Sinemalara film sağanağı!
Bahar henüz gelmedi ama 34'üncü İstanbul Film Festivali'nin eli kulağında. İKSV yine dünyanın dört bir yanından taptaze anlatımlarıyla enfes filmleri ayağınıza kadar getiriyor. Öne çıkanları yazdım.
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 34. İstanbul Film Festivali 4-19 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Dünya sinemasının yeni örneklerinden ödüllü filmlere, Türkiye sinemasının en yenilerinden klasiklerine, yeni keşiflerden başyapıtlara, yönetmen ve oyuncuların katılımıyla yapılacak söyleşilerden partilere, şehrin gözü iki hafta boyunca festivalde olacak.
Festivalin en heyecanla beklenen bölümleri her yıl olduğu gibi bu yıl da Uluslararası ve Ulusal yarışma. Ulusal yarışmada dünya festivallerinden övgülerle dönen seçme filmler var. Ali Atay’dan Limonata, Barış Atay’dan Eksik, Emine Emel Balcı’dan Nefesim Kesilene Kadar, Ufuk Bayraktar’dan Kümes, Mehmet Eryılmaz’dan Misafir, Caner Erzincan’dan Yeni Dünya, Selim Evci’den Saklı, Faruk Hacıhafızoğlu’dan Kar Korsanları, Tolga Karaçelik’ten Sarmaşık’ı büyük bir merakla bekliyoruz.
Filmlerin gösterimleri Atlas, Beyoğlu ve Fransız Kültür Merkezi, Feriye, Kadıköy’de Rexx ve İstanbul Modern Sinema salonlarında yapılacak.
ZİYARET
Uzaylıların ziyareti durumunda nasıl davranacağımızı biliyor muyuz? Danimarkalı yönetmenden mevzuya dair deneysel ve stilistik bir belgesel. Kavramsal sanatçıdan aslında uzaylılardan çok bizim karşılaşmamızın oluşturacağı varoluşsal sorulara dair içe dönük bir çalışma.
SHORT SKİN
Dört Budist rahibin müşahhas dünyasına adım atma ayrıcalığını veriyor. Maneviyat ve inziva arasındaki gerçekçi ilişkiyi merakla izliyoruz.
GÜZEL GENÇLİK
Konusu itibariyle Dardenne Kardeşler'in 'Çocuk' filmini andırıyor. İspanya'da yeni doğan çocuklarıyla ne yapacağını bilemeyen genç çiftin yoksulluk ve işsizliğin pençesindeki sert ama 'şefkatle bakılmış' mücadelesini anlatıyor. Yaratıcı anlatımıyla yönetmene İspanya'nın Hanekesi sıfatı yakıştırılmış.
BEN KAYBOLMADAN ÖNCE
Tam intihar edecekken kızkardeşinin telefonuyla kendine gelen 'junkie' Richie akıl küpü minik yeğenine bir gece boyunca bakıcılık yapma görevine hayır diyemez. Richie'nin yeğeniyle kurduğu bağla hayata tutunmasını anlatan dokunaklı bir karakomedi.
İNTİKAM
Western türüyle oynamalar yaptığınızda sonuç beklenmedik anlatım biçimlerine yol açabiliyor. İntikam ayarında bir gerilim barındıran bir intikam hikayesi. Danimarka ekolünün enerjik bakışı da cabası.
KAYIP NEHİR
Amerika'nın taşrasında bekar bir annenin mücadelesini anlatan Kayıp Nehir, anne Billy, iki oğlu ve sıradışı komşularına odaklanmış. Billy hem kasabanın zorbalarıyla başa çıkmaya çalışıyor, hem de ödeyemediği ipotek açığını kapatmak içim gece kulübünde çalışmak zorunda kalıyor.
THE POSTMAN'S WHİTE NİGHTS
Mistik manzaralar ruhun tasvirlerine dönüşürken, profesyonel olmayan aktörler belgesel gerçekçi duyguyu pekiştiriyor. Taşra sıkıntısı taşranın dış dünya ile tek bağlantısı olan bir postacı ile giderilmeye çalışılıyor.
THE FOOL
'Depresifin' estetiği olur mu demeyin. Olur mu olur. Rusya'nın ahlaki çöküşünü ve votka kokan derin muhabbetini anlaşılan bir tek Leviathan kafaya takmamış. Dostoyevski'nin çocukları her türlü izlenir.
BODRUMDA
Grotesk anlatımı seven yönetmen Ulrich Seidl Avustralya'nın bodrumlarına inerek tuhaf ve tekinsiz ne varsa araştırdığı bu yeni belgeselle çıkıyor karşımıza. Tiksindirici olanla ruha dokunanın içiçe geçtiği bir dünya...
VİCTORİA
Tek plan sekansta bir hikayeyi ustalıkla anlatmak yönetmenlere hep cazip gelmiştir. Victoria, Oscar'ın harika çocuğu Birdman'den daha sahici ve teknolojiye yaslanmadan başarıyor bunu. 134 dakikalık capcanlı bir duygusal samimiyetle anlatılmış. Kaçmaz!