Gazete Vatan Logo
ArşivŞişman kadının da seksi olabileceğini gösterdim

Şişman kadının da seksi olabileceğini gösterdim

Şehir Tiyatrosu’nda bir Botero kadını

Şehir Tiyatroları’nda oynanan Şişman Domuz, şişmanlıkla ilgili önyargıları tartışmaya açarken, toplumun her tür farklılığa olan tahammülsüzlüğünü keskin bir mizahla gözler önüne seriyor. Oyunun manevi şiddete maruz kalan Helen’ini Nurhayat Atasoy canlandırıyor. Atasoy, “Hem şişman hem de estetik açıdan seksi olan ünlü ressam Botero’nun çizdiği o hacimli kadınlarına benzetiyorum kendimi” diyor.

* Metin olarak Şehir Tiyatroları’nda çok fazla karşılaşmadığımız bir konu var sahnede...

Aslında çok uzağımızda değil, yakınımızda, hep görmezden geldiğimiz bir konuyu anlatıyoruz. Oyunun metni sadece şişmanlık üzerine değil. Dinsel, cinsel, ırksal her anlamda ayrımcılığın üzerine değiniyoruz. Oyunda hem komedi hem de trajedi var.

* Bu kadın şişman mı yoksa kilolu mu denmesini kabul ediyor?

Şişman tabii. Estetik kaygısı da var kadının. Ama şişman olmak estetikten yoksun anlamı taşımıyor bana göre. Hem şişman hem de estetik olarak seksi olan kadınlar var. Bize dayatılıyor bunlar. Şişman sevimlidir, aynı zamanda çok da cazip de olabilir. Geçmişteki kadınlar yapılı ve şişmandı. Onlar güzel olarak algılanırdı. Zayıf olanlar ise aşağılanıyordu. Bu tamamen bize dayatılan bazı kurallarla ilgili. Oradan çıkmaya çalışıyoruz.

* İlişki olarak karakterler arasında nasıl bir çekişme söz konusu?

Diğer karakterlerle Helen’i çok fazla buluşturmamış yazar. Daha çok ikili ilişki yürütmüş. “Hadi spora gidelim” diyor kadın karakter. Canını yakıyor cümleleri ile... Helen her şeye rağmen, görmezden geliyor. Hayatı boyunca o kadar fazla alışmış ki çimdik yemeye... Şişman insanların psikolojisinde bu var. Görür ama görmezden gelir. Canımızın yanmamasını sağlayacak şey duvarlarımız. Duvarlarımızı örüyoruz canımız yanmasın diye. Tom ile muhteşem bir aşk yaşıyor ama her şeye rağmen o duvarı Tom da hissediyor.

Ressam Botero’nun hacimli kadınlarına benziyorum

* Role hazırlanırken kendinizden örnek aldınız mı?

Aslında bütün projelerde kendinden yola çıkarsın. Dönem dönem 30-40 kilo alıp veren bir oyuncuyum. Şu an en kilolu dönemimdeyim. Bu büyük bir avantaj. Evet, ben de şişmanım. Fazlalıklarınızın bulunduğu bölümleri kapatmaya çalışıyorsunuz. Restoranda yemek yerken rahatsızlığını duyabiliyorsunuz. Her anlamda kendi hayatınıza göndermeler yapmanız mümkün. Mesela ünlü ressam Botero’nun çizdiği o hacimli kadınlarına benzetiyorum Helen’i. Hiçbirimize kötü gelmiyor.

* İnsanlar size nasıl tepkilerle geldi?

Geçenlerde şöyle bir mail aldım; “Ben de bir obezim. O kadar mutlu oldum ki böyle bir oyunu izlediğim için... Belki insanların bakışı bir nebze değişir.” Oyunda içinizi burkacak bir nokta da var. Zayıfı, şişmanı herkes düşünüyor.

* Erkekler acımasız mı bu oyunda?

Kadınlar kadınlara karşı daha acımasız. Çünkü rakipler. Rakip olduğu zaman canınızı yakmaya çalışıyor. Bu oyunda dengeleri çok iyi kurmuş yazar. O kadar çok göz oymalar yok. Son derece dozunda göndermeler var ama doğru yerini buluyor.

Oyun için 110 kiloya kadar çıktım

* Komedi olsa da seyirciyi rahatsız eden kısmı da var oyunun...

Özellikle finalinde algıda farklılık oluyor, bu da bizim hoşumuza gidiyor. Kadınlar çok etkileniyor. Çünkü empati kuruyor sahne üzerindeki rolle. O da güzel bir şey.

* Yeni dünya düzeninde kadınlar kilolarını dert mi ediyor?

Bize dayatılan kavramlardan kaynaklanıyor. Güzel, estetik olmak zorundasınız. Finalde Tom onu terk ettikten sonra Helen’in hayatta kalması çok önemli bir ayrıntı. Helen daha önceden tahmin ediyor, çok da beklentisi yok. Kendi başına yetinmeyi öğrenmiş bir kadın.

* Sahneye çıktığınızda ve kıyafetleri giydiğinizde nasıl hissediyorsunuz?

Benim kilolarım ile ilgili sahne üzerinde ilk günden bugüne hiçbir problemim olmadı. Çünkü ben buyum. İstediğimde 70 kilo da 110 kilo da olabiliyorum. Yemek yemeyi seven bir kadınım. Bunun bir bedeli varsa öderim. Benim seçimim, bu da beni rahatsız etmiyor. Şu an 110 kiloyum. 102 kilo ile başladım oyuna. Galada “Yeterince kilonuz yokmuş sizin” dediler. Ben de kilo aldım. (gülüyor)

Şehir Tiyatroları’nda son 20 yılda seyirci sayısı arttı

Yunus Emre Kültür Merkezi olarak 20 yıl içinde çok yol kat ettik. İlk yıllarda seyirciyi bulabilmek çok zordu. Hayatında ilk defa tiyatroya gelen seyirci ile karşılaştık. Ama o dönem ki seyircileri çok fazla özlüyorum. Şu an çok iyi bir seyirci potansiyeli var. Tiyatro kültürü bambaşka bir şey. Çok seven izleyiciler buraya geliyor. Şişman Domuz ile Sadri Alışık Tiyatro Ödülleri’nde En İyi Kadın Oyuncu dalında aday gösterildim. Komedi dalında Direklerarası Seyirci Ödülü’nü aldım.

Haberin Devamı