Mersin’de ressam Nazife Bilgin Hazar, Toroslar Belediyesi ile birlikte uygulamaya koyduğu sosyal sorumluluk projesi ile binaların dış cephesine ünlü ressamların eserlerinin örneklerini çiziyor. Bugüne kadar 15 binaya sanatını yansıtan 55 yaşındaki ressam; Van Gogh, Picasso, Diego Rivera, Osman Hamdi Bey’in eserlerinin reprodüksiyonlarını yaptı. Sabah 8’de fırcasını eline alan Nazife hanım, akşam geç saatlere kadar belediyenin sağladığı boya ve vinç ile 10-15 metre yükseklikte binaların dış duvarlarına dev resimler yapıyor. Hazar toplam 21 binanın tuvale döndürüleceği projesini sabah akşam çalışarak tamamlamaya çalışıyor.
48’inde Güzel Sanatlar Akademisi’ni kazandı
Nazife hanımın hikayesi de yaptığı duvar resimleri kadar çarpıcı. İki çocuk annesi bir ev hanımıyken 48 yaşındayken ressam olmaya karar verip, üniversite hazırlık kursuna yazılan ve sınavda başarılı olup güzel sanatlar akademisine başlama hikayesini şöyle anlatıyor Hazar: “2011 yılında Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne girdim. 48 yaşındadım üniversiteye başladığımda. Hayalim hep ressam olmaktı. ‘Ne yapabilirim’ diye düşündüm ve gidip akademiye öğrenci yetiştiren bir kursa yazıldım. Çok çalıştım ve sınavı kazanıp ikinci hayatıma adım attım.”
Mezuniyetimi eşim ve çocuklarıma hediye ettim
Nazife hanım, “Tüm eğitimim boyunca notlarım her zaman çok yüksekti. Okula erken gider, tüm dersleri dikkatle dinler arkadaşlarıma da ders çalıştırırdım. Beni abla, anne olarak görürlerdi okulda. Sonuçta tüm öğrenciler çocuklarım yaşındaydı. 4’lük sistemde hep iyi notlar aldım ve yüksek derece ile okuldan mezun oldum. Mezuniyetimi de bana hep destek olan eşim ve çocuklarıma hediye ettim.”
53 yaşında üniversiteden mezun oldu
Akademideki dört yıllık eğitimin sonunda 53 yaşındayken en yüksek notlardan biri olan 98.6 ortalama ile mezun olan Nazife hanım ikinci bir kariyer düşünenlerin hayallerini asla ertelememesi gerektiğini söylüyor. “Sakın ikinci hayatınızı ertelemeyin. Yaşınız ne olursa olsun her şeye yeniden başlayabilirsiniz. Bir daha dünyaya gelsem gene bu yaşımda okurum. Ben kabuklarımı kırdım hayata hep pozitif baktım. Her şeyi olumlu olarak düşündüm. Ailem de destek gördüm, eşim hep yanımdaydı bu benim şansım tabii. 50’sinden sonra kariyer yaparken ev işlerini de ihmal etmedim. Şimdi çok mutluyum yeniden doğmuş gibiyim. İmkansız diye bir şey yok bu hayatta ama önce istemek lazım. Şimdi evde yemek yapıyorum ama bir saat önce koskoca bir duvarı boyuyordum. Planlı bir hayat ile her şeyi yapmak mümkün.”
Okuldan gelince evde dolma sarıp içli köfte yaptım
“Bana tüm sınıf arkadaşlarım Nazife abla derdi, çocuğum yaşında hepsi tabii. Ailesi Mersin’de olmayanlara da destek olurdum. Sınıf arkadaşlarıma sarma sarar, kek, kısır yapardım, çünkü onları hep çocuklarım gibi görürdüm. Okulda hocalarım hatta profesörler bile benden yaşça küçüktü buna rağmen her zaman seviyeli ve ciddi bir ilişkimim oldu hocalarımla. Akşam okul bitince eve dönüp yemek yapar evi temizlerdim. Ev işlerini de üstün körü yapmazdım, dolmalar sarar, bumbar doldurur, içli köfte yapardım.”
Sosyal sorumlukluk projelerine destek veriyor
Nazife hanım duvar resimleri yapmanın kendisini çok özgür hissettirdiğini de söylüyor. Bugüne kadar birçok sosyal sorumluluk projesinde duvar resimleri yapmış. Bu projenin kendisini çok heyecanlandırdığını da belirten Hazar, “Toroslar Belediyesi başkanı Hamit Tuna’dan teklif geldiğinde çok mutlu oldum. Büyük binaların üzerine resimler yapmak hep hayalimdi” diyor.
Mersin’in en çok göç alan mahallesinin çehresi değişti
Mersin’de yaptığı çalışmaları gören belediyelerden teklif geldiğini de anlatan Nazife hanım, “Şimdi belediyeler bana ulaşıyor, bizim için de resim yapar mısınız diye. Bu işim bitince gelen teklifleri değerlendireceğim. O zaman para da kazanırım. Bugüne kadar Mersin çocuk cezaevinin duvarlarına resimler yaptım, kadın sığınma evinin duvarlarını resimlerimle renklenderdim. Şimdi de Mersin’in en çok göç alan mahallesinin çehresini değiştirmek için çalışıyorum” diyor.