Gazete Vatan Logo

Seyahat etmek en büyük tutkumuz

Bal Kaymak filminin ve Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ın yönetmeni Onur Tan, sekiz yaşındaki oğlu Ömer ve dört yaşındaki oğlu Mete hakkında “Bu sevginin tarifi yok benim için. Derler ya canından öte can varmış o da evlatmış” diyor.

Seyahat etmek  en büyük tutkumuz

Çocuklarınız Ömer ve Mete’yi ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?

İlk kucak hayatta daha önce deneyimlenemeyen, ya da baba olmayana tarif edilemeyen bir duygu. Güneşten sıcak, dokunmaya, öpmeye kıyamadığınız bir duygunun esiriniz o an... Sizin için yani babalar için hayatta ki bütün işlerin sıralamasını değiştiren bir duygu. Mesela Ömer doğduktan sonra ilk üç gece hiç uyumadım. Her dakika yattığı beşikte gidip nefes alıyor mu diye kontrol ediyordum. Takip eden 3 yıl birden uçak korkusu, yüksek yerlerin kenarlarına yaklaşamama gibi garip endişeler başladı. Zamanla geçiyor ama bu sevginin tarifi yok benim için. Derler ya canından öte can varmış o da evlatmış...

En çok neler yapıyorsunuz çocuklarınızla?

Boş zamanlarımızın tamamı onlar üzerine kurulu aslında. Futbol oynamak, sinemaya, alışverişe gitmek, kitap sohbetleri yapmak, onların isteklerini yerine getirmek, onların mutlu olarak hatırlayacakları her türlü aktiviteyi tasarlamak ve planlamak üzerine kurulu. Genellikle seyahat ailece en büyük hobimiz. Olanaklar elverdiği müddetçe yeni ülkeler, yaşamlar keşfetmek, yaşayan kültürleri izlemek en büyük hobimiz. İlk bir iki yılda daha çok küçük ne anlayacak ki diyen arkadaşlarımız da oldu ancak bildiğim anlamak değil, hissetmek, duygusal anlamda mutlulukla dolu olmaktan geliyor. Gördüklerini hatırlayamasa da yaşamının ilk yıllarında ailece mutlu olmalarında, sonraki yıllar içinde onlar için muazzam bilinçaltı mutluluklar olarak kalacağına inanıyorum.

Haberin Devamı

Ömer en çok neler yapmayı seviyor peki babasıyla?

Ömer: Ben futbol oynamayı çok seviyorum. Babamın boş günlerinde birlikte kitap okuyoruz.

Birlikte çok vakit geçirir misiniz?

Mümkün olduğunca setten arta kalan zamanlarda çocuklarımla vakit geçirmeye çalışıyorum. Bazen uzun süre bir arada oluyoruz fakat bazen de hiç görüşemediğimiz oluyor iş dolayısıyla. Ama arta kalan zamanlarda gayet mutlu ve keyifli bir hayatımız olduğunu düşünüyorum. Geçtiğimiz sene filmimiz Bal Kaymağın çekimleri babalar gününe denk geldi. O gün de birlikteydik. Dolayısıyla baba oğul şahane bir tatil geçirdik. Hem yoğun çalıştık hem de çok eğlendik.

Haberin Devamı

Çocukların ağlamasını istemiyorum

Toplumda çocuk oyuncular ile ilgili önyargı var. Siz neler düşünüyorsunuz?
Çocukların ağlamasını istemiyorum. Dram yapmak ajitasyon yapmak istemiyorum. Hatta film çekiminde Beren Gökyıldız geldi bir sahnede bana, ağlayabilir miyim dedi. Ben çocukların ağlamadığı bir film çekiyorum dedim. Fakat Beren gözyaşlarını tutamayıp ağladı ama gerçek ve samimi bir gözyaşı olduğu için sahneyi devam ettirdim.
Bal Kaymak filmi oğlunuz Ömer ile birlikte çalıştığınız ilk projeniz mi?
Evet ilk projem. 15 yıldır yapmaya çalışıyordum bu filmi. Son anda tekrar revize ederken Ömer odama geldi ve baba ne yapıyorsun dedi. Ben de senaryo yazıyorum dedim. Dinlemek istedi senaryoyu. Hikayeyi çok beğendi ve kendisininde bu filmde oynamak istediğini söyledi. İlk başlarda çok tereddütte kaldım yapar mı yapamaz mı diye. Annesi Zeynep Günay Tan ile konuştuk bu mevzuyu ve oynayabileceği yönünde karar verdik. Annesi de ben de yönetmen olduğumuz için yaptıklarımızı dikkatli bir şekilde gözlemledi. Setlere gelip gittikçe bir oyuncunun neler yapması gerektiğini öğrendi. Ömer’le birlikte keyifli vakit geçirdik filmi çekerken.
Eşiniz Zeynep Günay Tan da sizin gibi bir yönetmen. Hiç birbirinizi eleştirir misiniz?
Evin içinde bir arada olabildiğimiz zamanlar çok kısıtlı olduğu için, onun ya da benim dizinin yayına denk gelirsek beraber izliyoruz ve sadece eline sağlık diyoruz.

Haberin Devamı

Türkiye’de artık böyle yerler yok

Filmin geçtiği yer olarak neden Makedonya’yı seçtiniz?
Makedonya iş dolayısıyla sürekli gidip geldiğim bir yer. Açıkçası atmosferine ve doğal güzelliklerine hayran kaldım. Neden Makedonya’yı seçtim çünkü Türkiye’de artık böyle yerler kalmadı. Her tarafta betonlaşma var. Bugüne kadar hep gerçek mekanlar içinde masal filmleri yapılmaya çalışıldı. Ben gerçek bir hikayeyi masal atmosferi İçinde çekmek istedim. Bu yüzden Makedonya’yı tercih ettim. Bu alanda da başarılı olduk.

Haberin Devamı