Plak maceranızı anlatır mısınız?
Bu ne koleksiyonerlik ne de arşivcilik sade bir müzikseverlik. Koleksiyonerlik zaman zaman plağın içerinden bağımsız olarak onu metalaştırıp bir şeyi sahip olma noktasına da gidiyor. Ben sadece aldığım plakları dostlarımla dinlemek ve paylaşmak için alıyorum. Arşivimin yüzde 99.5 sevdiğim sanatçıların albümlerinden oluşuyor. Sevmediğim hiçbir şeyi satın almam, plakları toplamak için toplamıyorum.
Ne zaman başladınız plak toplamaya?
90’lı yılların sonunda bşaladım plak toplamaya. O zamanlar dans müziği plakları toplarken sonrasında albüme dönüştü bu hikaye. Bugün 6 bin albüm, plak sayısı olarak da 9 bin plak var ve her geçen gün artıyor bu sayı..
Tim Burgess’in “Vinly Adventures İstanbul to San Fransisco” kitabı gibi siz de maceralarınızı bir kitapta toplamayı düşünür müsünüz?
Dünyanın bir çok kıtasında ve ülkesinde bir çok plakçıya gittim ve her birisiyle ilgili anılar kafamda hala çok taze. Mutlaka gitmiş olduğum plak dükkanları, plak hikayeleri, plak sohbetleri, hatta festivalleri de kapsayan bir kitap projem var ama önce emekli olmam gerekecek. Zorlu PSM’de işlerim çok yoğun, 7/24 çalışıyorum ve boş vaktim çok yok.
Çılgın plak fiyatları da uçuşuyor havada...
Hollanda Ultrecht’teki fuar çok çarpıcı, bu dünyanın en büyük plak fuarı her sene Nisan’da gidiyorum. Plak tutkunları bu fuara geliyor ve buluşuyoruz. Sex Pistols’un God Save the Queen 45’liğinin ilk baskısı gözümün önünde 19 bin paund’a satıldı. Bu gördüğüm en yüksek plak satış hikayesiydi. Benim o kadar büyük paralar ödediğim bir plak yok. En yüksek yabancı plaklardan 250 paund verdiğim bir albüm var, yerlilerde ise Fikret Kızıok’un “Zaman Zaman” albümüne 1500 TL, Semiramis’in ilk albümüne de 2 bin 200 TL verdim. Yerli plak piyasası çok dar ve değerinin çok üstünde yüksek fiyatlara satılıyor ve müsikseverlikten uzak bir durum bu.
Hangisi daha zor, genel müdür olmak mı DJ’lik mi?
Genel müdürlük daha zor. (gülüyor) DJ’liğin manevi tatmini çok yüksek, hayattaki en mutlu olduğum zamanlar DJ kabininde olduğum anlar. Genel mdürlük ise çok fazla sorumluluklar ve sorunlar dünyası. Ülke koşulları da malum, dünya da zorlaşıyor git gide. Olan her kötü olay bizi de etkiliyor. Bir geceyi huzurla atlatıp başınızı yastığa koymak en büyük mutluluk. Dolayısıyla genel müdürlük çok daha zor.
Hayalim Anadolu’ya turneler yapmak
Belli olan 115 etkinlik açıkladınız, devamı gelir mi?
Bir kısmını açıkladık sezonun, yaklaşık 115 etkinlik var bu Türkiye ve Avrupa standartlarının çok üstünden bir rakam. Yeni isimler de eklenecek sezon programına.
Dört sezon geride kaldı, ülke aşırı türbülanslı bir iklimde; güvenlik, siyaset, terör.. sizi en çok ne zorladı?
Kötüydü o günler, her anlamda çok zorlandık. İptallerden en az etkilenen yer biz olduk ama Türkiye’nin kültür sanat hayatı çok etkilendi. Şükür ki 8 aydır olumsuz bir şey olmaması güvenlik başlığını sanatçılarla masadan kaldırmış görünüyor ve dev sanatçılar geliyor.
Hayalinizde Zorlu PSM’ye hangi isimleri getirmek var?
Zorlu PSM’den beklentiler öyle büyüdü ki son iki senede koyduğumuz iddialı program nedeniyle. Ama buranın kapasitesi belli hem de bütçe olarak zorluk derecesi yüksek işler. Zorlu ailesinin ve üst yönetimin desteği çok değerli, ama belki hayallerim içinde şuna ikna edebilirim holdingi, Zorlu Entertainment adıyla bir sektör başlığı haline getiriyp, Zorlu PSM’nin dışına taşabiliriz bu işi. Neden biz festivaller düzenlemeyelim, neden stadyum konserleri yapmayalım, neden Anadolu’da turneler yapmayalım. Memleketin en uzak yerlerine de kültür sanatı götürmek istiyorum.