan’ın yakalanması ile değil dine saygılı yaklaşım ve o değerleri yok saymayarak toplumsal olarak büyümüştür. Ne zaman ki CHP’ye ulusalcılar egemen olunca bu kimlik dışlayıcı bir temele oturarak Türkiye’deki topyekün maalliyeti CHP’ye kesilmiştir. CHP’deki ulusalcı aktörler partinin büyüyemmesinin en önemli engelidir. Solculuk ulusalcılıkla yan yana gelmez. Ulus devleti savunmak ya da ulusal ekonomik yaklaşım bir ölçüde solculukta kabul edilir, ama ulusalcı aktörlerin dünyasındaki dışlayıcı yöntemler sol ile bağdaşmaz.

Sosyalizm ulusal değerleri asla ayak altı etmez



Mustafa Yalçıner 68 öğrenci lideri

Solculuktan kasıt sosyalizmse, milliyetçi (ulusalcı) değil, enternasyonalisttir. Kapitalizm ulusal çitleri birbiri ardı sıra yıkarken sosyalizm ondan geri noktada ve ulusalcı olamaz. Ancak sosyalizm ulusal değerleri ayak altı da etmez, emperyalizm ve saldırıları karşısında bu değerleri savunur. Bunun adına da milliyetçilik değil, yurtseverlik denir. Tek “uzlaşma” noktası burasıdır. Yoksa ulusalcılıkla sosyalizmin bir arada bulunanamaz. Ancak bundan CHP’de olduğu gibi ulusalcılıkla liberal solculuğun karşı karşıya geldiği durumlarda liberalizm lehine sonuçlar çıkarılamaz. Sosyalizm ulusalcılıkla olduğu kadar liberalizmle de uzlaşabilir değildir.

Eski CHP ulusalcılıkla maluldü, halkın arayışlarına yanıt olamadı. Şimdiyse kurtuluşu liberal “solculuk”ta arıyor, ama şimdiden bu arayışın da çare olmadığı görülüyor.


Türk ulusalcılığı nasyonal sosyalist bir türdür

Masis Kürkçügil Siyaset araştırmacısı yazar

Solculuktan kastettiğimiz genel olarak çalışan insanlığın sömürüden baskıdan kurtuluşu ise -ki böyledir- bunun herhangi bir ulusalcılıkla, yerellikle zerre kadar ilişkisi olamaz. Solculuk ulusal değil enternasyonal bir harekettir. Kurucuları Marks ve Engels Komünist Manifesto’da bunu çok açık ortaya koymuşlardır. Ancak sağcılık matah bir şey olmadığı için, nice baskıcı diktatör rejimler kendilerini solcu olarak ya da bunun ikisinin karışımı olarak ‘nasyonal sosyalizme’ yönelmişlerdir. Ülkemizde tartışılan ulusalcılık da bu çerçevede yer alır. Türk ulusalcılığı nasyonal sosyalist bir türdür. Adında bir sosyalizm vardır, ama ne olduğu malumdur. Bugün insanların karşı karşıya bulunduğu bütün felaketlere karşı, ulusal ya da yerel yanıt üretmek mümkün değildir. Şimdi her zamankinden fazla enternasyonalist olma mecburiyeti vardır. Sonuç itibarıyla emeğin ve insanlığın kurtuşundan bahsediyoruz Bir toprak parçasının kurtuluşundan bahsetmez sosyalizm, evrensel insan hakları beyannamesinde olduğu gibi. Solculuk insanların kahir ekseriyetin (ezici çoğunluğun) birliğidir. Ulusalcılıkla herhangi bir sorunu çözemezsiniz. Ortadoğu’da bugün iki vahşet var. Biri İsrail biri IŞİD. Bunu ulusalcılıkla çözemezsiniz, açlık sorununu ulusalcıkla çözemezsiniz. Bildiğiniz pespaye milliyetçiliğin solculuğa yansımasıdır. Türkiye’de de tezahürü yoktur, sosyalizmin özünde yoktur. Ulusalcılar solcu değil MHP kafasında milliyetçilerdir. Milliyetçi olunca MHP’li oluyorsunuz, ulusalcı olunca sosyalist oluyorsunuz diye bir şey yok. İkisi de aynı şey. Kızıl Elma ittifakıdır.


Irkçılıktan arındırılmış ulusalcılığın solculukta yeri var

Prof. Dr. Yakup Kepenek ODTÜ öğretim üyesi eski Milletvekili

Hem ulusalcılık hem solculuk kapitalist üretim biçiminin ortaya çıkardığı gelişmelerdir. Çıkış noktalarında ortak payda var. Ulusalcılığın ekonomik boyutu bulunur, bu da yerli üretim aynı zamanda da yerli tüketimdir. Bunu güçlendirmek amacıyla dil ve kültür birliği özellikle dil birliği öne çıkar ve önem kazanır. Bu dil birliği eğitim ve kültürdeki gelişmeler bu temel üzerinde kurulması ulusalcılık önemlidir. Anti emperyalist tarafı vardır, yerli üretimi önemsemesiyle. Bu sola yaklaştırır. Kurtuluş Savaşı anti emperyalisttir ve bu nedenle SSCB yani sol destek vermiştir. Ulusalcılığın tutuculuk, muhafazakarlık, dincilik ve ırkçılık yönü bunlardan ayrıdır. Sonradan bu yönlere de sapmalar göstermiştir ve yanlışlığa sürüklenmiştir. Bu yönlerini benimsemek ve solculukla özdeş görmek mümkün olamaz. Türkiye’deki ulusalcılığın çok önemli bir ayağı halkçılıktır. İşçi sınıfının yeterince güçlenemediği, sanayileşmenin gerçekleşemediği cumhuriyetin ilk yıllarında halkçılık bu nedenle önemli bir boyuttur. SSCB’nin kurulmasından sonra birliğe dair tüm dillerin alfabesi ortaya çıkarılmış ve o dillerin korunması geliştirilmesi gerçekleşmişitir. Bu sol için önemlidir. Ama dil ulus olmanın en önemli tutkalıdır. Dil ulusalcılığın en önemli boyutudur. Ulusalcılık ile solculuk arasında geçişler olduğu ortadadır. Solun temelinde üretim araçlarının mülkiyetine dayalı bir sınıfsal ayrışma vardır, bu gözden uzak tutulmamalıdır. Temel budur. Irkçılık, kincilik, muhafazakarlık ulusalcılık kavramı içinde barınmaz, bunlardan arınmış bir ulusalcılıın solculukta ­yeri vardır.

Haberin Devamı