Seksilik zekadan geliyor
Tuğçe Sarıkaya çekimleri yeni başlayan ‘İçimdeki Ses’ filminde bir şizofreni hastasını oynuyor. Sarıkaya rolüne psikolog yardımıyla hazırlandığını söylüyor...
Oyunculuk nasıl gidiyor, her şey yolunda mı?
Her şey süper gidiyor. Bir yandan oyunculuk, bir yandan modellik keyifli bir şekilde yürüyor. Tiyatro çalışmalarımız sevgili Kayhan Yıldızoğlu ile devam ediyor. Geçen yaz hiç tatil yapmadan çalıştım. Antalya'da Tolga Karel ve Reha Beyoğlu ile başrolde oynadığım "Kalbimdeki Yabancı" dizisinin çekimlerini bitirdik ve yoğun bir set ortamından sonra biraz dinlenme ve kendime vakit ayırma şansım oldu. Artık yeterince dinlendiğimi ve tatil yaptığımı düşünüyorum.
Şimdilerde yeni projelerin neler?
Dizimiz bitti. Şimdi beni çok heyecanlandıran bir filmimiz var. Şizofreni hastası bir kızı oynadığım "İçimdeki Ses" filminin çekimlerine başladık. Yeni sezonda devam eden dizilerden gelen teklifler var. Şu an onları değerlendiriyorum. Güzel bir diziyle tekrar bu sezon ekranda olmak istiyorum. Bir yandan defileler devam ediyor. 2009 yılında Best Model seçildiğimden beri mankenlik mesleğini de aşkla yapıyorum ve ilk göz ağrım benim için. Bu yüzden fiziğim elverdiği sürece oyunculuğun yanında modellik de hayatımda hep olacak...
Yeni filminde bir şizofreni canlandırıyorsun? Rolüne nasıl hazırlandın?
Evet şizofreni hastası bir kızı oynuyorum. Filmimizin ismi "İçimdeki Ses". Murat Serezli ile başrolü paylaşıyoruz. Rolüm zor ve beni gerçekten zorladı. Yaklaşık 3 aydır bir kamp dönemi yaşıyorum. Şizofreniyle ilgili ne bulduysam okuyorum. Psikologlarla görüştüm ve onlardan yardım aldım. Beni zorlayan karakterleri oynamayı seviyorum ve bu rolün benim oyunculuğuma da çok katkısı olduğunu düşünüyorum.
Bu film yedinci filmin olacak. Şanslı oyunculardan olduğunu düşünüyor musun?
Sinema filmi her oyuncuya nasip olmaz. Ama şimdiye kadar yedi filmde birbirinden usta oyuncularla birlikte rol aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum çünkü onlardan çok şey öğrenme şansı yakaladım.
Yavaş ilerliyorum ama doğru yoldayım
Bu sektörde 6 yılda kat ettiğin yoldan memnun musun?
Tabii ki memnunum. Her zaman işimle gündemde olmaya çalıştım. Zor yolu seçtim ve bundan da asla pişman değilim. Belki biraz daha yavaş ilerliyorum ama yolumdan vazgeçmeyince yavaş de olsa istediğim yere doğru ilerlemenin mutluluğunu yaşıyorum.
Dünyanın en iyi üçüncü mankeni seçildin ama oyunculuğa daha fazla ağırlık verdiğin neden?
Oynadığım diziler ve sinema filmleriyle öyle görülüyor ama aslında oyunculuk kadar modellik de hayatımın merkezinde. Hem yurt içinde, hem yurt dışında modellik hayatım devam ediyor. Üç yıldır dünyanın dört bir yanında gerçekleştirilen moda haftalarında Türkiye'den tek Türk manken olarak yer alıp ülkemi temsil etme şansına sahibim. İki mesleğimi de birbirinden ayıramıyorum. Mesela Ocak ayında gerçekleşecek moda haftasında altı defilede yer alacağım. Sonrasında Kanada, Kosova ve Tunus moda haftalarında yer alacağım.
Hayatında olacak kişide hangi özellikleri arıyorsun?
Kendi çabası ve alın teriyle hayatını kazanıp ayakları üzerinde duran bir insan olmalı. Yaptığım işe saygısı olmalı, yanımda dimdik durabilmeli. Fiziki özelliklerin geçerliliğine inanmıyorum. Bir andan sonra kaşının, gözünün rengi önem taşımıyor.
Vücut ölçülerin kaç? Formunu korumak için neler yapıyorsun?
36 bedenim. Sıfır bedene karşıyım. Formumu korumak için haftanın dört günü spor yapıyorum. Tatlıdan uzak durmaya çalışıyorum. Bol su içip, taze meyve ve sebze tüketiyorum.
En beğendiğin yönlerin neler?
Fiziksel olarak kendimle ilgili bir şikayetim yok. Aynaya baktığımda mutlu oluyorum. En sevdiğim kişisel özelliğim istikrarlı bir yapım olması.
Sana göre seksilik nasıl olur?
Dişilik ve seksiliğin kılık kıyafetten çok zekayla ilgili olduğunu düşünüyorum. Zeka bir insanı seksi yapan en önemli unsur.
Modayla aran nasıl?
Çok iyi. Boyfriend tip pantolonları kendime hiç yakıştırmadığım için beğenmeme rağmen giymem. Skinny siyah pantolonlar ve siyah kısa kokteyl elbiseleri dolabımın vazgeçilmezi ve bence çok fazla kombin yapmaya uygun kurtarıcılar.