Şöhretin faydasını değil zararını gördüm
Yakında yeni dizisiyle ekranlara gelmeye hazırlanan Erkan Petekkaya, şöhreti umursamayanlardan. “Sadece başarılı olmaya çalıştım; işimi iyi yaptım. En mütevazi adamlardan bir tanesiyim. Şöhretin güzelliklerini kullanmadım. Ne faydasını gördüm ki; tam tersi zararını görüyorum” diyor.
Öncelikle hoşgeldiniz, bir süredir Göcek’te tatildeydiniz. Nedir tatil anlayışınız?
Bu sene pek tatil yapamadım aslında. Normalde işim 1 Haziran’da biter, 20 Ağustos’a dek tatil yapardım. Fakat bu yıl film çektiğim için daha az tatil yapıyorum. Tatil anlayışıma gelince otel tatillerini pek sevmediğimi söyleyeyim. Kalabalık çünkü; zaten tüm senem kalabalığın içinde geçiyor. Dolayısıyla yeniden kalabalığın içine girmekten hoşlanmıyorum; ailemle başbaşa kalmak istiyorum. Tercihim tekne tatili. 12 yıldır tekneyle tatil yapıyorum. Kışın karımdan, çocuğumdan ayrı kaldığım zamanı telafi etmeye çalışıyorum. Zaten suyu çok seven bir adamım.
En büyük hayaliniz dünyayı gezmekmiş doğru mu?
Gezeceğim inşallah ama tekneyle değil (Gülüyor)... Oğlumun büyümesini bekledim açıkçası, gördüğü yeri anlasın istedim. Hatta bugüne dek çok fazla yurt dışı seyahat te yapmadım. Sadece birkaç ülkeye gittim. Önümüzdeki iki yıl içinde Türkiye’den bir müddet uzaklaşıp dünyayı adım adım gezmek istiyorum. Oğlumun okulunu da dondururuz herhalde. Dünya o kadar büyük ve güzel ki. Ama biz acayip bir hırsın peşine düşmüş çalışıyoruz. Niye böyle onu da anlamıyorum.
Siz hırslı biri değilsiniz sanırım...
Hiç bir zaman para hırsım olmadı ama başarı hırsım oldu. Yaptığım şeyin her zaman en iyisini yapmaya çalıştım. Çaycı olsam da en iyi çayı yapardım. Başarılı olduğunuzda, beraberinde para ve mutluluk da geliyor.
Nurgül Yeşilçay’la başrolü paylaşacağınız yeni dizinize ne zaman start veriliyor?
Endemol yapım şirketiyle anlaşma imzaladım. Onlar çekecek yeni dizimizi. Eylül’ün ilk haftası gibi başlıyoruz. Nurgül’le de yıllardır oynamak isterdim. En iyi oyunculardan biri; çok yetenekli.
Yeni Dünya adlı filminiz ne zaman vizyona girecek peki?
Mart gibi. Çünkü önce yurt dışındaki festivallerde gösterilecek. Türkiye’deki festivallere sokmayı düşünmüyoruz. Uluslararası bir hikayesi var. Buradansa yurt dışında ödüller alması çok daha önemli bence. Burada alsa ne olur almasa ne olur?
İlk defa bir sinema filminde izleyeceğiz sizi; çok geç kalmadınız mı?
Şimdiye dek içime sinen bir şey olmadığı için yapmadım. Ulan ben de oyuncuyum, ben de konservatuarlıyım, 12 yıl devlet tiyatrosunda tiyatro yaptım, dizi çekiyorum haydi şimdi de filmim olsun demedim. Farklı bir rol istedim.
Setin olmadığı gün içkinin dibine vuruyordum
Harika bir tavır sergileyerek alkolü bıraktığınızı çıkıp mertçe söylediniz. Peki bu bırakma kararını nasıl aldınız?
Kameralara yansıyan alkollü görüntülerim hoş değildi. Sonuçta benim her yaştan izleyicim var. O insanlar beni görünce üzülüyor; örnek olduğum gençler var. Daha fazla öyle görünmek istemedim. Bir de yeter artık; içeceğimi içtim. Bırakmak istedim. Sağlımı da düşündüm.
Kaç yıldır içiyordunuz? Ne kadar?
Üniversiteden beri... Haftada 1 veya 2 gün set olmuyordu. O gün de çalıştığım 4-5 günün hırsını alıp dibine vuruyordum. Yoksa bağımlı değildim.
Tam olarak ne oldu da harekete geçtiniz peki?
Daha önce istersem galonla içeyim bana hiç bir şey olmazdı; masaya nasıl oturduysam öyle kalkardım. Ama sonradan, içtiğim zaman kişiliğimde değişiklik olmaya başladığını fark ettim. Ben başka bir Erkan oluyordum. İşte bu çok büyük bir tehlikeydi. Onu fark edince kalkıp doktora gittim... Tabii bu, ben bir daha hiç içmeyeceğim anlamına gelmiyor. Ama bir ara verdim, dinleniyorum. Sonra da normal insan gibi içmeyi öğrenirim... Ama en tehlikelisi ne biliyor musun? Sigara. Onu da bırakma zamanım geldi, inşallah bırakacağım. Bazen günde yarım, bazen bir paket içiyorum.
Canınız alkol istediğinde ne yapıyorsunuz?
Soda-limon içiyorum. Çünkü 50 ayrı davete, oraya buraya gidiyoruz. Herkesin elinde bir içecek. Ben de elime soda limon veya tonik limon alıyorum. Hatta bazısı görünce alkol sanıp, “A bak hani içkiyi bırakmıştı” diyor. İyi de be gerizekalı ne biliyorsun içinde ne olduğunu? İçkiyi bırakınca kulüpleri de soda limon içerek gezdim. İnsanlar içmeyince eğlenemeyeceğini sanıyor ama hiç öyle değil. Eğlenebiliyorsun... Sonuçta tabii ki bırakmam iyi oldu; umarım birilerine örnek olmuşumdur. Bir de cesur davrandığımı düşünüyorum; bu işi kimseye söylemeden de yapabilirdim. Çıktım açık açık söyledim.
Peki şöhreti taşıyamadığınız için mi alkolle dost olmuştunuz?
Git şimdi bir birahaneye; en az 20 adam görürsün. Onlar da mı şöhreti kaldıramadı? Ne alakası var. Şöhreti kaldıramayacak ne durumum var ki benim. En mütevazi adamlardan bir tanesiyim ben. Şöhret olmuşum olmamışım çok umurumda değil, hiç bir zaman da olmadı. Bugünlerin de hayalini kurmadım. Sadece başarılı olmaya çalıştım; işimi iyi yaptım. Şöhret te yanında geldi. Sonuçta ben şöhretin güzelliklerini kullanan bir adam değilim.
Şöhretliyim de ne yaptım? Ne faydasını gördüm?
Tam tersi zararını görüyorum.
Aldığım parayı hak ediyorum
Bölüm başına 70 bin TL aldığınız yazıldı. Hak ediliyor mu sizce bu rakamlar?
Nereden biliyorlar ne aldığımı? Ayrıca hak ediliyor bence o paralar. Bunun lafını eden, konuşan insanlar bizim nasıl çalıştığımızı bilmiyor. Kolay zannediliyor. Oysa sete gelip nasıl çalıştığımızı görünce “Vay be, aldıklarınızın 5 katını hak ediyorsunuz aslında” diyorlar.
Sizi komedi tarzında bir defa izleyebildik. O da yıllar önce Serseri dizisinde... Tekrar komedi bir yapımda rol almak ister misiniz?
Hem de çok istiyorum ama öyle bir şey gelmiyor önüme. Seve seve oynarım. Serseri şimdiye dek en sevdiğim işimdir. Küstahlık olmasın ama ben absürt komediyi oynarım yani. Komedi çok yaratıcıdır, çok dişidir. Her şeyi yapabilirsin ama dramda öyle değil. Sınırların belli.
Hiç bir zaman menajerim olmadı
Karıma asansörde evlenme teklif ettim. Hatta soru da sormadım; “Benimle evlen” dedim. Ne yapacaktım; git tek taşı al, götür Barcelona’ya “Benimle evlenir misin” de... Söyleyeceğin laf aynı yahu; nerede söylediğinin ne önemi var? Önemli olan benim sana, “seninle hayat geçirmeyi istediğimi” söylemem.
- Türkiye’deki insanların çoğu 4-5 kişilikli. Anne babasının yanında başka, karısının yanında başka, erkek arkadaşlarıyla da başka davranıyor. Ben elimden geldiğince tek kişilikli davranıyorum.
-Sadece yemek yapmayı sevmiyorum. Yoksa bulaşık yıkamam gerekirse yıkarım veya yerleri silmem gerekirse silerim. Sofrayı da toplarım. Nasılsa toplayan var diye eşyalarımı ortaya atmam.
üSevginin ne demek olduğunu çocuğum olduğu zaman öğrendim. Sevmenin ne olduğunu anlayınca da dostumu bir yerine iki sevmeye başladım; karımı 2 seviyorsam 4 sevmeye başladım. Bence herkes bir an önce çocuk yapmalı. Hatta bu yazıyı okuduğu anda çalışmaya başlamalı (Gülüyor)...
- Benimle tanışınca şaşıran çok. “Çekinerek yanınıza geldik” diyorlar. Neden öyle ben de anlamış değilim. Kimseyi terslemem ki; terbiyesizlik yapanlar hariç.
- Hiç bir zaman menajerim olmadı. Gerek görmüyorum. Çünkü kendi kendimi pazarlayabiliyorum. Yani iş görüşmemi gidip yapabiliyorum. Bazıları kişilikleri gereği görüşmelerini yapamıyor; utanıyor. Çok iyi menajerler de var ama bir çoğu oyuncudan ne kadar para kazanırım derdinde.