Sherlock Holmes’ün yolu İstanbul’dan geçti mi?
Agatha Christie’nin 125’inci doğum günü nedeniyle Pera Palas’ta düzenlenen “Kara Hafta” etkinliğine katılan polisiye edebiyatı uzmanı Leslie Klinger, Holmes’ün ortadan kaybolduğu dönem İstanbul’a gelmiş olduğunu tahmin ediyor.
Leslie Klinger, asıl mesleği avukatlık olan, Sherlock Holmes’e olan ilgisinden dolayı da araştırma-incelemeye merak saran birisi. Son olarak ilk iki cildi açıklamalı notlarıyla Everest Yayınları‘ndan çıkan Sherlock Holmes’ün altında da onun imzası var. 2005 yılında ‘Amerikan Gizem Yazarları Topluluğu’ tarafından verilen Edgar Allan Poe ödülünü kazanan, Victoria Devri’ne damga vurmuş eserler hakkında yaptığı araştırmalarla tanınan ve kendisini ‘edebiyat editörü‘ olarak tanımlayan Klinger’la Pera Palas’ta buluştuk; polisiyeyi, Sherlock Holmes’ü ve İstanbul’u konuştuk.
“ÇALIŞIRKEN EN FAZLA ZEKASINDAN ZEVK ALDIM”
“Acaba okuyucudan farklı olarak polisiye edebiyata yıllarını veren, konusunda uzman bir kişi için Sherlock Holmes neyi ifade ediyor?” Bu soruyu sorduğumuzda Klinger’ın yüzünde manalı bir tebessüm oluşuyor: “Bu karakteri özel ve çekici kılan unsur Sherlock Holmes’ün beyniyle ve zekasıyla ön plana çıkan bir ‘süper kahraman’ olması. Geçmişe dönüp göz attığımızda çizgi filmlerden romanlara kadar birbirinden farklı özellikte süper kahramanlarla karşılarız. Ancak Holmes, bizden biri olup aynı zamanda da muazzam bir zekaya sahip biri. Dolayısıyla onu diğerlerinden ayıran, benim Holmes’ün üzerinde çalışırken en fazla zevk aldığım nokta da buydu. İnsanı büyüleyen bir yeteneği zekayla harmanlaması.”
“OTELLER VE POLİSİYE EDEBİYAT ARASINDA BİR BAĞ VAR”
Leslie Klinger Pera Palas’ın Sherlock Holmes için ideal bir mekan olduğunu ve yazma şansı olsa bu oteli kullanacağını söylüyor: “Yaşadığım yer olan Los Angeles oldukça yeni bir şehir. Ancak çok az gezme fırsatım olsa da İstanbul’un tarihi ve dokusu tek kelimeyle harika. Pera Palas’ta olmak müthiş bir deneyim. Eğer oturup Sherlock Holmes’ü tekrar yazsaydım mekan olarak da burayı tercih ederdim. Çünkü bu otel 1892’de açıldı ve Holmes de yaşasaydı 38 yaşında olurdu o dönem. Burası tam onun kişiliğine uyacak bir mekan. Ayrıca oteller ve polisiye edebiyat arasında bir bağ olduğunu düşünüyorum. Buradaki insanların birbirlerini tanımadığını düşünürüz ama aralarında gizemli, dışarıdan bakıldığında kolay kolay anlaşılamayan bir bağlantı bulunur. Bunlar da iyi bir cinayet romanına platform hazırlar. Gemi ve tren yolculukları için de aynı şeyi söylemek mümkün.”
AGATHA CHRİSTİE EN BAŞARILI CİNAYET YAZARIDIR
Agatha Christie’nin eserlerindeki ölüm, şiddetli ve bu şiddeti ifşa eden tarzda bir vaka şeklinde gerçekleşmiyor. Kanın ve tecavüzün olmadığı daha nazik bir ölümden bahsediyorum. Gizemli ve okuyanı tutkuyla saran bir yazar Christie. Eğer Sherlock Holmes en iyi dedektif ise Christie de şüphesiz en başarılı cinayet yazarıdır. Düşünün Sherlock Holmes karakterini yaratan da bir yazar fakat bilinirlik-popülerlik olarak Arthur Conan Doyle değil Agatha Christie ön plandadır. Bütün bunlar dışında polisiye-cinayet külliyatına eşsiz katkılarda bulunmuş olan Edgar Allen Poe ve H.P. Lovecraf da muazzam isimler tabii ki.
İSTANBUL’A UĞRAMIŞ OLABİLİR
Klinger, Sherlock Holmes’ün ortadan kaybolduğu bir dönem İstanbul’a gelmiş olabileceğini tahmin ediyor. Bunun hakkında ipuçlarını takip etmemiz gerektiğini söyleyen uzman editör, “Açıkçası ben bir yazar değilim. Yazılan eserleri incelerim, onlar hakkında yorumlarda bulunurum. Eğer İstanbul’la ilgili polisiye yazsaydım çok geniş araştırmalar yapmak zorunda kalırdım. Mesela bu şehrin 1892’deki halini öğrenmek isterdim. (Pera Palas’ın açıldığı sene) Çünkü 1891-1894 arasında Sherlock Holmes kayıptı. Holmes’ün abisi İngiliz ordusunda çalışan bir istihbarat görevlisiydi. Belki de onun ortadan kaybolmasını isteyip, İstanbul’a göndererek gelişmeler hakkında bilgi vermesini istemiştir. Zaten İngiltere Konsolosluğu da bu otelin hemen yan tarafında yer alıyor. Bakın ipuçlarını nasıl takip ediyoruz” diyor.
'İNSANLAR YERYÜZÜNDEKİ ŞİDDET VE SUÇTAN DOLAYI POLİSİYE EDEBİYATA İLGİ DUYUYOR'
Hem ülkemizde hem de yurt dışında polisiye-cinayet eserleri oldukça rağbet görüyor. Peki insanların bu kadar ilgi duymasının sebebi ne olabilir? Klinger dünyada çok fazla şiddet ve suç olduğunu ifade ediyor ve ekliyor: “İnsanlar birilerinin bu korkunç şeylerle ilgilendiğini, kurgusal olarak da olsa bir çözüm bulunduğunu görünce polisiye hakkındaki eserleri daha çok takip ediyorlar. Bizlere karışık, içinden çıkılamaz gibi görünen şeyleri ipuçları sayesinde pratik bir şekilde çözen yazarlarla yol arkadaşlığı yapıyoruz böylece. Halbuki bu insanlar da -yazarlar- bizim gibi sade ve kendi hayatını bir şekilde sürdüren tipler. Geçmişten günümüze bu durum pek değişmedi.”
PERA PALAS TARİHTE OYNADIĞI ROLÜNÜ TEKRAR ÜSTLENİYOR
Pınar Kartal Timer’in genel müdürlüğünü yaptığı Pera Palas, tekrar açıldığı 2010 yılından beri başta kültür-sanat olmak üzere farklı alanlardaki etkinliklere ev sahipliği yapıyor. Geçmişte de insanların kültürle bir araya geldiği yer olan Pera Palas’ta, cumartesi sabahları klasik eser dinletisi, her ayın üçüncü perşembesi ise bir yazarın katılımıyla buluşmalar gerçekleşiyor.