Gazete Vatan Logo

Sigarayı Bırakma Kararlılık Eylemi 2004! (2)

Rahmetli tiyatrocu Muammer Karaca'nın "Adnan Bey Duymasın" oyunundan hatırlarda kalan ünlü repliğidir.. Sahnede rol arkadaşı "İçki, sigara var mı?" diye sorduğunda Muammer Karaca cevap verir.. "Tekel bize iki elini uzattı.. Biz Tekel'e dört elle sarıldık.."

Kan dolaşımı haa!
Lafı odamdaki boğuşmaya getireceğim.. Yapacak iş bulamadığımızda benim odada kapıyı kapatır, fikir mücadelesi yaparız.. Mücadelenin kuralları şunlar.. Belden aşağı tutmak yok, kim kimi yıkarsa..

Bunun fikirle ne alâkası var demeyin.. Çok alâkası var.. Boğuşurken kan dolaşımı hızlanıyor, beyne daha çok kan gidiyor.. Beyin iyi beslendiğinden fikir açısından daha yaratıcı oluyor..

Okurlarımdan özellikle orta yaşta olanlara bu beyin besleyici greko-moron güreşini tavsiye ederim.. Korkmadan kapışsınlar, ilerde faydasını göreceklerdir..

O gün ikimiz de nefes nefese kaldık.. "Kemal.." dedim.. "Bütün gazete sigarayı bırakıyor.. Gel biz de bırakalım.."

Hiçbir şey söylemedi.. Benim tam arkamdaki dolaba gözünü dikti, susuyor.. Ben bir iki laf daha ettim.. O, gözü dolapta beni dinledi durdu.. Herhangi bir taahhütte bulunmadı.. Ben de üstelemedim..

Ama anladım ki niyeti yok..

Bu arada gazetenin içinde "yılbaşında sigara bırakma" fikrinin yaygınlaştığını da görüyorum.. Çünkü günde on sigara içen yirmi tane içiyor, bir paket tüketen iki pakete "bana mısın" demiyor..

Deli gibi bir sigara içme yarışması....

İdamlıklar gibi..
Bunun psikolojik sebebi besbelli.. Sanki birileri bunları 1 Ocak'ta Vatan Gazetesi'nin yan duvarına dikip kurşuna dizecek... Karar belli olmuş, mahkûmlara son arzuları sorulmuş.. Herkes "içebildiğimiz kadar sigara içmek.." demiş..

Binada sigara içilebilen ne kadar yer varsa iki günde bitirimhaneye döndü..

İclâ Aydın, Tuğçe Baran günde bir tane ya içer ya içmezler.. Onlar bile paket taşımaya başladı.. Hele Okay Gönensin.. Zaten çok içerdi.. Çifter çifter yakmaya başladı..

Odasından öyle duman çıkıyor ki tam karşı komşusu olan Murat Birsel kapısını kapalı tutmaya başladı..

O da yetmedi.. Kapıya "park edilmez" levhası gibi kartondan bir "sigara içilmez" levhası bulmuş, onu astı..

Nihayet 1 Ocak günü gelip çattı.. Ben de gazetenin içinde fır dönmeye başladım.. Herkesi büyüteç altına aldım ki bakalım "Sigarayı Bırakma Kararlılık Eylemi 2004.." konusunda fire var mı tespit edeyim..

Gördüğüm manzara şuydu.. İlk iki gün "sigarayı bırakıyorum.." tebligatı yapanların yüzde doksanı gizli gizli sigara içiyordu.. Yatılı okul öğrencileri gibi tuvalete girip içeni dahi vardı..

Bir ikisi de ağzına puro tıkıştırıp kendini öyle avutmaya başladı.. Hem sigara içmiyorum derler hem de otuz sigaraya bedel puroyu yakıp bulundukları yeri cehenneme çevirirler..

Sigaranın dumanına içmeyen belki katlanır ama bu puro denilen illete sigara içen dahi katlanamaz..

Bereket versin puro ile avunma dönemi beş günü bulmadı..

Şimdi ocak ayının ilk on gününü devirdik.. Durum şu.. Sigara bırakma konusunda kararlılığını sadece Tayfun Devecioğlu sürdürüyor.. Diğerlerinin tamamı Tekel'e yeniden biat etmiş durumda..

Olsun.. Bir mıh bir nal, bir nal bir at, bir at bir yiğit, bir yiğit bir vatan kurtarır..

Haberin Devamı