Sebzeyi mevsiminde taze ve lezzetli ye…
Araştırmalar, günde beş öğün sebze tüketmenin kansere ve kalbe şifa verdiğini gösteriyor. Gelecekte evlerde kapalı alan çiftlikleri bile kurulabilir...
Artık her sebzeyi, her mevsim manavlarda, pazarlarda bulabiliyoruz. Bundan yıllarca önce böyle miydi! Hiç unutmuyorum, yine aynı şu günlerde yaşadığımız gibi İstanbul kara yenik düşmüştü. Hamileydim ve canım inanılmaz bir şekilde kavun çekiyordu. O mevsimde ne mümkün ama illa kavun da kavun diye tutturmuştum. Eşim bana kavun bulmak için kar kış kıyamet demeden şehirde gezmedik pazar, gitmedik manav bırakmamışlardı. Bugün hangi mevsimde olduğumuz fark etmiyor aradığımız her şey var. Ama elbette yine de çoğumuzun kafasında mevsiminde olmayan ürünlerle ilgili bir dolu şüphe var. Ben her sebzenin mevsiminde taze taze yenmesini doğru buluyorum. Hem lezzet hem de sağlık açısından.
Kansere ve kalbe şifa
Dünyada sebzeyle ilgili yeni bir akım var. Günde beş öğün yenen sebzenin kansere ve kalbe şifa verdiğini iddia eden bir akım bu. Hatta Londra Üniversitesi’nden Oyinlola Oyebode adlı araştırma ekibi, ‘Epidemiology and Community Health’ dergisindeki makalelerinde, beş öğünün yetmeyeceği, en az yedi öğün sebze yenmesi gerektiğini savunuyor. Şaka değil tıbbi bir iddia bu.
Kapalı alan çiftçiliği gelişiyor
Bu arada sizinle paylaşmak istediğim, geleceğe yönelik hoş bir hipotez var sebzelerle ilgili. Bugün dünya üzerinde yaklaşık 7 milyar insan yaşıyor. BM’nin tahminlerine göre bu rakamın 2050 yılında 9 milyarı bulacağı tahmin ediliyor. Ve bu insanların da üçte ikisinin kentlerde yaşayacakları öngörülüyor. Deniliyor ki, “İşte bu nedenden dolayı insanlar, sebzelerini evlerinde yetiştirecek. Güneş ve toprak olmayacak gerçi ama ev çiftlikleri, ona göre kurulacak.” Verilen isim de: ‘Indoor Farming’ (kapalı, iç çiftçilik).
New York Columbia Üniversitesi, buna uygun mimarî tasarımlar planlamaya başlamış bile. İlk akla gelen, su gereksinimi az ‘Dik Tarlalar’. Esin kaynağı da NASA. Zamanında astronotların uzun uzay yolculukları için planlanan projeler hayata geçiriliyor. İlk denemelere göre bu tür kapalı bir ortamda 120 kadar bitki yetiştirmek mümkün. Güneş yerine LED aydınlatma. Toprak için de özel kimyevî karışımlardan oluşan bir taban. Tek bir farkları olacak bu sebzelerin uzmanlara göre: Işıklandırmadaki değişiklik nedeniyle, tatları ve kokuları biraz değişecek. 2050 yılında sebzemiz eksik kalmasın da, tatları ve kokuları varsın biraz değişsin!
Tamam da bu sebzeleri neden yemeliyiz, faydaları nelerdir! diye sorabilirsiniz. Mevsimine göre yemenin her zaman daha doğru olduğunu savunanlardan biri de diyetisyen ve beslenme uzmanı Dilara Koçak bakın faydaları konusunda neler söylüyor:
Bal Kabağı: Bal kabağının parlak turuncu rengi onun önemli bir antioksidan olan beta karotenden zengin olduğunu gösterir. Beta karoten vücutta bağışıklık sistemini canlandırıcı etkisi olan A vitaminine dönüşür. Ayrıca bal kabağı iyi lif kaynağıdır.
Ispanak: Ispanak; kalsiyum, folik asit, A, C, ve K vitaminlerinden zengindir. Folik asit hamilelerde bebeğin spina bifida denilen hastalıktan korunmasını sağlar ve ileri yaşlarda görülen alzheimer riskini azaltır.
Pırasa: Pırasa bir çok faydasının yanı sıra güçlü bir antioksidan olan “polifenol” içerir. Bu antioksidanlar vücudumuzda bulunan ve çeşitli kronik hastalıklara zemin hazırlayan serbest radikallere karşı koruma sağlar.
Lahana: Diyet lifi, manganez, folat, B6 vitamini, potasyum ve omega-3 yağ asitlerinin çok iyi kaynakları arasındadır. Aynı zamanda B1, B2, kalsiyum, A, C vitamini ve proteininde iyi bir kaynağıdır.
Kereviz sapıyla haydari
Malzemeler:
-5 kerevizin yeşil sapları
-1/2 demet maydanoz
-1/2 demet dereotu
-1/2 demet taze nane
-2-3 taze soğan
-3 diş sarmısak
-300 gr süzme yoğurt
-Zeytinyağı, tuz
Hazırlanışı:
Yeşillikleri ince ince kıyın. Süzme yoğurt, zeytinyağı, tuz ve ezdiğiniz sarımsakları çırpın. Yoğurtlu harcın içine kıydığınız yeşillikleri ekleyin ve karıştırın. Üzerine zeytinyağı gezdirebilirsiniz.
Vişneli zeytinyağlı pırasa
Malzemeler:
-1 kg pırasa
-50gr vişne kurusu
-2 orta boy havuç
-1/2 demet maydanoz
-Zeytinyağı
-Tuz, kırmızı pul biber
Hazırlanışı:
Pırasaları ve havuçları ayıklayıp kesin. Maydanozu ince ince kıyın. Tencereye zeytinyağını koyun ve doğradığınız havuçları soteleyin, ardından pırasaları ekleyip 1-2 dakika daha soteleyin. Vişne kurularını, tuzu, pul biberi ve pişmesine yetecek kadar su ekleyip tencerenizin ağzını kaptın. Kaynamaya başladıktan sonra kısık ateşe pişirin. Pişmeye yakın maydanozu ekleyip ateşten alın. Ilıdıktan sonra servis edebilirsiniz.
Portakal suyunda ıspanak kökü
Malzemeler:
-1/2 kg ıspanak kökü
-2 adet portakal
-50 gr kuru üzüm
-2 adet kırmızı kapya biber
-Zeytinyağı
-Tuz, karabiber
Hazırlanışı:
Kapya biberleri kesin. Tavaya zeytinyağını koyun. Kapya biberlerini ekleyin. Sotelediğiniz biberlere ıspanak kökünü, iki portakalın suyunu, kuru üzümü, tuz ve karabiberi ekleyip pişirin. Ispanak kökleri yumuşayıp suyunu çekene kadar pişirin.
Portakallı ayvalı kereviz
Malzemeler:
-5 adet orta boy kereviz
-1 adet orta boy patates
-2 adet orta boy ayva
-2 adet havuç
-20-25 adet arpacık soğan
-2 adet portakal
-1/2 limon
-Zeytinyağı
-Tuz, karabiber, kırmızı pulbiber
Hazırlanışı:
Arpacık soğanları ayıklayın. Kereviz, patates ve ayvaları iri küpler halinde kesip limonlu soğuk suda bekletin. Havuçları halka halka kesin. Limonu ve iki portakalı sıkın. Tenceye koyduğunuz zeytinyağında arpacık soğanları soteleyin, havuçları atıp soteleyin. Daha sonra tencerenize patates, kerevizleri, sıktığınız limon ve portakal suyunu, tuz, karabiber ve pulbiberi ekleyin pişirmeye bırakın. Portakal ve limonun suyu az ise su ekleyebilirsiniz. Kerevizleriniz yarı pişmiş kıvama geldiğinde ayvaları ekleyin. Tüm sebzeler piştiğinde tencerenizi ocaktan almadan varsa kerevizin yeşilliklerini ince ince kıyıp yemeğinizine ekleyebilirsiniz. Ilıdıktan sonra servis edebilirsiniz.