Ruhum ve görüntüm eşleşti
Koca Koca Yalanlar dizisiyle ekrana dönen Pelin Öztekin kilo verdikten sonra oyunculukta şansının yükseldiğini anlatıyor.
Koca Koca Yalanlar’la ekrana geri döndünüz neler yaptınız bu süre içinde?
Biraz nadasa bıraktım kendimi. Projeler arası kendime zaman tanımayı seviyorum. Dinlenmek, kendimi dinlemek yenilenmenin en güzel biçimlerinden. Her seferinde beni izleyen seyircimize farklı Pelin’leri yeni karakterlerle harmanlayıp sunmak için gereken bir süreç diyelim.
Bu diziyi ve canlandırdığınız karakteri nasıl anlatırsınız size neler hissettiriyor neyi hoşunuza gidiyor?
Canan çok benden, bizden bir kadın. Yaşanmışlıkları ve bunun karşısında hayata tutunması hoşuma gidiyor. Benzeyen yönlerimizi ortaya çıkarıp bende olmayan özelliklerine kulak veriyorum. Canan beni heyecanlandıran bir karakter oldu. Saflığı, arkadaşlığı, temiz kalan kalbi ve zamanla göreceğimiz aşkı sizleride Canan’a yakınlaştıracak.
Canan ayakları yere sağlam basıp hayata tutunan biri. Pelin nasıl bir kadın? Zorluklar karşısında hemen pes eder mi yoksa sonuna kadar mücadele eder mi?
Ben kendimi bildim bileli mücadeleyi seven biri oldum. İş olsun, özel hayat olsun çabuk pes edenlerden değilim. Sonuna kadar gidip olumlu veya olumsuz her sonuç için cabalarım. Belki Canan la en en benzer noktamız bu bile olabilir.
ASLINDA ALDATANLAR DA ALDANIYOR DİYEBİLİRİM
Aldatılma hikayelerine siz nasıl bakıyorsunuz. Aldatılma korkunuz var mı mesela?
Bu hikayeler maalesef gerçek. O yüzden daha çok bağlanıyorum işime. Hepimiz bir zaman aldatılma korkusunu yaşadık, yaşıyoruz belki de aldatıldık ayakta uyuyoruz. Koca koca yalanlar da işte tam bu noktaya parmak basıyor. Erkekler tarafından kandırılırken aslında aldatanların aldandıklarını göreceğimiz bir iş. Korkularımızın birlikte üstesinden gelebileceğimizi kadınlar olarak göstermek.
Canlandırığınız roller giderek dişi ve seksi rollere doğru evriliyor bu durum şaşırtıyor mu yoksa yaydığınız enerjinin sonucu mu?
Artık ruhumun, enerjimin eşleştiği bir görüntü sunuyor oluşum bu sonucu doğuruyor olabilir. Ama ben her kadının içinde dişilik olduğunu düşünüyorum. Kilolu olup çok seksi olan kadınlar var bu dünyada..
Ama televizyon dünyasında dış görünüşün biraz dayatmalarla ilerlediğini gördüğümüz için rollerimin çeşitliliği farkedilir oldu diyebilirim.
93 KİLOYU SAĞLIĞIM İÇİN VERDİM
93 gibi ciddi bir kilo verdiniz. Kilo verme süreciniz, ameliyatlar kendiniz için verdiğiniz bir karar mıydı yoksa işiniz ve başkaları için miydi?
Ben bu yola hep kendim için çıktım ve bu yolculuğun başlığı ‘’Sağlık’’tı. Tabiki yanında pozitif getirileri de oldu olmadı desem kimi kandırıyorum ki ? Yalnız sadece ameliyatlar elde edilen bir değişim demek yanlış olur. 93 kilonun 55-60 ını ameliyat geri kalanını ise yaptığım sporlarla ve kendime kattığım disiplinle elde ettim. Yine kendim için her zaman olduğu gibi...
Fitlik, zayıflık meslekti şansı yükseltiyor mu ne düşünüyorsunuz?
Zayıflamamın ilk 2 yılı işsiz olmam bu tezi çürütüyor. İnsanların bir kabul süreci olduğunu gördüm. Mesleki şansı yükseltiyor mu sorusuna rol çeşitliliği kattığını söyleyebilirim. Ama başarı, karaktere kattığımız ruhla ilgili.
TİPE GÖRE ROL VERMEK MESLEĞE HAKSIZLIK
Tipe, kiloya göre rollerin sınıflandırılması ve sınırlandırılması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Gerçekten mesleği oyunculuk olanlara haksızlık olduğunu düşünüyorum bu şekilciliğin. ‘’This is us’’ diye bir dizi var ve başrolü oldukça kilolu. Peki o diziyi izlerken ablalığı mı bize inandırıcı gelmiyor, yaşadığı aşk mı ? Kilolu olanlar sevemiyor mu? Mutlu olduğunda gülemiyor mu? Belki en gerçeğini yaşıyor, yaşatıyorlar ama önyargılara takılıyorlar.
Aynaya baktığınızda eski halinizi hatırlıyor musunuz yoksa hep bu halde gibi mi hissediyorsunuz?
Hatırlıyorum, keşke siz de hatırlasanız. 27 yılımı geçirdim ben eski Pelin‘le ve hiç bir anını keşke demeden yaşadım. Aynaya her baktığımda o Pelin’in gülüşü oluyor suratımda sadece daha sağlıklı haliyle. İyi ki o zamanlarım olmuş şu anın kıymetini daha iyi anlamamı sağlıyor.